Boyutları, sonuçları önceden kestirilemeyen koronavirüs salgınının salgın sonrası da sıkıntılara neden olacağı bilim adamlarınca açıklanıyor.

Bazı ülkeler gelecekteki sıkıntıları çözebilmek amaçlı birbirleriyletak çalışmalar yürütüyor.

Bizde ise her gün; yüzün üzerinde hayatını kaybedenler varken, topyekün birlikte el ele mücadeleye mecbur iken, toplumu ayrıştırma ötekileştirme söylemleri hiç de yakışık almıyor. Demokrasi, siyaset böyle olmamalı.

Korkunun ecele faydası yok. Bu ayrıştırıcı, bölücü dil 31 Mart ve 23 Haziranda en ağır şekilde kullanıldı.

Sonuçtada aziz milletimiz bu dili kabul etmiyor. Haksız yakıştırmaları şiddetle reddediyor.

Bu siyaset anlayışının ülkemize, milletimize hiçbir yararı zaten yok. Söyleyenlere hiç yok.

Sıkıntıları el birliği ile milletçe, paylaşarak aşabiliriz.

Hele milletin bir bölümünü paralel yapıya benzetmek hiç yakışmıyor. Kimler beraber yürüdü, beraber ıslanmıştı.

Devletin yapısını yaptıkları düzenlemelerle, anayasa değişiklikleriyle TSK'da, yargıda bütün devlet kurumlarına yaptıkları atamalarla paralel yapıya adeta teslim eden siyasi düşüncenin yaptıklarını unutmuş gözükmeleri de ayrıca üzüntü vericidir. Ayrıca iftira, haksız itham dinimizce en büyük günahlardandır. Siyaseten de sonuçlarıtadadır.

Cezaevlerinde doluluk korona virüs salgını nedeniyle sonuçta af niteliği taşıyan yasa çıkarıldı.

Adrese teslim sonuçlar sağlandı.

Rüşvet alanlar, rant yaratanlar, görevlerini kötüye kullanarak kamuya zarar verenler de affedildi.

Cenab-ı Allah'ın "Rüşvet veren de alan da cehennemdedir" hadisi şerifleri adeta yok sayıldı.

Kamu malına, tüyü bitmedik yetimlerin parasını gasp edenlerin affedilmeleri, gelecek için de çok kötü bir yol haline getirilmesidir.

Devlette görev alanların yaptıkları işlerin hesabını vermeleri, hukuk devletlerinde, gerçek demokrasilerde vardır. Bazı iş ve işlemlerin özellikle para işlerinde görevlilerin hesaptan muaf tutulması güveni sarsacak bir düzenleme olmuştur.

Sevgi ve saygılarımla