MHP'li Cemal Enginyurt, seçimde İstanbul'dan Anadolu'ya muhtar seçimi için 557 bin seçmen gittiğini, bu seçmenlerin büyük çoğunluğunun AKP'li olduğunu, bu nedenle de AKP'nin İstanbul'da seçimi kaybettiğini belirtti.

Günaydın beyler, sabah şerefleriniz hayrolsun. Bu taşımalı seçim ne zaman başladı ? 20 yıl öncesinde yoktu böyle bir şey. Son 15 yıl içinde oluştu. 15 yıldır gıkı çıkmayanlar İstanbul'da seçimi kaybedince mi uyandılar ? Demokrasi dışı bu uygulamayı yeni mi anlıyorlar ? Yalnız muhtarlar için değil, belediyeler için de taşındı bu oylar.

Neler yaptı bu taşımalı seçim biliymusunuz ? Aynı köyün, aynı beldenin insanları arasında sürtüşmeyi, zıtlaşmayı artırdı. Gruplaşmayı çoğalttı. Toplumu üçe beşe böldü. Belediye başkanı ve muhtar adaylarını madden çökertti. En az harcayan köy muhtarı 50 bin Lira harcadı. Bazılarının araç olarak düşündüğü demokrasideki özgürlük vurgusunu da hep köreltti.

Bir başka sektör daha gelişti. Beldeler köylerden nüfus transfer ediyorlar. Beldelerin nüfusunu kabartıyorlar. İller Bankası'ndan da ona göre para alıyorlar.

Belde başkanları da kendilerine bu kıyağı çeken köy muhtarlarını gönülden uzak etmiyorlar. Ev yapılacaksa yapıyorlar, işi görülecekse görüyorlar. Muhtarların aslan payını da ayırıyorlar.

Bu nedenle, yani demokrasi dışı ayak oyunlarıyla yapılan seçimler, liyakatli kişilerin göreve gelmesini zorlaştırıyor. Liyakatli yerine çoğu kere, ya sadakatli, ya da Rİ-YA-KAT-LI kişiler yer tutuyyerel seçimlerde. Bu da ülke huzurunu çok etkiliyor.

Hangi şekliyle olursa olsun seçilene saygı duyarız. Ama bu seçim düzeninin değişmesi, gezer-göçer oylarla seçim alınması, toplumun kaderiyle oynanması, nüfus kaydırma oyunları ile İller Bankası'nın boşaltılması önlenmelidir.

Adam İstanbul'da oturuyorsa kendi yöneticisini İstanbul'da seçmelidir. Ayak oyunlarıyla köye muhtar seçmeye gelmemelidir. Köydeki yöneticiyi de köyde oturanlar seçmelidir. Bir köyün nüfusun 230, seçmen sayısı 236. Değerlendirmeyi size bırakıyorum. Gerekiyorsa bu köyün ismini bile verebilirim. Daha böyle niceleri.

Bu konu geçmişte çok dile getirildi. Basında, hangi ilçelere ne kadar oy nakledildiği bile açıklandı.

O zaman ağzını açmayanlar İstanbul'da seçimi verince mi uyandılar ? O da iyi. Hiç olmazsa geleceğe yönelik çözüm ararlar.

İstanbul'da seçimi verince uyananlar, demokrasiyi araç olarak algılamaktan çıkar, amaç olarak kullanmaya özenirlerse, bu üzüntü duydukları sonuçlarla yine karşılaşabilirler ama, demokrasiye hizmet verdikleri için ve demokrasinin getireceklerini anlamış olarak huzurlu olabilirler.