Erzincan eşraflarından Hacı Fevzi Sökmen, Recep Yazıcıoğlu’nu anlatırken böyle demiş: “Bunda olan adaleti hiçbir yerde bulamadım!”
Recep Yazıcıoğlu merkez valisi olarak kızağa çekildiğinde, “Bizden kurtulmak zordur. Bizden kurtulmak ancak ömrümüz sona erince mümkündür.” demişti. Gecenin 11’inde bile köyleri ziyarete giden bir valinin, en çözümsüz hallerde bile “Bir ihtimal daha var” diyerek çözümü ortaya koyan iradenin simgesiydi. “Devlet” dediğimiz kutlu aygıtın valinin makam otomobilinden ibaret olduğunu sanıp o otomobilin içinden “milletin kendisinden” birinin çıktığını gösteren bir valilik örneğiydi bu ülkeye yaşattığı.
Recep Yazıcıoğlu 13 yıllık Kaymakamlık ve 19 yıllık Valilik görevleri sırasında “Problemler evrakla beraber daireden daireye, masadan masaya havale edilmekte, sonuçta anarşi ve kaos yaşanmaktadır. En büyük güç halktır. Halkın talebi ve dayatması olmadan bir şey yapılamaz. Sistemi halk değiştirecektir. Kavramlar tartışıldıkça, sistem kilitlendikçe halk harekete geçecektir.” sözündeki iradeyle görev yaptı. Yazıcıoğlu görevi süresince Bakanlık kaynaklarını il özel idaresi kaynaklarıyla birleştirerek hizmetlerin emanet usulüyle daha hızlı ve ucuz gerçekleştirilmesini sağladı. Böylelikle il merkezlerinde yüzde 40, ilçelerde yüzde 75'e varan tasarruflar sağladı.
Kızı Necla Hanım’ın söylediği gibi, “Yazıcıoğlu'nun yaptıkları her valinin yapması gereken şeylerdi, normaldi. Anormal olan normalden uzaklaştırılmış insanların, onun gerçekleştirdiklerini anlamaktaki yaklaşımlarıydı” … Pratik, reel düşünen ve kararlarını alırken halkı merkeze koyan bir anlayışla hareket etti. Erzincan depremi sonrasında öfkeli halkın vilayete yürümek istemesi üzerine “Haydi hep beraber yürüyelim” diyerek toplumsal bir olayı barışçıl bir şekilde çözümlemesi, bütün idarecilere örnek olacak devlet adamlığı dersidir.
Belki de Recep Yazıcıoğlu’nu en iyi anlatan özet cümleyi merhum gazeteci büyüğümüz Cemal İncesoyluer kurmuştu:
“Bir dev geldi, kocaman ağzını açıp şöyle bir üfürüverdi, kenti kaplayan beyaz ölüm tozu uçup gitti. Taşlaşan insanlar, daldıkları uykudan uyandılar; sokaklara, caddelere, binalara, bahçelere, kısacası, her şeye yeniden can geldi…” Evet, merhum İncesoyluer’in veciz ifadeleriyle “her yere gelen can” şehirleri ayağa kaldırdı, millete güç ve güven verdi. Prof. Dr. Kenan Mortan’ın Recep Yazıcıoğlu için kullandığı “Türk idarecilerine yol gösteren bir kutup yıldızı” tanımlamasını da unutmamak gerekir.
Erzincan eşraflarından Hacı Fevzi Sökmen’in şu sözleri ise kalplerde ayrı bir yer iz bırakıyor:
“Kapısı herkese açık; sarhoşu gider, delisi gider, kadını gider, erkeği gider. Yol gösterir. Merhameti saymayla bitmez. Biz onunla spor yaptık, suda gezdik, havada uçtuk, yolda yürüdük, çok işler yaptık, gizli hallerine vardık. Zerre kadar kötü niyeti yoktur. Yalnız buraya değil ki; buraya ne yaptıysa ilçelere de yaptı. Bunda olan adaleti hiçbir yerde bulamadım. Köylere gider, hastaları görür, başına bir şey gelmişlere yardım eder. Üç gün üç gece söylesem, onun hareketlerini, insanlığını bitiremem. Onun emsali yoktur. Gökte uçan kuşlar görse onu, gülümser. Keşke geldiği zaman tanışmasaydık, o zaman bu kadar üzülmezdik. İnşallah bir gün geri gelir. Belki de gelir, ne bileyim!”
Yazının başlığında “Recep Yazıcıoğlu’nu en iyi kim anlatır?” dedik. Hakkında yazılan kitapların, sözlerin, hikayelerin ve yaşanmışlıkların ciltler dolusu kitaplara sığmayacağını biliyoruz. Hakkında çok şey yazılacak daha. Bu toprakların en namuslu valilerinden biri olan Recep Yazıcıoğlu için sözler hiç tükenmeyecek; herkes kalemi yettiğince, dili döndüğünce anlatmaya devam edecek elbette. Lakin bizce O’nu en iyi anlatan; hatta canlı örneğiymiş gibi bu şehrin dağına-bayırına, caddesine-sokağına, toprağına-suyuna, mazlumuna-garibine, mağruruna-mağduruna hizmet eden, oğlu Mehmet Kemal Yazıcıoğlu’dur. Erzincan eşrafı Hacı Fevzi Sökmen’in “Bunda olan adaleti hiçbir yerde bulamadım” sözünün kıymetini ve günümüze yansımasını da böyle anlayabiliriz ancak.
Çünkü bu şehre babasından sonra milletin hür iradesi ve rekor oylarıyla seçilerek hizmet etme imkanı bulan Mehmet Kemal Bey; dar kalıplara sıkışmış, kısır siyasi çekişmelerle sürekli küçülmüş, hak ettiği yatırımları alamamış, bürokratik oligarşiyle seneleri heba edilmiş Tokat’ı, merhum babası gibi gücünü milletten alarak yeniden dönüştürecek iradenin, adaletle hükmetmenin ve şeffaflığın, bugünkü yegâne temsilcisidir.