ÖLÜM KALIM İŞLERİ
* Haberci, gazeteci olmak bir yana çocuk sahibi ebeveyn olmanın hissiyatıyla birkaç cümle yazmaktan kendini geri alamıyor insan!
* Gün geçmiyor ki bir adi, adli vaka olmasın! Ülkenin geneli bir yana yaşadığımız TOKAT şehri için Mevlana'nın, Evliya Çelebi'nin dedikleri üzere 'insan ve iklimi mutedil' övgüsüne gölge düşüren olayları duymanın, görmenin, yaşamanın acısı derin oluyor.
* Toplumsal his kaybı, vurdumduymazlık olarak görmek istemiyorum. Nitekim, her acı olay en ücra noktada duyuluyor, evlere ateş düşürdüğü gibi anne babalara da korku veriyor. Bilhassa çocuk yaşta gençlerin kavga niza ile canlarından olmasının üzüntüsüne kelimeler yetmiyor!
* Gidişata dair şehrin idarecileri, adli kolluk gücü, psiko-sosyal teknik birimleri derken, ŞÖYLE BİR ARAYA GELİP NE OLUYOR? NEREYE GİDİLİYOR? NEYİ YAPIYORUZ/YAPMIYORUZ? diye konuşmanın, sahada görünür kılınmanın vakti zamanı geçiyor...
* Mahallelerde muhtarlarımız için de dertleşme vakitleridir. En sık yaşanan sorunları, çareleri onlarla istişare etmekte yarar olsa gerek.
* Ölüm kalım işlerine hassasiyet şart yani!