Daha 2 gün önce bu köşede, “Ahir ömrümde ne muhafazakârımızdan, ne ilericimizden, ne de Atatürkçü'müzden bir şey anladım” diye yazdım. Yazmasına yazdım da bugüne ya da yarınlara, bu umutsuz durumdan kurtulma şansımızın olmadığını da her gün yeniden anlıyorum.
Misal bir gazeteci arkadaşımız Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu’nun 23 Nisan mesajı için “Atatürk’süz 23 Nisan mesajı” tespitini yaparak uzunca bir yazıyı kaleme almış. Bir gazeteci “büyüğünden” (İstanbul’da yaşayan, Tokat ile “kökten gelen” bir hesabı olan ‘büyük’ bu...) haber aldığını yazarak konuya giriş yapan arkadaşımız, yazısının bir yerinde “Tokat'ta Atatürk'ü sevmeyen iki grupla karşılaştım; biri FETÖ'cüler, diğeri Mandacılar” diyor.
Yazının içeriğinde Eyüp Eroğlu’na dönük geçmişe dair mesnetsiz iddiaları yinelediği için o iddialara hiç değinmeden yukarıdaki “Tokat'ta Atatürk'ü sevmeyen iki grupla karşılaştım; biri FETÖ'cüler, diğeri Mandacılar” sözü üzerinden yazımı şekillendirmek istiyorum. Evet bugün Tokat’ta da Atatürk üzerinden oy devşirmeye ya da prim yapmaya çalışan bir kesim var. Ama yazımıza konu ettiğimiz yazarın tespitinin tam tersi bir durumu burada görüyoruz. Bugün bu ülkede ve bu şehirde Atatürk’ü bir anda “keşfeden” FETÖ’cüler ile CHP’nin emperyalistlerin emrine girerek yörüngesinden şaştığı ortamda “Atatürk” maskesiyle dolanan mandacılar var.
FETÖ’den mahkum olanların, hüküm giyenlerin ve hesap verenlerin tamamının paylaşımlarına bakın, ne demek istediğimi anlarsınız. Hepsi Atatürkçü, hepsi CHP’li... Atatürk’ün kurduğu CHP’yi değil, Kemal Kılıçdaroğlu’nun devşirdiği CHP’yi seven, tam bağımsızlıkçı ve emperyalizm karşıtı, efsane kurucu lider ‘gerçek’ Atatürk’ü değil, kurguladıkları Mustafa Kemal’i seven bu güruh, topyekun bir vaziyette ‘milli’ olan ne varsa onun karşısındalar.
Konumuza dönersek...
Merak edip Eyüp Eroğlu’nun 23 Nisan mesajına baktım. Eroğlu mesajında, “(23 Nisan) Millet iradesinin tecelli ettiği Büyük Millet Meclisimizin kuruluş günü olan bu müstesna gündür. (23 Nisan) Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından milletimizin geleceği olan çocuklarımıza hediye edilen bir bayram günüdür. Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılının heyecanını yaşadığımız bu günlerde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetler hedefine yönelik ülkemizin gerçekleştirdiği atılımlar ülkemizin geleceğine umutla bakmamızı sağlamaktadır” ifadelerine Atatürk’ün fotoğrafıyla yer vermiş... Yani meslektaşımızın gazeteci ‘büyüğü’ yalan/yanlış bilgi vermiş yine herkese. Aslında bunu hep yapıyor. Tarihsel ‘kini’ ile yanıp kavrulan bu magazin gazetecisi emeklisinin her söylediğine kulak asmamak gerekiyormuş anlayacağınız...
Eyüp Eroğlu’nu sevmeyebilir, çalışmalarını beğenmeyebilirsiniz. Eleştiri hakkınıza sonuna kadar saygı duyarım. Ama husumete varan sözlerle belden aşağı vurmayın. Yapmadığını, yapamadığını yazın çizin söyleyin; ama tezgah açmayın. Tokat diye bir derdi olan herkesin bu kriterlere dikkat etmeleri beklenir.
Bir gazeteci “büyüğünün” yönlendirmesiyle “Fetö'cü müsün; mandacı mısın; yoksa başka bir şey mi?” yazısını kaleme alarak Eyüp Eroğlu’nun “Atatürk’süz 23 Nisan mesajı” yayımladığını iddia eden meslektaşımızla yıllar yıllar önce “Atatürk” yüzünden sosyal medyada kapıştığımızı da hatırladım birden. O zamanlar tam bir Atatürk karşıtıydı meslektaşım ve benimle çok sıkı tartışmış, hatta işi çok ilerilere götürmüştü...
Neyse konuyu dağıtmadan arkadaşlarımızın içini rahatlatmak adına yazalım: Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evi restore ettiren, “Atatürkçüler” tarafından Araplara satılan Savanora Yatı’nı alarak müzeye dönüştüren AK Parti iktidarının Tokat’taki belediye başkanı, emin olun her milli günde Atatürk’ü unutmuyor. Atatürkçü maskesiyle HDP ile işbirliği yapanlar da rahat olsun. En azından Tokat’ta milli damarlar yaşıyor, yaşatılıyor.