MUZAFFER SARISÖZEN

“Türkü seven türkü söyler” Bu veciz söz, uzun yıllar Türkiye radyolarının en güzel programlarından olan” Yurttan Sesler” in Anadolu’nun her bir köşesine ulaşmasını sağlayan büyük kültür-müzik adamı (Muzaffereddin Mazhar) Muzaffer Sarısözen’e ait.

Kaşgarlı Mahmut’un “Divan-ı Lügât-it Türk “adlı eserinde bahsedilen “Cüci” adlı bir Türk şairinden günümüzün nice Murat Çobanoğullarına uzanan, yüzyıllar boyunca Türk Halk şiiri ve musikisi şölenlerde, yuğlarda, köy, kahve meydanlarında, savaşlarda ayrı ayrı şekillendi. Bu zengin Türk kültürü en güzel ihtişamıyla sazlarda, sözlerde, oyunlarda ruhumuzu okşadı, gözlerimizi renklendirdi.

Ergenekon’dan, Tanrı Dağlarından akislenen kahramanlık musikisi, Ağrı Dağı eteklerindeki çobanın kavalında hüzünlendi. Toroslardaki Yörük çadırlarında dillendi, Köroğlu’nun Tokat Çamlıbel’inde harlandı. Aşık Veysel’in sazında “Uzun ince bir yol “oldu.

Muzaffer Sarısözen de Çamlıbellerin bölük bölük bölündüğü, Timur’un 1400’de Sivas şehrini yakıp yıkmasından sonra -rivayet edilir ki -Yıldırım Beyazıt’ın Uludağ’da rast geldiği çobanın kavalından çıkan seslere dayanamayıp “Çal çoban çal, Sivas gibi şehrin mi yandı, Ertuğrul gibi oğlun mu öldü?” dediği bu dertli, yanık ellerde Sivas’ta 1899’da dünyaya geldi.

Aile soylu bir kökten gelmektedir. Yavuz Sultan Selim İran seferinde o bölgede geniş dini kültür bilgisi olan bir kişiyi de beraberinde götürmek isteyince Sarısözen’in dedesi Yakup Efendi ve ailesini de alıp Anadolu’ya getirmiş. Onlar da Sivas’ı beğenerek yerleşmişler.

Aileye, Sarısözen’in dedesi Yakup Efendi uzun ve sarı saçlı olduğu için, Saçlılar ya da Sarıhatipzadeler de denilmektedir. Sarısözen’ in babası bu aileden Müderris, Şair, Şeyh Hüseyin Hüsnü Efendi (1843-1917) ve annesi Zeliha (Zeli) Hanım olup evlatları, Rüştü (1882-1951), Sırrı (1883-1961), Kemal, Abdülkadir (1896-1973) ve Muzaffer Sarısözen (1899-1963) olmak üzere beş kardeştir.

Biz yazımızda hakkında kitaplar yazılan, sempozyum ve nice benzeri etkinlikler yapılan, türkülerden adeta güzel bir vatan kuran Muzaffer Sarısözen hakkında fazla bahsedecek konumda değiliz. O değerli aileden ve Tokat’a yerleşen, musiki ile yoğrulmuş, amcaoğlu Başöğretmen Numan Sarısözen’den ve evlatlarından kısa kesitler sunabilme gayreti içinde olacağız.

Sarısözen’le ilgili ilk akla gelenler,1930’lu yıllarda Türkiye’de ilk müzik okulu, Ankara’da Devlet Konservatuarı Folklor Arşivi Şefliği,1937’de Milli Eğitim Bakanı Saffet ARIKAN’nın (1888-1947) gayretleriyle türkülerin resmi olarak derlenmesi için 1953 yılına kadar sürecek olan bir Anadolu gezisidir. Ekip arkadaşlarıyla birlikte on bine yakın halk ezgisini teknik araç ve gereçlerin fazla gelişmediği bir dönemde plağa ve teybe kaydetmeyi başarmışlardır.

Bölgemizdeki yedinci derleme gezisinde 1943’te Tokat merkez, Erbaa, Niksar, Reşadiye ve Turhal’dan 200’e yakın kaynak kişiden türkü ve oyun havası kaydı, Tokat merkezde Mustafa Yolcu ve Emin Diker’den Hey On beşli ve Tevfik türkülerinin derlenerek TRT Arşivine kaydı ile birlikte günümüze dek ulaşması da Tokat kültür ve sanatı açısından ehemniyetlidir.

 Sarısözen 1951 yılında Türk Halk Müziği’nin unutulmayan sesi Neriman Altındağ ile evlenmiş ve 1952 yılında tek evladı Memil dünyaya gelmiştir.

1963 yılında TRT Arşivinden günümüzde radyo ve televizyonlarda hemen her türküde adının söylendiği bu eşsiz musiki adamı yakalandığı amansız bir hastalık sonucu aramızdan ayrılmıştır.

ABDULKADİR SARISÖZEN

1897 yılında Sivas’ta doğan Abdulkadir Sarısözen’in gençlik yılları Birinci Dünya Savaşı’na rastlar. Filistin ve Çanakkale Cephesi’nden sonra kendisini İstiklal Savaşı’nın içinde bulmuştur. Millî Mücadelenin lideri Gazi Mustafa Kemal’in 1919’da Sivas Kongresi’ne geldiği zaman hep yanındadır. O zor dönemde (1919-1922) Sivas Kongresi Katipliği, Vilayet Matbaası Müdürlüğü görevini yürütürken aynı zamanda, İrade-i Milliye Gazetesi’ni çıkararak geceleri kapı kapı dolaşıp bu gazetenin ve yayınlanan kongre tamimlerinin dağıtımını yapmıştır. Sivas halkının İstiklal Savaşı’nda Kuvayı Milliye yanında yer almasına arkadaşlarıyla birlikte büyük çaba sarf etmiştir.

Sarısözen 1928 yılında Saadet Hanım ile evlenmiştir. Bu evlilikten kızları Ülker, Turgay ve Bilge Sarısözen doğmuştur.1931’de Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitiren Sarısözen Havza, Bafra, Karadeniz Ereğli ve Tunceli Ovacık Kaymakamlıklarında bulunmuş, bu görevlerden sonra Mülkiye müfettişliği ve 1949-1950 yılları arasında sel felaketlerinin şehre büyük zarar verdiği bir dönemde Tokat Valiliği yapmıştır. Halkla dayanışması, musikinin ve folklorun içinde olması, kibirden ve gururdan, kasılmadan hiç hoşlanmayan Sarısözen böylelikle de kısa sürede Tokatlı’nın engin gönlünde taht kuran bir vali olmuştur. Aynı zamanda iyi bir şair olan Sarısözen’e türküler ve halk çalgıları ile yakından ilgili olduğu için halk ona “Çalgıcı Vali “unvanını vermiştir.

1955 yılında emekli olduktan sonra Sivas’a dönerek avukatlığa başlamış, Sivas Baro Başkanlığı (1955-1957) görevinde bulunmuştur. Folklor incelemeleri, musiki konularında çalışmaların daima içinde olan ve çok sayıda makalesi dergi ve gazetelerde yayınlanan Sarısözen 1973 yılında vefat etmiştir.

KEMAL BİLSEL SARISÖZEN

1939 yılında Tokat’ta doğan Sarısözen Başöğretmen Numan Sarısözen ve Emine Melek Hanım’ın ikinci evladıdır. Musikiye fıtratlarından gelen bir özellik ve aileden gelen tevarüsle yedi sekiz yaşlarında iken Tokatlı Bakanlarımızdan Ali Şevki EREK’in babası Cevdet Erek’in Behzat Çarsında bulunan mağazasından aldığı bir bağlama ile “Kars’a Giderim Kars’a” türküsünü çalarak başlamıştır. İlkokulu Cumhuriyet İlkokulu’nda, ortaokulu GOP Lisesi orta bölümünde, liseyi Antakya Lisesi’nde (1958-1959 Öğretim yılı) tamamlamıştır.

Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ni bitirdikten sonra Tokat, Turhal, Merzifon, Kırşehir ve Bandırma’da meslek dersleri öğretmenliği ve yöneticilik yapmıştır. Ankara Radyosu’nun 1966 yılında açtığı yarışmayı Türk Halk Müziği bağlama dalında kazanarak sanatçı unvanını almıştır.

1968 yılında Yıldız Sevüktekin Sarısözen Hanım ile evliliğinden bugün musikinin içinde başarıyla yol alan Müjde Doğan Sarısözen, Neşe Adalı Sarısözen ve Özde doğmuştur.

Sarısözen Tokat’ta görev yaptığı yıllarda Vali Recep Yazıcıoğlu döneminde Türkiye’de ilk defa öğretmenlerden oluşan Tokat Valiliği Türk Halk Musikisi Yurttan Sesler Korosu’nu kurmuştur.

Onun bestelediği türküler arasında; 1.Geçti Ömrüm Yine Sensiz Neyleyim2. Kıymet Kız (Alaca da Çorap Örmedim)3.Erkilet Var, Pazar Var 4.Ellik (Ellikten Gel Ellikten) 5.Camekanın İçinde Ayna mısın?6.Şu Tokat’ın Etrafı Al Yeşil Dağlar 7.Tokat Sağması 8.Kazova Halayı 9.Ellik Oyun Havası 10.Çekirgenin Ayağında Nalini11.Irmağın Geçeleri 12. Alçacık Duvar Üstü 13.Aynalı Gelin 14.Evvel Bahar Geldi, Yeşerdi Dağlar gibi halk ürünleri yer alır. (Bu türküler TRT kaynak kişileri ve notaya alanları ile kayıtlıdır)

1998 yılında Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde açılan sınavı kazanarak Müzik Bölümü Öğretim üyeliğine başlayan Sarısözen büyük çapta müzik etkinliklerinin yanı sıra ekip arkadaşlarıyla birlikte kurduğu Anadolu Güneşi Müzik Topluluğu ile yurt içinde ve dışında çok sayıda konserlere katılmıştır. Sarısözen, hâlen Rektör Danışmanlığı ile birlikte bu görevini yürütmektedir.

S. NUMAN SARISÖZEN

Sivas 1905 doğumlu olup babası bağlamasının üzerine: Müptelâ-yı dert olalı bir tabip buldun mu sen/Daim ağlar gezersin binde bir güldün mü sen? “Mısralarını yazan Şair, musiki adamı Kemal Efendi, annesi Arife Hanım’dır. Kardeşleri Rıza, Zehra ve Muhittin’dir. Sivas’ta medrese eğitimi almış ancak burada son sınıfta iken müderris olan amcası falakaya yatırınca okuldan kaçmıştır. Sivas Muallim Mektebi’ne (Erkek Öğretmen Okulu) kaydolmuş, mezuniyetinden sonra 1936 yılında İlk görev yeri Erbaa Milli Hakimiyet İlkokulu olmuştur. Daha sonra Tokat Ülkü İlkokulu buradan da Cumhuriyet İlkokulu Başöğretmenliğine getirilmiştir.

Askerliğini İstanbul’da yedek subay olarak yapmış.1936 yılında Tüccar Yağcızade Vasıf Mehmet Bey’in (Millî Mücadele yıllarında 25 Şubat 1919’da kurulan Karadeniz Türkleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Tokat İdare Meclisi’nde görev alan) kızı Emine Melek Hanım’la (1912-1989) evlenmiştir. Sosyal alanda oldukça başarılı bir insan olan Numan Sarısözen eğitimciliğin yanında müzikle uğraşmıştır.

Keman konusunda uzman olup okullarda İstiklal Marşını kemanla çalarak öğrencilerine söylettirmiştir. Batı müziği eserlerine ilgi duymuş ve daha çok o tür müzikleri icra etmiştir. Türk Sanat Müziğinden ise en çok sevdiği makam mahur makamıdır.

Evlatları: Kızı Bilge Sarısözen Tekin (1938) oğulları Kemal Bilsel Sarısözen (1939), Mustafa Ünsal Sarısözen (1940) ve Veysi Tamer Sarısözen (1943) dir.

27 Ekim 1973’te Tokat’ta vefat etmiş, Şeyhi Şirvani Mezarlığına defnedilmiştir. Oğlu Kemal Bilsel Sarısözen tarafından mezar kitabesine şu veciz dörtlük düşülmüştür:

“Yanıyor bak meş’alen

Ne güzel bir hatıra

Erenlerle birlikte

Ruhuna El-Fatiha “

Oğlu Kemal Bilsel Sarısözen’in Düşünceleri:

“Ben babamdan yüksek bir terbiye, adet, örf, usül, ve erkan öğrendim. Musiki alanında kemanıyla bilhassa Türk Sanat musikisinden Mahur makamında şarkı ve saz eserleri alanında repertuarı oldu. Dedem Kemal Sarısözen’in de mükemmel bir bağlama sanatçısı olduğunu belirtmeliyim.

Mustafa Kemal ‘in 21-22 Kasım 1930’da Tokat’a son gelişinde Belediye binasında ilk kahve ikramı için öğretmenler arasından seçildiğini bize gururla söylerdi.

Cumhuriyetçi, Atatürkçü bir eğitimci olan babam Behzat semtinde evimizin karşısında bulunan Tokat Öğretmenler Birliği Başkanlığını yapmıştır.

Babam bana mezuniyetimin birinci yılında şöyle söylemişti:

“Evladım, bir öğretmen ki hatırlatmayı, uyarı, ikaz, ihtar ve uyarılarla görevini yapıyorsa Yüce Allah, ailesinin ve öğrencilerinin yardımcısı olsun. Oğlum yağız at asla kendisine kamçı vurdurmaz. Bunu böyle bilesin.”

Oğlu Tamer Sarısözen’in Düşünceleri:

Babam 1952 yılında Süleyman Eser’den Malkayası Bağlarından bir bağ satın almıştı. O zaman şehir içi ulaşım bugünkü gibi değildi. Babam da bağa rahat gidip gelmek için çift koşumlu bir fayton almıştı. Kahvaltıdan sonra özellikle hafta sonları Setenciler içinde oturan Pepe Selahattin’in kullandığı faytona biner bağımıza giderdik. Kültür ve sanatımızın en önemli kollarından biri olan musikinin içinde olan bir değerdi. Şehirde düzenlenen bu tür etkinlikler sanki babamsız olmaz onu mutlaka çağırırlardı. Tokat halkının da Sarısözen ailesine karşı ayrı bir saygısı, sevgisi vardı. Bazı hafta sonları bağda havuz başında musiki ziyafetleri yapılırdı. Fethi Günesen, Kemal Ağabey, Mahir Tobbaş (Topal Mahir), Garbis Çamlıca meşk ederlerdi.

Gelenekten gelen çok kültürlü bir aile içindeydik. Evde annem babama bey, babam da anneme hanım diye hitap ederlerdi. Giyiminde oldukça titizdi, gömleği kolalı, elbisesi mutlaka ütülü olurdu. Kravatsız emekli olduktan sonra bile sokağa çıkmazdı. Oldukça yardımseverdi, bu konuda kapımızı çalan kimseyi geri çevirmezdi. Malkayası Camisi’nin yapımına da imkânı ölçüsünde destek olduğunu biliyorum.

Tabiata çok düşkündü. Bize bağdaki bazı ağaçları işaret ederek: “Bakın çocuklar şu meyvenin şu dalına hiç dokunmayın, diğerlerini ne yaparsanız yapın” Derdi.” O dalı kendisine ayırtır ara sıra gider gelir zevkle toplar yerdi. Çok sevdiğim bir yönü de ahbaplarının düğününe katılır, ricalarını kıramaz halay başı olurdu. Bana göre babam Sivas’ın Garhın halayı ile Tokat’ın Kızık halayını birbirine bağlayan Sivas-Tokat arasında bir kültür köprüsü gibiydi.

VEYSİ TAMER SARISÖZEN

1943 yılında Tokat’ta doğdu. İlkokulu Cumhuriyet İlkokulu’nda, orta ve liseyi Tokat Gazi Osman Paşa Lisesi’nde tamamladı. Lise yıllarında Gazi Osman Paşa Lisesi voleybol takımında oynadı. Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Hava Limanında 1962- 1966 yılları arasında beş yıl görev yaptı. Askerliğini Karadeniz Ereğli’sinde yedek subay olarak tamamladı. 1972 yılında Tokatlı Şahap Kitapçı’nın kızı Sumru Hanım ile evliliğinden 1973’te İlker adını verdikleri evladı doğdu. Askerlik dönüşü Karadeniz Demir Çelik’te dört yıl görev yaptıktan sonra İstanbul’ da İş adamı Vefa Küçük’e ait Haddehanenin 5 yıl muhasebeciliğinde bulundu ve 1989 yılında emekli oldu. Bağlama ile musiki bağını koparmayan Sarısözen, halen Erdek’te Ayten Öztay Sarısözen Hanımefendi ile hayatını sürdürmektedir.

Mustafa Ünsal Sarısözen

1940 Erbaa doğumludur. İlkokulu Cumhuriyet İlkokulu’nda tamamladıktan sonra Gazi Osman Paşa Lisesi Orta Bölümüne devam etti ama bitirmeden ayrıldı. Esnaflığı tercih etti. Askerliğini Konya’da yaptı.1963 yılında Sabahat Hanım’la evlendi. Bir kız bir erkek evlat sahibi olup evlatları Arife Oya ve Numan Haşmet’tir.

Kaynaklar

Kümbet Eğitim Kültür, Sanat ve Edebiyat Dergisi, Hasan Akar, ”Türkü Seven Türkü Söyler”, Yıl 2000, sayı 8, Tokat

Kümbet Eğitim Kültür, Sanat ve Edebiyat Dergisi, Hasan Akar,” Tokat’ta Bir Türkü Sevdalısı Türk Halk Müziği Uzmanı Kemal Bilsel Sarısözen, yıl 2017 sayı ,44 Tokat

Cumhuriyet Döneminde Tokat Valileri (1923-2018), Hasan Akar, Berikan Yayınevi,2018 Ankara

Muzaffer Sarısözen (Hayatı, Eserleri ve Çalışmaları), Armağan Coşkun Elçi, T.C. Kültür Bakanlığı, Ankara 1997

Bir Asırda Anılarıyla Tokat Simalar, Burhan Günesen,,Tacettin Günaydın,Ofset 2000 Matbaacılık Tokat

Görüşmeler ve Arşivler

Kemal Bilsel Sarısözen, Veysi Tamer Sarısözen, Numan Haşmet Sarısözen

Halis Cinlioğlu Arşivi

Nebahat Oğuz Fotoğraf Arşivi

Numan Haşmet Sarısözen Fotoğraf Arşivi

Kemal Bilsel Sarısözen Fotoğraf Arşivi

Veysi Tamer Sarısözen Fotoğraf Arşivi

M. Necati Güneş Fotoğraf Arşivi