Sevgili dostum,

Son zamanlarda en çok karşılaştığım olaylardan birisi de sözde dostumuz geçinen insanların bize faydalı olacak olan şeyleri iş işten geçtikten sonra haber etmeleri. Bunu da dostluk diye yutturmaları. Halbuki çoğu istese hemen de haber ederler. Bizde fayda sağlamış oluruz. Onlarda dostuna gerçek manada destek oldukları için mutlu olur. Ama iş işten geçince haber veren dostlardan soğuyoruz haliyle..

Sevgili dostum,

İnsanlar düğün gibi, maddi getiri getrirecek yani maddi açıdan kazançlı çıkacakları şeyleri hemen haber ediyorlar ama  “cenazeyi  haber etmek gibi”  maddi getirisi olmayan ama manevi getirisi olan şeylerde gevşek davranıyorlar. Sen  ise hem maddi hem de manevi getirisi olan her şeyi bize haber edersinç Bu dostluğunun sağlamlığını gösteriyor.”Dost dostuna  maddi ve manevi kazanç getirecek şeyleri hemen haber eden ve bunu da alışkanlık haline getiren insandır. Bu güzel alşıknalık devam ederse  dostlukta pekişir ve sağlamlaşır.

Sevgili dostum,

Dostluk diye geçmemek lazım. Herkes gerçek dostu olduğunu sanıyor karşısındakinin ya da   buna karşısındaki insanın inanmasını bekliyorlar. Halbuki  dost dediğin her  güzel şeyi haberi dostu ile zaman geçmeden paylasan insandır. Dostluk paylaşmaksa paylaşılma da zaman geçilmeden yapılmalı.

Sevgili dostum,

Dost dediğin her zaman karşıımdaki insan bana gelsin diye beklemez her fırsatta  o da  dostunu ziyaret eder. Bizi beş kere gittiğimiz halde karşımızdaki bir kere bile bizi ziyarete gelmiyorsa  Bu insan gerçek dost  ya da akraba mıdır?  Var sen düşün.

Sevgili dostum,

Herkes yaptığı işin zor olduğunu zanneder, “boş zamanım yok”  , “başımızı kaşıyacak zamanımız yok” der ama  bunun çoğunun yalan olduğunu muhatabı anlar. Bunu bu hafta muhatap  olduğumuz çok insandan duydum. Boşuna  mazeret uydurmaya  bakmamalı insan.  “Ben seni sevmediğim için gelmiyorum , sana ayıracak zamanım yok” dese kızmayız ve  bu daha gerçekçi olur. Söylemek isteyip de söyleyemediği söz budur zaten. Herkes yanımıza gelmek zorunda değil.Gelmek istemeyen açık yüreklilikle söyler.

Sevgili dostum,

Bize güzel  haberleri vermekte tembellik edenler, bizim onlara güzel haber vermek için çok çalışkan olmamızı beklerler. Halbuki dostlukta  her  iki taraf da  gayretli olacak.” Kendisi için istediğini din kardeşi için de istemeyen  bizden değildir” diyen bir peygamberi sevdiğini söyleyenler buna dikkat etmeli her zmana değil mi?

Sevgili dostum,

 “Gerçek dost kara günde belli olur” derler. Ben derim ki  “Gerçek dost  kara  günde yanında olan,  güzel gününde de senden  çok o  sevinen insandır”  Mesela dostu bir eser ürettiyse o eseri hedef kitleye ulaşması için  dostundan daha çok gayret edendir. Ama bizde   “ bunu yapamıyorum imkanım yok” der işin içinden çıkarlar ama  “gerçek dostun benim “  deme yalanını  da bırakmazlar. Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen  bıyık , başa tükürsen saç var. Muhatabımız   rahmet yağıyor zannedecek.  Böyle garebet  davranışlarla muhatap olmaktan ben utanıyorum ama  muhatabımız utanmıyor çok zaman. Başka dostum bunu anlatınca “seni kıskanıyorlar ggurur duyacakları yerde “der ama kendisi de  onlar gibi davranır. Bana ise  “kitap gibi sessiz olmak” düşer.

Sevgili dostum,

Dost haber verirken kesinlikle doğru olacak, faydalı olacak ve  insanı üzmeyecek bir haber verecek ki faydası olsun. Dedikodu mahiyetinde olan kesinliği belli olmayan hem söyleyene hem de  muhataba faydası olmayacak haberler  “verilmesinde fayda olmayacak kadar değersiz haberler” de çöpe atılır.

Sevgili dostum,

Gazeteciler önemli ve doğru haberleri  hiç vakit kaybetmeden gazeteye alır ya da tv de radyoda, haber geçer. Dostlukta da  güzel ve faydalı haberler hemen  dosta ulaştırılmalı  ki fayda sağlasın. Şükür ki, sen dostum olarak  benim faydama olacak her haberi hemen bana iletiyorsun. Bu da gerçek dostluğunun  en büyük kanıtı oluyor bana ve seni daha çok seviyorum.

Sevgili dostum, güzel kardeşim,

İnsanlar doğru ve faydalı haberleri zamanında veren hem dostlarını hem gazetecileri “güvenilir” bularak daha çok severler. “Güvenilir insan olmak”  kadar mutluluk verici bir şey  olamaz değil mi? Güvenilmez inanların çok olduğu zamanda “güvenilir dost olmak”  bir  Nobel Barış ödülü almak kadar benim için önemlidir. Güvenilir ve  faydalı haberi zamanında ihtiyacı olana iletmek “en güzel barış  güvercini ve dostluğu pekiştiren sevgi gülüdür” bence.

Sevgili dostum,

Çevremizi ya güzel  haber veren dostlarla dolduralım ya da  güzel biigi veren kitaplar ile kitaplıklar  kuralım evimizde ya da dost bulmazsak ,  varsa bahçemizi ve balkonumuzu çiçeklerle süsleyelim. Bize doğru haberleri zamanaında ulaştırmayan sahte dostlarımız olacağına  gül  güzel koku, kitap güzel bilgi verir ve  bunları verirken sahteliğe ve  yalana başvurmazlar çünkü. Sahte ve yalan olmayan her şey çok samimi olur  çünkü.

Sevgili dostum, güzel kardeşim,

Haber ve samimiyet  diye  yazdığımda,   yazacak o kadar güzel şeyler aklıma geliyor ki, sayfalar yetmiyor anlatmaya. Güzel şeyleri o yüzden unutmadan yazmak, paylaşmak, faydalanacak insanlara ulaştırmak, haberi verene de ulaştırana da  yardımcı olana da  hem manevi hazlar sağlar hem de  insanın “dostluğunda samimi olmasını ispatlamanın hazzını” verir.

Sevgili dostum,

Doğru ve güvenilir haberleri veren gazetelerde televizyonlarda insanlarda bu yüzden sevilir, okunur, seyredilir ve  hatta  güzel  mesajlar haberler veren dizileri sadece ülkemiz değil dünya seyreder, rolünü sağlam ve  samimiyetle oynayanları da halkımız sever, doğru ve faydalı yazanı da. Hemen anlamazsa da zamanla anlar.

Sevgili dostum,

 “Hayat devam ediyor” Bize ve eserlerimize değer vermeyen, anlamayan insanları terk etmesek de mesafeli olur ve onların bize değer verdiği kadar değer verirek hem biz üzülmeyiz hem de  onlara gereken dersi üzmeden, kırmadan vermiş oluruz.

Yeni mektuplarda buluşmak dileği ile…