Dostum, ağabeyim, yol ve iş arkadaşım Cemal İncesoyluer yaklaşık 1 haftadır hastanede yatıyor. Ciddi sağlık problemleri yaşasa da son birkaç gündür sevindirici gelişmelere şahit oluyoruz ve önceye nazaran daha iyi olduğunu görüyoruz. Cemal ağabeyin Tokat basını içindeki tartışmasız yeri, bizlerin üzerindeki emeği ve hayatı boyunca ortaya koyduğu başarı öyküsü herkes için örnek teşkil ediyor.

2 yıl önce yayımladığım bir yazıda, şu ifadelere yer vermiştim onun için:

“Tokat’ta günlük olarak köşe yazısı yayımlayan bir elin parmak sayısını geçmeyen yazarları arasında ilk sırada yer alan İncesoyluer, gazetecilik mesleğinden emekli oldu ve yazmaya devam ediyor. Tam 40 yıldır sürekli yazan ve gazeteciliği yalnız Anadolu’da değil, Bâb-ı Âlî’de de yapan meslek büyüğümüz için ‘yazmak’, adeta bir yaşam biçimi… Olayları takip ederek, kendi bilgi ve birikiminden geçirip tahlil etmesi ve bunu yazıya dökmesi yıllardır değişmedi. Yalnız yerel gazetelerde değil, ulusal gazetelerde de çalışan, yayımlanmış iki de kitabı bulunan üstadın, yazarak üretmeye devam etmesi, bu şehrin entelektüel birikimi için de bir kazanç aynı zamanda…

Cemal ağabey için TGF’de Genel Başkan Yardımcılığı görevine seçilmesi üzerine bir yazı kaleme almış ve şöyle demiştim:

‘Yerelde başladığı yazın serüvenine ulusal gazetelerde devam eden, önemli külliyatların yayın kurullarında yer alan, ulusal gazetelerde günlük köşe yazıları yayımlanan İncesoyluer’in Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı olması, işte bu mesleki geçmişinin eseridir; öncesindeki emek bugünün yansıması, geleceğin de işaret fişeğidir. Tokatlı bir genel başkan yardımcısının TGF’de yer alıyor olması ilimiz ve mesleğimiz adına bizleri heyecanlandırıyor olsa da en büyük heyecanı TGF’nin de yaşadığına inanıyorum. Çünkü ortada TGF’nin elitist kadrolarına yakışan; kaleminden toplumsal barışa, milli ve yerli duruşa ve bu ülkenin bölünmez bütünlüğüne olan karşılıksız sevgi ile derin bir saygı damlayan Cemal İncesoyluer’in 40 yıllık mesleki geçmişi vardır ve bu geçmişin üzerine bina edilen yazı serüveni, düşünsel boyutlarıyla federasyona tartışmasız katkı sunacak birikimlerin toplamıdır. Tokat olarak yaşadığımız heyecanının TGF’deki karşılığı da elbette bu olacaktır.’

Tam da öyleydi işte…

Yazılarında toplumsal sorunları irdeleyen, yalnız yaşadığımız şehrin değil, bütün ülkeyi ve dünyaya ait meseleleri mercek altına alan Cemal İncesoyluer’in, okunan ve ‘ne yazacağı beklenilen’ bir yazar olması hem kendisi hem de mesleğimiz adına bir kazanç olarak değerlendirilmeli. Eserlerinde toplumsal dayanışmayı ve paylaşmayı sürekli vurgulayan İncesoyluer’in bir yazısında, ‘Eğer bir yoksulu görüp te yüzümüzü ekşitiyorsak, soğukta tir tir titreyen bu çocuğa imkânımız olduğu halde onu ısıtacak bir çaba göstermiyorsak, bırakın Müslümanlığımız, insanlığımızdan utanmalıyız. Bu sokaklarda, bu caddelerde dilencinin çok olmasının sebebi salt onların meslek edinmesi ve alışkanlıkları değil, biraz da bizim yardımlaşma konusundaki duyarsızlığımız değil mi?’ şeklindeki ifadeleri, kendisinin dünyaya bakışını da yansıtan sözleridir.

İsmet Özel’den öykünerek yazdığı ‘Haydi toparlanın, gitmiyoruz!’ başlıklı yazısındaki ‘Haydi toparlanın, gitmiyoruz! Çünkü bu şehirle ilgili mutlaka yapacaklarımız olmalı. Kısır çekişmelerden usanmadık mı, beyhude polemiklerden, sürekli kamçıladığımız düşmanlıklardan, dedikodu ve gıybetin koyu şehvetinden bıkmadık mı? Seviye lütfen! Bu uyarıyı en başta kendime yapıyorum. Bulaşıklara rağmen, paçozlara rağmen, kolpacılara rağmen, müptezellere rağmen, embesillere rağmen, seviye denilen erdemi muhafaza etmeliyiz. Aksi takdirde, yeni dönemde de Tokat’ı bir kısır döngüye mahkûm ederiz.’ ifadeleri ise bu şehre ve beklentilerine dair cümlelerin toplamıdır…” (Hüseyin Alpay, Milli İrade, Mayıs 2019)

Evet, daha çok şey var yazacak, daha çok işimiz var yapılacak.

Hadi Cemal Abi, çaylarımız soğumadan, kahvelerimizin telvesi kaçmadan kalk gel abi…