Salih Ertaçoğlu yazdı.

Milletimiz inançlıdır, vicdanlıdır. Allah’tan korkar, men edilmişlerden uzak durur. Kadere inanır.

Başımıza öyle sıkıntılar getiriliyor ki, insan eliyle, alınan yanlış, çıkara dayalı, hukuktan, vicdandan, Allah korkusundan uzakta kalmışların sebep olduğu felaketler asla kader değil, insanımıza ihanetin daniskasıdır.

Son olarak dün Erzincan ilimizin İLİÇ ilçesi sınırlara içerisinde kurdurulmuş altın arama sahasındaki arazinin üzerindeki yığılmaları kaldıramayarak aktığı, açıklandığına göre de 9 canımız, zehirli, kayan toprakların altında kalmıştır.

Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde, Kanadalı şirkete yandaş bir firma da ortak edilmek suretiyle altın arama ruhsatları verilebilmiştir.

Kanada dahil, hiçbir ülkede, siyanür ve sülfirik asitle vahşi altın amaya izin verilmezken, güzel ülkemizde göz göre göre felaketin temelleri atılmıştır. Konuyla ilgili Anayasa Mahkemesinin “çevre ve insan sağlığı” nedeniyle olumsuz kararlarını tanıyan olmamıştır.

Açıklandığına göre 640 futbol sahası genişliğindeki zehirli havuz olduğu dikkate alınırsa felaketin nasıl bilinerek, istenilerek yaratıldığı anlaşılır. Yer üstünü bitirdik, sıra yer altında.

En sonunda da maden firmasının iki üç katı sahaya genişlemesine izni, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tüm itirazlara rağmen vermiştir. Dönemin Bakanı bugün İstanbul’da Cumhur İttifakının Belediye Başkan adayıdır. Çıkmış sıkılmadan yeşil alanlardan dem vuruyor. İstanbul’da imar rantlarıyla ihanet ettiklerini kabul edenler, geçmişlerini çabuk unutmuşlar. Deprem toplanma alanları, kupon arazileri, askeriyenin boşalttığı alanlar ranta tahsis edilmiş, gökdelenler dikilmiştir. En güzel tepelerimizde yeşil, doğa yok edilmiştir. Oksijen kaynağı Kaz Dağları, katliama güzel örnektir.

Ülkemizin yer altı zenginlikleri adeta talan ediliyor. Bu gerçekler yaşanıyor.

Kurtarmaya değil 400, on binlerce insanı koysanız gideni geri getiremezsiniz. Vebali günahı çekin!

Sevgi ve saygılarımla…