Bu şehirde yaşıyorsak düğünümüze cenazemize koşacağız demektir. 18 Kasım 2023’te “Tokatlı olmak nerede başlar nerede biter?” başlıklı bir köşe yazısı yayımlamıştım. O yazıda, “Biz şehir olarak çok daha iyisini, çok daha fazlasını ve çok daha kalitelisini hak ediyoruz. Ama işte gelin görün ki aramızdaki ‘uyumsuzluklar’ ayağımızı tökezletiyor. Her şeyden önce bu uyumsuzlukları uyuma çevirecek işbirliklerine açık olmalıyız. Siyaseti, etnisiteyi, kavimciliği, şark kurnazlığını, dedikoduyu, fitneyi, arkadan iş çevirmeyi ve her türlü madrabazlığı bırakarak yola devam edilmelidir.” ifadelerine yer vermiştim.

Seçimlere 6 gün kalmışken aynı şeyleri düşünmekten edemedim.

Ankara’da ikamet eden Trabzonlu bir adayın şehrimize aday gösterilmesi karşısında günlerdir konuşulanlara baktığımızda da aynı hissiyatı taşıyoruz. “Yazıcıoğlu sözü” gibi bir sloganla dolaşılıyor şimdilerde de. “Sahte Kabadayı” filmindeki “Babanın oğlu Kemal” repliğinin yanına bunu iliştirdiler şimdi. Oysa bugüne kadar 40 yıl önceki Yazıcıoğlu dahil hiçbir Yazıcıoğlu bu şehre bir söz vermedi. Dolayısıyla “Yazıcıoğlu sözü” havada kalıyor. Tıpkı kentsel dönüşüm vaatlerinde kullandıkları “ithal” görseller gibi. Sen Tokat’a “dışardan” gel, vaatlerin de “ithal” olsun… 

Koskoca MHP’yi Tokat’ta bu duruma düşürenlerin vicdanları hiç sızlamıyor mu acaba? Kaç MHP’li bilirim ki bu durumdan muzdarip ve çaresizler. Partilerini bugüne kadar hiçbir koşulda terk etmemiş Bozkurtların, şimdi yaşadıkları gerçekler karşısında çaresiz kaldıklarını üzülerek gözlemliyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi’nin Tokat’ta “ergen tripleriyle” yönetilemeyeceğini anlamayanların partiyi getirdikleri yer, aldıkları yerden çok uzakta çünkü.

Siyaseti kavga, konuşmayı hakaret, dik durmayı diklenme olarak algılayanların her türlü kötü sözüne karşı sadece kalemimiz var. Ne istiyorsak bu şehir için, ne yapıyorsak Tokat adına daha güzel işlere imza atılmasını istediğimiz içindir. “Neden bizi eleştiriyorsun” diyenlere, “MHP adayının açıklandığı ilk gün bana hakaret eden Yücel Bulut’un kendisi aday olsaydı, asla eleştirmezdim, çünkü Tokatlı ve bu topraklara ait… Aday yeter ki Tokatlı olsun, adı, işi, ünsiyeti ne olursa olsun yanında olmasak bile eleştirmezdik” yanıtını veriyorum.  Bu kadar açık. Bu kadar net.

Tokatlı ol, bu topraklarda (beğen-beğenme) izin olsun, vallahi de billahi de başımızın üzerinde yerin var. Ama değilsen, misafirimizsin ancak, ağırlarız gidersin sonra. Tokatlı olmadığı gibi 40 yıl önce babasının adının verildiği kooperatifi sahipleniyor, orada dönemin güçlü ismi efsane politikacı Metin Gürdere’yi yok sayıyor. Bu nasıl bir anlayıştır Allah aşkına? Çorbada tuzun, harmanda izin yok, ama Anavatan Partisi’nin tek başına iktidar olduğu, Tokat’ın da partide Metin Gürdere gibi güçlü bir isimle Genel Başkan Yardımcısı olarak yer aldığı dönemin emeğine sahip çık, öyle mi?

Orada dur Beyim, orada dur…

Sizi buraya getiren Milletvekili belki bilmiyordur ama bu şehrin bir hafızası var ve bu hafızayı silmek öyle kolay değil. Gerçi koskoca MHP’nin hafızasını Tokat’ta silmeye kalkarak bütün eski partilileri dışlayan anlayış elbette bunu da anlamayacak, kendi bildiğini okumaya devam edecektir. Ama hem Tokat, hem de Tokat MHP, kurucu değerlerine sonuna kadar sahip çıkma kararlılığını gösterecektir elbette.

Yine 18 Kasım 2023’teki yazımda, “Gelgelelim ki Tokat’ta hepimiz bir kaderi ortak yaşıyoruz. Anadolu’nun her şehrindeki insanlar gibi aynı kaderin ortaklarıyız. Çirkinlikleri kapatacak, eksikleri giderecek, olmazları olduracak, güzeli-iyiyi-olumlu olanı öne çıkaracak 'ortak iradeye' ihtiyacımız var. Hep olumsuzluklardan beslenecek değiliz. Onun bunun kuyusunu kazmayı bırakacak, dedikoduya son verecek, hasetliği-fesatlığı bir kenara koyacak ve sadece bu şehrin iyiliği için yapılması gereken bu ortak iradeyi göstermek zorundayız.” demiştim. 
Aynı yerdeyim!

Ve ayrıca bu şehirde Alevi-Bektaşi yurttaşlarımızın bütün özel günlerinde Eyüp Eroğlu hep yer aldı. Muharrem ayında ve diğer tüm özel günlerinde hep yanlarında durdu, hep destek oldu. 2014’teki ilk seçilmesinde asfalt çalışmasını Yeşilırmak Mahallesi’nde başlattı. 40 yıldır asfaltı yapılmayan mahalleye sıcak asfalt hizmetini getirdi. “İlk” olarak yaptı bunu. Kaldı ki “ilklerin” ne kadar özel olduğunu bilirsiniz. Dolayısıyla Eyüp Eroğlu Alevi-Sünni diye ayırmadan, ayrıştırmadan, kimseyi ötekileştirmeden, kavgasız-gürültüsüz ve kardeşçe Tokat’ı 10 yıldır yönetiyor. Birliktelik ve kadirşinaslık örneğidir bu. Hakkı teslim etmektir. 

Yazıcıoğlu Konutları üzerinden Metin Gürdere’ye ayıp edenleri ve Tokat’a saygısızlık yapmaktan çekinmeyenleri gördükçe, Kemal Sayar’ın “Kötülükle aynı dilden konuştuğunda onun saltanatı güçlenir. Marifet, onu dilsiz bırakmakta” sözünü rehber edinerek, Tokatlının göstereceği “ortak iradeye” güveniyor ve inanıyoruz…