Merhaba Sevgili Kitapsever dostum,

Okuduğum kitapların en güzel yerlerini ve tad aldığım bölümlerin yorumlarını seninle paylaşmak tüm dünyaya ile paylaşmışız da milyarlar okumuş gibi bana tad veriyor.

Sevgili dostum,

Bu aralar sindire sindire “ Zaman Kaybolmaz”ı okuyorum. ilber Ortaylı hayatını anlatmış. 550 sayfalık kitapta Nilgün Uysal çok yakından takip ettiği Ortaylı’ya can alıcı soruları sormuş. Kitap 2005 te yayınlanmış ama yeni baskı yapmayınca, talep de çok olunca   Kronik Yayınları yeniden basmış. 4.Tokat kitap fuarında görünce alarak okumaya başladım. Hocanın ilkokul ve çocukluğundan başlayarak tanıştığı etkilendiği tüm insanları isim isim anlatması gerçekten de hocanın hafızasının gücünü gösteriyor.

Sevgili dostum, Edebiyatsever Kardeşim,

Kitaptan genel değerlendirmeleri senin için not tuttum, önemli yerlerden sadece 1 yerden  kelimesi kelimesine alıntı yaptım. Ötekiler genel yorum. Hoşuna gidecek ve kitabı merak ederek okuyacağına inanıyorum.

Sevgili dostum,

 “Zaman kaybolmaz” kitabının adın ne olmalıydı? diye sorsalar “Gerçek dostluklar kaybolmaz, Gerçek Dostlar unutulmaz” olmalıydı derim.     

 “Çok dostunuz olsun, ama bilgili insanlardan olsun, Hayatta sana iz bırakan unutamayacağın insanlardan olsun. Her zaman sevgiyle anacağın dostların olsun. Bu kitapta anlatılanlar gibi. “böyle demeye getiriyor Hoca .

Sevgili dostum, Öğrenen Kardeşim,

 “O’ndan çok şey öğrendim”  Ortaylı’nın kitapta  en çok  kurduğu cümle. Fazlurrahman, Halil İnalcık, Mübeccel Kıray, Recep Yazıcıoğlu, Muammer Aksoy, Sultanlar, Osmanoğulları.. bir çok yabancıi isim. Hocaya çok şey öğretenler. Çok az Profesör etiketli insanın ağzından böyle “Çok şey öğrendim” lafını duyarız. Çoğu  “Çok şey Öğrettik” derler.

Sevgili dostum,

 “İnsanların dindarlığını değerlendirmek ve yorumlamak biz fanilere düşmez”  Annen mi baban mı daha dindardı* Sorusuna böyle cevap veriyor Hoca. Başkası olsa  “şu daha dindar bu daha dindar hatta ben en dindarım” der. Hocanın böyle değerlendirmesi O’nun seviyesini ve kalitesini gösteriyor. İnsanların dindarlığını  insanlar değil onları Yaradan bilir sadece.

Sevgili dostum,

 “2003 yılında Kaybettiğimiz Vali Recep Yazıcıoğlu, çok ilginç bir insandı. Aynı köyden yetişen bir sürü zeki çocuk var. Adnan Kahveci falan. Bunların ortak özelliği  para yememeleri. Demek ki o köyün  ya da o cemaatin  verdiği kültür bu. O zaman hırsız veya namuslu olmak çok da kişisel bir şey olmuyor. Daha çok aile ve cemiyet terbiyesine bağlı bir şey” (shf 418)    böyle diyor Rahmetli vali için.

Vali Ankara’da iken mutlaka ders davet ettiğini de başka kaynaklardan okumuştum. Güzel insanları öğrencileri ile tanıştıran kaç tane erdemli Hoca var Üniversitelerde. Öğrencilere  “örnek olun” demek yerine örnek insanlarla tanıştırmalı  hocalar İlber Ortaylı Hoca gibi… Bunu yapan çok az Hoca var. Öğrenciler de yeni insanlarla tanışmayı dostluk kurmayı seviyor çünkü. Son yıllarda  derse konuk davet etme bilinci arttı ve bundan  memnunluk duyduğumu belirtmek isterim. Üniversiteler hayatın içinde olmalı. Gençler örnek insanlarla tanıştırılmalı.

Sevgili  dostum, Kitapsever Kardeşim,

 “Hedefin olacak. 5 yalında olsan da 55 yaşında olsan da. Torunum 5 yaşında. Bana diyor dede bisiklet binmeyi öğreneceğim. Hızlı süreceğim. Sağa sola bakarak süreceğim. Neticede akşamına  hedefine ulaşıyor.”

Hedef belirleyerek  yapılan plana uyan insanların başarı oranı daha da artıyor. Bunu başarılı insanların hayatına bakınca o hayat hikayelerini okuyunca daha iyi anlıyoruz. Hoca buna vurgu yapmış.

Sevgili dostum, güzel kardeşim, kitap aşığı arkadaşım,

Hoca insanları Tanıma ve  öğrenme  hevesini de şöyle anlatıyor.

 “İnsanların kimseyi tanımadığı ve tanımaya da üşendiği bir Türkiye ortamında, Çok gençtim. Bugün ki imkanlarda yoktu. Ama oradan oraya koşturarak tanıdım bu insanları. Bana çalışmamda, düşünmemde ve yetişmemde bana yardım edecek insanları tanımak için çaba gösterdim. (shf 405)

Bugün ki gençliğin de çoğu ayaklarına kadar gelen mesela okulda konuşma yapmaya gelen insanlar ile iletişime geçerek onlardan faydalanmaya üşeniyor. Hocanın dediği gibi. Bu da onların gelişmelerini engelliyor ve iş bulmalarına da engel bir durum oluyor. Bence gençler hocanın bu anlattığı konu üzerinde iyice düşünmeliler.

Sevgili dostum, Kitapsever Kardeşim,

“Öğrenme azmi”  işte insanı böyle gayrete getirerek  “insandan insan ve bilgili olduğu için değer vermek ve faydalanmak “ilkesi gereği hoca öğrendiği insanların siyasi  yönüne bakmamış. Zaten o insanlarda siyasi yönü ne demeden öğretmişler ve “öğrenen insana” daha güzel şeyler öğretmişler bıkmadan.

Bugün bilgili insanlardan kaçıp da bilgisiz boş laubali” şeytan tüyü var” dediğimiz insanlarla muhabbet edip sonra da güzel yerlere gelmek isteyen gençleri görünce  “en çok işsizlik üniversite mezunlarında var” haberlerine hayret ediyorum. Öğrenmek için değil de sadece diploma alırsan,  sosyal yönün zayıf kalırsa, iletişim ve özgüvenin düşükse sen olsan kendini işe alır mısın? Bu soruyu gençler kendine sorsalar iyi olur. Ama “Zaman Kaybolmaz” ve  “Bir ömür nasıl yaşanır?”, “Geleceği İnşaa etme “ kitaplarını da okuduktan sonra sorsun bu soruyu gençler kendilerine. Ne kadar bilgili ve güçlü olursanız ve kaliteli insan tanırsanız size sunulan imkanlar o kadar artar bunu anlatmak istedim. Yoksa her kesimde işsizlik de olur veya işçi bulamayan insanlarda.  Bu kitap da üstü kapalı anlatılıyor yani. Ya da ben mi öyle anladım?              

Sevgili dostum, Kitapsever Kardeşim,

Daha çok gençlere yönelik yayınlanan bu kitaplar gençlere yol gösteren Üniversite gibi hocaları  ayaklarına getiriyor okuyarak öğrenmeyi sevenlere. Sen okursun, okumak isterse iş arkadaşına, çocuklarına, akrabalarına, komşularına velhasıl okumak isteyen herkese de faydalı oluyor. “Okumayı sevmeyen milletiz “diyerek işin içinden zeytinyağı gibi üste çıkmak yerine  bizde okuyarak davranışlar ile gençlere örnek olalım.

Sevgili dostum, Kitapsever kardeşim,

 “Çok şey öğrenen”   İlber Hoca gibi  “Çok şey yazmak isterken” bir anda sayfalar tükeniyor ama  ağaçlar kalem olsa, deniz mürekkep olsa anlatmak istediklerimizin tamamını anlatmaya yetmiyor. Söz çok konuşmak için de yazmak için de asıl olan bu konuşulan ve yazılanları yaşamak ve “ yaşayarak örnek olmak” da yatıyor.

Sevgili dostum,

Güzel kitapları okumaya ve tanıtmaya sana anlatmaya doyum olmuyor. “Çok şey öğrendim” bu “zaman Kaybolmaz” dan  Hoca başkalarından ben ondan sen benden öğrendin ve  bu öğrenme dalga dalga yayılsın ve 84 milyon öğrensin. Ülkemiz de lider ülke olsun.