Tokat Defterdarı Aliaddin Karpınar, beraberinde Vergi Dairesi Müdürü Ömer Yılmaz ile birlikte TGC’yi ziyaret etti. Karpınar ve Yılmaz’ı geçtiğimiz günlerde ben de ziyaret ederek iki güzide idarecimizle sohbet etmiştim.

Her iki ziyarette de dikkatimi çeken şey, devletin güler yüzünün bu isimlerde vücut bulmuş haliydi…

Aliaddin Karpınar’ın adalet ve merhamet özneli her söylemi, beni gerilere götürdü. Geçmişteki ‘maliyeci korkusu’ yerini 21’inci yüzyıl Türkiye’sinde şefkat temalı idarecilere bırakmıştı. Babamın bakkal dükkanında yer yer tanık olduğum maliyeciler ile bugün karşımızda oturan maliyeciler bambaşkaydı.

‘Götürü gelir’ erbabı ile ‘gerçek gelir’ erbabı kavramlarını o yıllarda öğrenmiştim. Babam ‘deftere girdiğimizi’ öğrendiğinde (yani ‘gerçek gelir erbabı’ olduğunu anladığında) muhasebeci Mustafa Mutlualtın ile tanışmış ve sonrasında mükellefi olmuştu. Rahmetli Mustafa Mutlualtın ve rahmetli babam arasındaki iletişim, babamın ‘devlete sadakati’ gereği kendisinin ‘örnek mükellef’ olmasıyla daha da ilerledi ve iyi bir dost oldular.

Yani o yıllarda başka örnekleriyle tanık olduğum maliye ve maliyeci kavramlarına olan ‘korku’ ile karışık duyguların, bugün yerini olumlu izlenimlere bırakmasının tek bir izahı var: ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ desturunu idarecilerimiz şiar ediniyor artık. Olayın öznesi bu işte.

Aliaddin Karpınar göreve başlar başlamaz yalnız beşeri münasebetlerdeki samimiyetini sahada göstermekle kalmadı, maliyecilerin sahadaki varlığını da hissettirdi. Maliye sahaya indi anlayacağınız. İyilik, adalet ve merhametle taçlanan hizmet şekli sahada yankı buldu ve mükelleflere güven aşılandı. Konuştuğumuz dostlarımız da bu hakkı teslim ediyorlar.

Karpınar’ın bu kadar kısa sürede böylesine bir güveni tesis etmesi çok önemli.

Maliye binasının fiziki şartlarının değişmesi de ayrı bir faktör. Numaratör konulan vezneler yığılmayı önleyip insanları rahat ettirirken, gören herkesin içini ferahlatan aydınlatmalar ile çarpıcı bir hava oluşturulmuş maliye binasında. Yapı eski olsa da yapılan düzenlemelerle çok daha iyi hale getirilerek insanlara hizmet vermeye devam ediyor.

Gerek Tokat Gazeteciler Cemiyeti’nde Başkan Cemal İncesoyluer ve gazeteci arkadaşlarımızla olan sohbetimizde, gerekse de kendilerini ziyaret ettiğimde yaptığımız sohbetler bizler için çok önemliydi. Yalnız devletin çıkarlarını değil, mükelleflerin özel durumlarını da gözeterek ortak bir noktada çözüm arayan bürokrat profili çizen Aliaddin Karpınar’ın vizyonu, örnek bir perspektif olarak herkese gösterilmelidir.

Yazıya ‘bir defterdar hikayesi’ başlığını atarken bu öykünün imgesi olan Müdür Karpınar’ın hem başarılı bir bürokrat olmasını hem de ‘insani’ tarafının hepimizi etkilediğini daha uzun cümlelerle örnekleyerek anlatmak istedim. Köşe yazımızın yeri şimdilik bu kadara izin veriyor ama yazılarımız aralıklarla devam edecek elbette.

Öte yandan Vergi Dairesi Müdürü Ömer Yılmaz’ın edebi tarafını da ayrı bir yazıda değerlendirmeyi isterim. Başlı başına bir yazı konusu çünkü…

Şair ve yazar Ömer Yılmaz’ın maliye duvarında asılı ‘Maliyeci’ şiirini mutlaka okumanız gerekir. “Mükellefimiz için her an varız her yerde/ tek hedefimiz ona hizmet etmek her dakika/ yol gösterir işini yapmak durmada/ bitsin işi bir an önce mutlu ayrılsın dairede” dizeleriyle yetinelim şimdilik.

Velhasıl Tokat, Defterdar Aliaddin Karpınar’ın kendi kurumundaki vizyoner yenilikleriyle ve insani duruşuyla örnek bir bürokrata daha kavuştu.

Şimdi görevimiz, Karpınar’ın yanında durmak…

Mükellefi ile halkı ile basını ile hep yanında durmak…