Tokat da tıpkı bazı büyükşehirlerde olduğu gibi bir karmaşaya, kargaşaya, gürültü ve ses kirliliğine kurban ediliyor.
Bu yargıya varmamızın en büyük nedeni çarşı pazardaki gürültü kirliği… 
Kapalı pazar yeri ve Çarşamba pazarındaki “gereksiz” gürültü kirliliği dile getirildiğinde bazıları, “Pazar yeri zaten gürültülü olur” savunmasına geçiyor. Lakin yine başta birkaç büyükşehir olmak üzere, yüzlerce il-ilçe yerleşim yerlerinde bu algının tam tersi yaşanıyor: 
Sessizlik.
Çünkü yaşadığımız yüzyılda bağırıp çağırarak pazarcılık yapma dönemi bitti. Ama gel de bunu Tokat’ta anlat. Sanki kim daha çok bağırıp gürültü yaparsa o çok ürün satacakmış gibi bir hoyratlık, karabasan gibi dolaşıyor pazaryerlerinde. Bunun böyle olmadığını bildiği halde sırf cahil cesareti ve hodbinliğiyle milleti rahatsız edenlere karşı bir müeyyidenin olduğunu da biliyoruz. “Kabahatler Kanunu” adıyla bilinen ve “uygulanmayan” kanunun uygulanması halinde bazı şeylerin önüne geçileceğini tahmin ediyoruz. 
Yasanın içeriğini hatırlatalım:
“Yasa ve Yönetmeliklere göre başkalarının huzur ve sükûnunu bozacak şekilde gürültüye neden olan kişiye idarî para cezası verilir. Bu fiilin bir ticarî işletmenin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde işletme sahibi gerçek veya tüzel kişiye bin Türk Lirasından 5995 – 30.072 Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Polis yerine belediye zabıtasına da şikâyette bulunulabilir. Polisin verdiği idari para cezasına karşı da gürültü sürüyorsa Türk Ceza Yasasında düzenlenen huzur ve sükûnu bozma suçu gereğince Savcılığa şikâyette bulunulabilir. Mesai günlerinde öğleyin saat 13 ile 15 arasında (öğle istirahati) ve geceleri saat 19 – 07 gürültülü hareketler yasaktır. Pazar günü ve resmi tatil günleri tüm gün boyunca istirahat vakti olarak kabul edilir.”
Hasta, yaşlı, çocuk ya da dinlenmeye ihtiyacı olan her bireyin pazaryerlerinden kaynaklanan rahatsızlığı çekmek zorunluluğu yok. Bunun anlatılması gerekiyor. Burada esnaf odalarına büyük görevler düşüyor.
Üstelik bu gürültü kirliliği sadece pazarcı esnafıyla da sınırlı değil.
Tokat’ta son dönemde gecenin ilerleyen saatlerinde drift atan, yüksek sesle aracından ya da apartman dairesinden müzik dinleyenler çoğaldı. Saatin 1’i, 3’ü fark etmeden bu densizlikleri yapanlara herhangi bir müdahalenin de yapıldığını sanmıyorum. En fazla olay apartmanda ise komşular kavgaya tutuşuyor, trafikte ise hiçbir şey olmuyor. 
Magandalığın, eğitimsizliğin ve “adam sendeciliğin” vücut bulduğu her şey topluma zarar verir. Topluma hiçbir faydası olmayan, dar kalıplar ardına sığınarak hemen her şeyi eleştiren tipitip emekli eskisi muhalifler gibi olmadan, sorunlara çözüm önerileriyle katkı sunmak isteyen herkes bu meseleye eğilmelidir. Basit gibi duran ama gerçekte çok önemli sorunlara kapı aralayan bu “gürültü kirliliği” karşısında şehrimiz için bir şeyler yapma zamanı çoktan geldi.
Bu konuda belediye de elini taşın altına koymalı; eskiden kalma “Esnafı karşımıza almayalım” yanılgısı terk edilmeli. Çünkü artık 21. yüzyıldayız ve medeniyet, “insan odaklı” olacak şekilde yükseliyor.
Ve ayrıca Türkiye bir Hindistan, Tokat da Hindistan’da ortaçağı yaşayan bir kasaba değil…