Emekli Vergi Dairesi Müdürü Ömer Yılmaz yazdı: “Kamu kuruluşlarının her kademesinde görev yapan tüm personel bu konuda üzerine düşeni almalıdır.”
27 Haziran 2025 tarihinde tüm Türkiye’deki camilerimizde, cuma hutbesinde kamu hakkı konusu işlendi. Okunan bu hutbede kamu hakkından bahsedildi. “Kamu malının tarifi; topyekûn bir milletin ortak menfaat alanıdır. Hiç kimse bu mallar üzerinde şahsi ve keyfi bir tasarrufta bulunamaz.” denilerek kamu hakkının anayasal çizgisi net bir şekilde ortaya konmuş oldu.
“Hazineye, vakıflara, derneklere, kamu kurum ve kuruluşlarına ait menkul veya gayrimenkulleri zimmete geçirmek, işgal etmek ya da vasıflarını değiştirerek gayrimeşru kazanç sağlamak, ateşten bir korla karnı doldurmaktır.” denilerek işin ciddiyeti ve önemi vurgulandı. Ayrıca, Allah yolunda ölen bir kimsenin şehit olmasına engel olacak derecede büyük bir günah olduğuna dair hadis-i şerifle, kamu malına ihanetin ne derece olumsuz etkileri olduğu net bir şekilde ortaya kondu.
Diğer taraftan; “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdıklara öncelik vermek, çalışma saatlerinde şahsi işlerle meşgul olmak, hak-hukuk tanımamanın günahı büyüktür. Yaptığı iş karşılığında aldığı ücretten başka, hak etmediği bir ücret talep etmek harama el uzatmaktır.” denilerek Müslümanlara ve onlar nezdinde tüm insanlığa önemli bir mesaj verilmiş oldu.
Diyanet İşleri Başkanlığımızı bu güncel ve önem arz eden konu hakkında verdiği hutbeden dolayı kutluyoruz. Cemaat, günümüzde en çok ihtiyaç duyulan bu alanda yerinde bir şekilde uyarılmış oldu.
Kamu kuruluşlarının her kademesinde görev yapan tüm personel bu konuda üzerine düşeni almalıdır. Ancak bunlardan önce; siyasiler, üst düzey bürokratlar, belediye başkanları, komisyon üyeleri, kamu iktisadi kuruluşlarının yöneticileri, sivil toplum örgütlerinin başkanları, hele ki üniversitelerde görev yapan ve kendi adına yüzlerce, belki de binlerce kişiden sorumlu olanlar… İşte bu hutbe tam da sizler için.
Basına yansıyan haberlere göre; bir milyonun üzerinde maaşı cebine indiren, atandığı makam odasını beğenmeyip yeniden döşeten, makam arabasında yarışa giren, gereksiz ziyaretlerle kendisini ağırlatmayı görev bilen, makam araçlarını babasının malı gibi kullanan, aile bireylerine kadro ayarlayan, belediyelerin kurduğu şirketlere adamlarını sokup KPSS’den yırtarak işe yerleştiren, olmayacak işler için siyasi nüfuz kullananlar…
İşte bu hutbe tam da sizler için. Alın kıssadan hissenizi; eğer vicdanınız varsa sızlasın, yoksa titresin. Bu dünyada kurtulsanız bile, yarın toprağın altında hesabının sorulacağını unutmayın. Bu dünya geniş, yeryüzü güzel; ama toprağın altı var ve zamanın güllüğü gülistanlığı geçicidir. Akşama kadar kalem bile oynatmadan mesaisini bitiren, her geleni azarlayan, işleri yokuşa sürerek sorumluluktan kaçanlar da bu muhteşem hutbeyi iyi dinlemeliydi.
Müteahhitlerle kol kola olup oturduğu yerden mal teslim alanlar, şartnamede yazanları unutanlar, yaptıkları yollar, köprüler yıkılan veya bozulanlara kılıf bulanlar; “aman bunlarla mı uğraşıyorsun” diyerek kamu düzeninin bozulmasına sebep olan yöneticiler, çalışmayan üyelerini ölesiye savunan sendika ağaları; sizin de bu hutbeden almanız gereken hisseler var, almayı unutmayın.
Bizden söylemesi.