Tokat Ticaret Odası’nın “atadan-babadan esnaf” adayı Erol Can’ın bu şehrin ticaretine olan katkısı yadsınamaz. Ticaret Odası Başkanı seçildiği takdirde yapacaklarını dinlediğimizde ise Tokat’ın yalnız ticaretine değil, toplumsal yaşantısına da katkı sunacağını öğreniyoruz.

Tüm üyeleri kucaklayacak bir kadroya sahip olduklarını her fırsatta dile getiren Erol Can’ın birlik ve beraberliğe sürekli vurgu yapması dikkatlerden kaçmıyor. Ticaret Odasını 2018’den önce olduğu gibi “siyaset üstü” bir seviyeye getireceğinin altını çizen Erol Can, adeta Tokat TSO için “fabrika ayarlarına geri dönme” sözünü veriyor.

Tokat Ticaret ve Sanayi Odası’nı siyasi mülahazaların odağı olmaktan çıkaracaklarını ifade eden Erol Can’ın bu eleştirilerine kamuoyunun da katıldığını söyleyebiliriz. Başkanlık makamında oturan kişinin siyasi görüşünü oda çalışmalarına yansıtmaması gerektiğini ifade eden TSO üyeleri, tıpkı Erol Can’ın söylediği gibi “tarafsız” bir yönetim anlayışının TSO’da yer almasının gerekliliğine işaret ediyor.

“Sarı liste” ile TSO üyelerinden destek bekleyen Erol Can’ın bu şehrin “barışmasında” önemli katkılar sunacağına inanıyorum. Esnaflık ve ticaret anlayışlarında hatır-gönül bilen, kimseyi kırmayan Can ailesinin bugün de Erol Can ile Tokat’ta kardeşlik iklimini sağlamaya yönelik girişimleri çok kıymet arz ediyor. Esasında bugün yalnız Tokat TSO’nun ve Tokat’ın değil, bütün Türkiye’nin siyaset üstü bir bakış açısıyla yönetilmesi gerekiyor.

Kutuplaşan, siyasal iklimi her gün daha da gerilen Türkiye’nin uzlaşmaya, barışmaya ve gönülden hizmet edecek STK başkanları ile siyasetçilere her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Bunu Tokat’ta başardığımız gün bir ilk adımı da atmış olacağız. Sosyolojik farklılıkların bir arada olmamıza engel olmadığını, sadece eşit ve liyakatli bir yönetim anlayışına sahip kurumlara ihtiyacımız olduğunu bilmek zorundayız.   

Bu anlamda Erol Can’ın ortaya koyduğu irade gerçekten değerlidir. Kendisinin, “Siyasi görüşü olmayan insan olmaz. Bu gayet doğal bir şey. Ama bu farklılıkları Tokat için bir araya getirmek ve bunu doğru amaçla kullanmak en güzeli olacaktır” sözlerinin altına imzamızı atarız. Siyaseti yalnız Tokat TSO’da değil bütün kurumlarımızda geri plana atmak zorundayız. Vatandaşlara hizmet verirken karşısındaki kişinin siyasi görüşüne göre hareket eden idarecilerin yerini, hoşgörülü, hak ve hakkaniyet ölçülerinde tavır alan yöneticiler almalıdır.

İşte tam da bu noktada Erol Can’ın kavga ve gürültünün hakim olduğu Tokat’ın gelişemeyeceğini dile getirmesi bütün dikkatleri kendi üzerinde topluyor. Erol Bey’in “Kavga ve çatışma ile bir şeyi çözemezsiniz. Bunun örneği daha önce gördük. Bizim her şeyden önce kendimizle barışmamız lazım. Siyasetle, bürokrasiyle, kurumlarla, sivil toplum örgütleri ile barışmamız lazım. Ne yazık ki durum şuan hiç iyi değil. Toplumun genelini temsil etmemiz lazım. Bu şehrin ayrıştırmayla kaybedecek 1 dakikası bile yok” ifadelerine kulak vermek gerekir.

Tokat ticaretine yıllardır aile olarak verdikleri katkıyı şimdi de TSO Başkanlığı ile sürdürmek isteyen Erol Can ve ekibinin gayretli çalışmalarını izlerken, kendisinin “Bizim aklımızda sadece TSO ve üyelerimizin menfaati var. Seçildikten sonra 4 yıl boyunca sadece bu işlerle uğraşacağız. TSO’yu ekibimizdeki hiç kimse bir başka yer için basamak olarak görmüyor” sözlerini de kamuoyunun dikkatine sunuyorum. İnce bir mesajı barındıran bu cümle, gelecek vizyonunun da işaret fişeği.

Tokat TSO’yu “fabrika ayarlarına” döndürmeyi vaat eden Erol Can ve ekibinin Tokat için ortaya koyduğu irade önemlidir. Çünkü bu iradenin ana fikri esasında sadece TSO’yu değil, Tokat’ı ve bir bütün halinde ülkemizi de ilgilendiriyor…