Bazen yazılar elimizde olmadan geç kalır. Bundan üç yıl önce yayınladığımız Tokat ve Niksar'da uzun yıllar öğretmenlik yapan " Tokat'ta Cumhuriyetin İlk Eğitim Abidelerinden Bir Şahsiyet Afide Ocaklı Hanım " yazısı gibi. Uzun sürer, yıllar alır kimi zaman başladığınız bir araştırmanın sonucuna ulaşmak. Bu da öyle oldu, Niksar'da görev yaptığım yıllarda (1985-2005) adını yaşlılardan ve emekli öğretmenlerden çok duyduğum, eski fotoğraflarda karşımıza çıkan ancak kime sorsam Bozkurt Hoca unvanından başka zihinlerde fazla bilgi bulunmayan, adı hatırlanamayan bu değerli öğretmenimizin izlerine geç de olsa ulaştım.

Çıkardım Ergenekon Destanı'nda olduğu gibi sanki o Bozkurt'u öz vatanından. O durdu ben de durdum, o yürüdü ben de yürüdüm peşinden gideceği yere kadar.

Asla vazgeçmedim, yılmadım geç de olsa Sivas/Darende, Hafik, Tokat, Niksar, Zile ve İstanbul'da başarısı ve beyefendiliği ile iz bırakan Bozkurt Hoca'yı bir gün yazacağım dedim.

Öyle değil mi bu değerlerden biri olan Mustafa Özdeğer'i (Bozkurt Hoca) unutturmamak için bir nebze de olsa vefa gösterebilmek, yazmak, belgelemek gerekmez mi?

Öncelikle bu uzun soluklu araştırmalarımız sırasında bilgi ve belgelerini bizimle paylaşan başta Özdeğer Ailesi olmak üzere. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne, Anayasa Mahkemesi Eski Başkanlarından Sayın Yekta Güngör Özden'e, Tokat'ın yetiştirdiği kültür adamlarından Hami Karslı ve M. Ali Erdin Bey'e şükranlarımı sunuyorum.

Neden ona herkes Bozkurt Hoca diyordu, kısaca da olsa değerlendirmek lazım. O Mustafa Kemal'in, aziz milletini arkasına alarak kazandığı istiklal mücadelesi sonrasında bize armağan ettiği Cumhuriyetin ilk öğretmenlerindendi. Mustafa Kemal Cumhuriyeti kurduğu yıllarda bozkurt figürüne önem vermişti. Türk milletiyle Bozkurt arasında -yokluktan dirilişin Ergenekon Destanında olduğu gibi-vazgeçilmez bir ilişkinin olduğunu yakın tarihimizde ilk hisseden bir kişiydi.

1921-1922 yılları arasında TBMM Hükümetinin bastığı ilk damga pullarında bu motif yer almış, geleceğe bir mesaj verilmişti. Keza bunu kağıt paralar, Türk Ocakları, Petrol Ofis, MTTB, İlk yolcu gemisine isim konulması, izci kuruluşları,taokul öğrencilerin kasketlerine bu figürün konulması vb. takip etti. Avrupalılar da o dönemlerde Mustafa Kemal'e Bozkurt unvanı vermişlerdi. İşte bu yüzden Öğretmen Mustafa Bey de bu sembolü Başöğretmeni Mustafa Kemal gibi benimseyen bir eğitimci idi.

Ailesinin ifadelerine göre Bozkurt soyadını 1934 yılında Soyadı Kanununun çıktığı zaman görevli olduğu Tokat'ta iken almak istemiş ancak Nüfus Müdürlüğüne gittiğinde ondan önce bu soyadı başkasının aldığını öğrenince çok üzülmüş aynı soyadı almak istememişti. Onun yerine " Özdeğer" soyadını almayı tercih etmişti Ancak içinde ukde olacak ki bu ismi hayatı boyunca çok kullanmış, İstanbul'da oturduğu evin kapısındaki zile bile Bozkurt yazdırmıştı. Tabi 1970'li yıllardaki siyasi dönemin, terörün sıkıntıları başlayınca dostlarının ve siyasilerin uyarısı üzerine kaldırmak zorunda kalmışlardı.

Aile Hayatı ve Eğitim Dünyası

Mustafa Özdeğer (Bozkurt Bey ) (1321) 1905 Sivas doğumludur. Aileye Kocabeyoğulları denilmektedir. Babası benim de memleketim olan Yıldızeli eşrafından İbrahim Efendi, annesi Hayriye Hatice Hanım'dır. İlkokulu ailesinin ikamet ettiği Sivas'ta tamamlamıştır.

Sivas Mekteb-i Muallimin'den 1924 yılında mezun olduktan sonra ilk görev yeri 28 Eylül 1340'da (1924) başladığı eski adı Mahalle Mektebi, İptida-i Umumi ve İlk Tedrisat Numune Mektebi olan Darende Merkez Cumhuriyet İlkokulu'dur. O zamanın parasıyla 700 lira maaşla çalıştığı bu okuldan 25 Eylül 1927 tarihinde ayrılarak Hafik İlkokulu'nda (Eski adı Koçhisar İlk Mektebi) 1 Ekim 1927'de göreve başlamıştır. Buradaki maaşı 1500 liradır. Bu okulda bir yıl çalışmış (1 Ekim 1927- 21 Ekim 1928) Tokat'a tayin isteyerek-halk arasında Devegörmez İlkokulu olarak bilinen- Gazi Paşa İlkokulu'na atanmıştır.

27 Ekim 1928 -30 Eylül 1931 tarihleri arasında çalıştığı bu okuldan isteği üzerine aynı şehirdeki İbn-i Kemal İlkokulu'na tayin edilmiştir.1750 lira maaşının olduğu okulda 1 Ekim 1931-31 Ekim 1931 tarihleri arasında sadece bir ay görev yapmıştır.

1 Kasım 1931 tarihinde askerlik görevi için buradan ayrılarak İstanbul'a gitmiştir. Çatalca'daki askeri birliklerde yedek subay olarak 30 Nisan 1933 'de askerliğini tamamlayarak 1 Mayıs 1933'de aynı okulundaki görevine dönmüştür.

16 Eylül 1934 tarihinde Tokat'tan ayrılarak akrabalarının da arzusu ile 2000 lira maaşla Niksar Albayrak İlkokulu Başöğretmenliğine 23 Eylül 1934'de başlamıştır.5 Kasım 1936 tarihine kadar bu okulda çalışmış, 6 Kasım 1936'da Niksar Cami-i Kebir İlkokulu Başöğretmenliğine atanmıştır. Okulun adı aynı yıl Ulucan İlkokulu olarak değiştirilmiştir.4 Ekim 1943 tarihine dek burada çalışmış, 4 Ekim 1943 -2 Aralık 1943 tarihleri arasında da Gazi Ahmet İlkokulu Başöğretmenliği görevini yürütmüştür. Dolayısıyla o dönemde Niksar'da bulunan bu üç okulda da görev yapmıştır.

Mustafa Özdeğer, 27 Aralık 1943 -21 Aralık 1954 tarihleri arasında on bir yıl Zile Altınyurt İlkokulu (Yavuz Selim İlkokulu) Başöğretmenliğinde bulunmuştur. Bundan sonraki hayatı ve eğitimcilik görevi İstanbul'da devam etmiştir.

27 Aralık 1954-4 Ekim 1955 tarihleri arasında İstanbul Beyoğlu Piyale Paşa İlkokulu öğretmenliğinde bulunurken, 5 Ekim 1955 -05 Mayıs 1962 tarihleri arasında Beşiktaş Kılıç Ali Paşa İlkokulu'nda çalışmıştır. 7 Mayıs 1962'de atandığı Zeytinburnu Baraka İlkokulu Başöğretmenliği ve devamındaki müdürlük görevinden 20.08.1969 tarihinde kendi isteğiyle emekli olmuştur. Bu okulun adı, yapımında büyük emeği geçen Başöğretmen Mustafa Özdeğer'in herkesçe bilinen Bozkurt Hoca unvanına ithafen daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı'nca Zeytinburnu Bozkurt İlkokulu olarak değiştirilmiştir.

Soyadı gibi değerli olan ve Türk Milli Eğitimine yıllarca hizmet edip binlerce öğrenci yetiştiren Mustafa Özdeğer 30 Nisan 1982'de vefat ederek aramızdan ayrılmıştır.

Aile Hayatından Diğer Bir Kesit

Bozkurt Hoca, 1926 yılında Sivas 'ta Kafkas kökenli bir aile, Hacı Ali Bey ve Şerife Hanım'ın kızı, 1910 doğumlu Sıdıka Hanım' ile yuva kurmuştur. Bu evlilikten 1927 Darende doğumlu kızları Mediha (Karataban) ,1928 Hafik doğumlu Sabiha, 1934 Tokat doğumlu oğlu Gültekin ve 1946 Zile doğumlu küçük kızı Gönül (Özgetürk) olmuştur. Eşi Sıdıka Hanım 1999 yılında vefat etmiştir.

Ailenin büyük kızı Mediha, Niksar Albayrak İlkokulu'ndan mezun olmuştur. Kurmay Albay Nail Karataban ile evlenmiş, Rıfat adlı bir evlatları olmuştur. Halen İstanbul'da yaşamaktadır.

Oğlu Gültekin Özdeğer, ilkokulu Niksar Albayrak ve Zile Altınyurt İlkokulu'nda,taokulu Zile Ortaokulu'nda, liseyi 4 Eylül Lisesi'nde, üniversite eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi'nde başarıyla tamamlayarak Makine Mühendisi olmuş, İngiltere ve Amerika'da çalışmış, Singer Dikiş Makineleri Tic. A.Ş. Fabrikası Genel Müdürlüğünü yapmıştır. Gönül Hanımla evlenmiş, Kerem ve Emre adını verdikleri iki evlat sahibi olmuşlardır. Gültekin Özdeğer 2011 yılında İstanbul'da yetmiş sekiz yaşında vefat etmiştir.

Ortanca kızı Sabiha (Ahıska ),ilkokulu babasının görev yaptığı Niksar Albayrak İlkokulu'nda tamamlamıştır. Niksarlı T.C.D.D.Y. Başmüfettişi Necmettin Ahıska ile evlenmiştir. Taner ve Tülin adını verdikleri iki evlatları olmuştur. Sabiha Hanım 2013 yılında vefat etmiştir.

Küçük kızı Gönül Özdeğer (Özgetürk) ilkokula Zile Altınyurt İlkokulu'nda başlamış,(Öğretmeni Osman Baştopçu) babasının İstanbul'a tayin edilmesi üzerine öğrenimine Kasımpaşa Piyale İlkokulu'nda ve Teşvikiye Selim Sırrı Tarcan İlkokulu'nda devam etmiştir. Ortaokulu Nilüfer Hatun Ortaokulu'nda tamamlamış, Nişantaşı Kız Lisesi'ni bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nden 1974 yılında mezun olarak meslek hayatına diş hekimi olarak başlamıştır. 1999 yılında İstanbul Sultanahmet Öğretmenler Dispanserinden emekli olmuştur. Tekelde İthalat Müdürü olarak görev yapan Ersan Özgetürk ile 1973 yılında evlenmiştir. Bu mutlu yuvadan kızları Esra Yazıcı ve oğulları Emrah Özgetürk doğmuştur. Eşi Ersin Bey 2014 yılında vefat etmiştir.

Başarılarına Bir Örnek Milli Eğitim Bakanlığı'nca Taltif

İstanbul Zeytinburnu Bozkurt İlkokulu Müdürü Mustafa Özdeğer ve aynı okuldan beş öğretmen Milli Eğitim Bakanlığı'nca yayınlanan 20 Aralık 1965 tarih ve 1386 nolu Tebliğler Dergisi'ndeki bilgilere göre İlköğretim Genel Müdürlüğü'nün 24.08.1965 Tarih ve 1.262 sayılı kararıyla "Görevini Başarıyla Yaptığı " için 4357 Sayılı Kanun'un 5. Maddesi A Fıkrası gereğince" Üstün Başarılı "sayılarak taltif edilmiştir.

Küçük Kızı Gönül Özgetürk babasını şöyle anlatmaktadır:

"Babam ailesine çok düşkün, yumuşak yürekli biriydi. Annemi ve bizleri hiç üzdüğünü hatırlamıyorum. Tek maaşıyla bizleri büyüttü. Büyük ablalarımı o şartlar altında ancaktaokula kadar okutabilmiş. Ağabeyimi ve beni üniversitede okuttu. Bunda İstanbul`da görev yapmasının büyük payı olduğunu düşünüyorum. Görevine oldukça bağlı ve prensipliydi. Giyimi konusunda da oldukça titizdi, ütüsüz elbise giydiğini hiç hatırlamıyorum. Mesai arkadaşlarını daima koruyup kolladı ve başarılı olmaları için gerekli rehberliği yaptı. Okumayı çok seven babamın evimizde büyük bir kütüphanesi vardı. Biz bu yüzden ders kitabı haricinde kaynak açısından bir sıkıntı yaşamadık. Öğrencileri de o kadar seviyordu ki yaş haddinden bu okuldan ağlayarak emekli oldu.

Atatürk ilke ve inkılaplarına, Cumhuriyete oldukça bağlıydı. Aynı zamanda dinine çok saygılı olan babam emekli olduktan birkaç yıl sonra annemle birlikte hac görevini yerine getirdiler."

15.04.2020 'de Ankara'daki evinde Teoman Pazarlı Bey ile beraber görüştüğümüz Yekta Güngör ÖZDEN'in hatıraları:

"Bozkurt Hoca'yı Niksar'da tanıdım. Babamın tayini 1941 Eylül ayında Artova/ Çamlıbel Maarif Memurluğundan Niksar'a çıktı. O dönem ben ilkokul 3.sınıfta idim. O Ulucan İlkokulu (Cami-i Kebir İlk Mektebi) ve Gazi Ahmet İlkokulu'nda çalıştı. Babam Halis Turgut Özden'le de beraber görev yaptılar. Niksar'da herkes ona Bozkurt Hoca diyordu çok sonraları asıl adının Mustafa Özdeğer olduğunu öğrendik. Beraber kaldıkları annesine de halkımız ve öğretmenlerimiz Bozkurt Nene adını vermişlerdi. Ulucan İlkokulu'nun biraz daha yukarısındaki zamanına göre iyi bir konuma sahip olan Topçuoğulları'nın evinde kirada idiler.

Konuşkan, prensipli, disiplinli ve çok başarılı bir öğretmendi. Ben Anayasa Mahkemesi'nde iken babamla beraber Ankara'ya ziyaretime de gelmişti. Saygı ile ellerinden öptüm. Bir işi vardı ama -kızı Gönül'ün tayin meselesi-onu halledemedim o da biraz üzüldü doğrusu. Oğlu Gültekin'le beraber yedek subay okulunda 1957 yılında askerdik. İstanbul'a baldızımın düğününe gidişimizde onların evinde kaldık. Allah rahmet eylesin."

Emekli Eğitimci Hami Karslı Bey'in Anlattıkları

"Babam Kadir Karslı 1911 Niksar doğumlu idi. Başöğretmen Mustafa Bey'den altı yaş daha küçüktü. Niksar'da yıllarca yaptığı ticaretin yanında sosyal hayatın içinde ve kurulan Türk Hava Kurumu, Halkevi, Niksar İdman Yurdu gibi kuruluşların içinde faal olarak bulunuyordu. Evdeki okullar ve öğretmenlerle ilgili sohbetler sırasında Bozkurt Hoca'nın adı sık geçerdi. Babam belli ki başarılarından dolayı onu çok seviyve takdir ediyordu. Bozkurt Hoca'nın kültür bakımından zengin olan ilçede tesis edilen sosyal düzenin ve o yıllarda ülke genelinde olduğu gibi Niksar Halkevi'nin de üstün etkinlikleri içinde olduğu anlaşılıyordu."

***

Evet, çalıştığı yerlerde halkın ve öğrencilerin kalbinde güzel bir taht kuran, hatıraları bugüne ulaşan Bozkurt Hocamız ( Mustafa Özdeğer) aramızdan ayrılalı otuz dokuz yıl olmuş. Biz de yazımızın sonunda başta Başöğretmen Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere ebediyete intikal eden öğretmenlerimize rahmet dilerken, hayatın zorlukları içinde mücadele ederek eğitim meşalesini yakmaya devam eden bütün öğretmenlerimizin "Öğretmenler Gününü " en kalb-i duygularla tebrik ediyoruz.