Çok kısa süre kaldı seçime. Ülke, hergün bir karmaşa içinde. Yerinden oynatılmayan taş kalmadı. 2023 hedefleri rayına oturdu bile. Ne yargısının, ne de ordusunun saygınlığı kaldı bu ülkenin. Gururumuz göz bebeğimiz bizim çocuklarımız, ordumuz ağır yaralarla cedelleşiyor. Değil ülkeyi, lojmanlarda oturan çocuklarını bile korumakta sıkıntı çekiyor. Yargı için ‘yok’ demek en doğru söz olur gibime geliyor. Bir hakim, bir savcı gördüğümde acaba!.. Diyebiliyorsam bu iş burada bitmiştir. Acabanın açılımı, bu hakim veya savcı acaba pararelci mi?, hükümetçi mi? Halktan yana olacağı, devletten yana olacağı artık aklıma hiç gelmiyor. Hakim ve savcıyı bu kutuplardan birinin adamı görürsem, adaleti aramam havanda su dövmek olur. Benim bu karamsarlığımı gidermek yine de hakimimize, savcımıza düşer. Onları gerçekten adil kararlar içinde görürsek, onlar adına sevinir, ülke adına güvende oluruz. Seçimler demokratik ülkelerde büyük önemde olaylardır. Seçimler iktidarların karnesi muhalefetlerin güven notudur. İktidarlar yerini koruma çabası içinde olurken, muhalefet onun yerini kapma yarışında olur. Demokrasinin D’si ile ilgisi olmayan aday belirlemeleri ile listeler hazırlanır, önümüze konur ‘veririn lan oyunuzu’ derler, bizde kuzu kuzu gider o listelere kalıbımızı basarız. İktidar işini bilir. O yine nabız mabız yoklar, direktif verilen yerin düşüncesine uyan listesini hazırlar. MHP bu defa hangi yöntemi uygular bilemem. HDP önceleri iki başlıydı. İmralı ve parti. Şimdi işin içine Kandil de girer, listeler üçlü hazırlanır. Gelelim şu doğurgan anamuhalefete. Gerçekten anadır. Cumhuriyet tarihinde CHP’den çok parti doğurmuş başka bir parti yoktur. Doğumlarını hep kritik günlerde yapar. Ülkenin kendilerine en çok ihtiyacı olduğu şu günlerde yine kazan oldu kaynıyor. Seçime bir mızrak boyu zaman kalmış o halen iç didişmeler içinde. Mubarekler yanlış giderme yerine yanlış üstüne yanlış koyuyorlar. CHP’nin aday seçimlerinde çok duyarlı olması gerekir. Şu gün olmuş göze batan bir proje ortaya konmamış, konmuşsa da ulaşması gereken yerlere ulaşamamış. Buluta kurşun atmaktan öteye bir görüntüsü yok. Berkin Elvan’ın, İsmail Korkmaz’ın ve daha bir çok benzerlerin öldürülmesini nefretle kınıyorum. Bu bizim iç acımız. Biraz yukarıda hakimlere seslenirken, İsmail Korkmaz’ı döverek öldürenlere üç beş yıl hapislik veren hakim adalet dağıtıyor olamaz. Bunu vurgulamak istedim. Berkin Elvan, İsmail Korkmaz ve benzerlerinin acısını paylaşalım, gerekiyorsa ailelerine yardım yapalım ama, bu çocukların analarını babalarını milletvekili yapmak bize ne kazandırır. Başından beri savunduğumuz bir şey var. Milletvekili olacak kişilerde bazı özellikler aranmalıdır. Berkin Elvan’ın, İsmail Korkmaz’ın anne babasının milletvekili adayı gösterilmesi hamasi duygu sümürüsü olmuyor mu? Bu oluşum oyunuzu ne kadar arttıracak? CHP adayını seçerken toplum duyarlığını gözden uzak tutmamalıdır. Sizin sosyoloğunuz, toplum bilimciniz yok mudur? Şu toplumun değer yargıları nerede toplanıyor. Neyin yanında, neyin karşısında duruyor? Sizden ne umuyor, ne bekliyor, ne buluyor? Bunları tartan bir terazi sizde bulunmaz mı? Nerede sizin seçim yönlendiren birimleriniz. Eloğlu seçmenin ocağının başına kadar giriyor. Siz sokağına bile ayak basamıyorsunuz. Bu gidişle vuslat başka bahara kalacak gibi.