Geçtiğimiz hafta Polis Haftası idi. Çeşitli etkinlikler yapıldı sanıyorum haftayla ilgili. Polisimizin geçmişi anıldı, geleceğine bakıldı.

Polis bir güvenlik gücüdür. Yani toplumu kötülüklerden korur, yasalar doğrultusunda hizmet verir.

Polis bizim çocuklarımızdır. Halkın temsilcisidir. Haysiyetli ve şerefli bir meslektir. Halkına hizmet uğrunda canını ortaya koyanların mesleğidir.

Dünün polisi ile bugünün polisi çok farklıdır. 30-40 yıl önce ilkokul mezunu olan polisimiz bugün kolej ve akademi mezunudur.

Dünkü polis ‘kimliğini ver lan!’ diyordu. Bugünkü polis ‘beyefendi kimliğinizi alabilir miyim?’ diyor.

Buna karşı dünkü polisin hizmet odağında yalnızca ülkesi ve halkı vardı. Bugünkü polis darmadağın, paramparça. Ülke sevenler, cemaat sevenler, politika sevenler grupları oluştu polis içinde. ‘Bugünkü’ sözüm 3-5 yıllık değil, 20-25 seneyi içine alan bir sözdür.

Birçok şeye hakim olan cemaatler polis içinde de kümelendiler.

Polisimiz de huzurlu değil. Maddi yönden de yeterli bir getiriye sahip değiller.

Son günlerde polis emeklileri sokağa döküldü. ‘Yokluk çığlıkları’ atıyor. Polisin huzur içinde görev yapabilmesi için geçim sıkıntısına yönelik tasası olmamalı. Aslında tüm kamu görevlileri için geçerli bu söz.

Polis toplumun sırtının gömleği, elinin değneğidir. ‘İmdat freni’dir.

Sıkıştığımızda ‘poliiiiiis’ diye ünlediğimiz çağrı organımızdır.

Sevgili polisimize daha nice aydınlıklı yıllar diler, polis şehitlerimize rahmet, polis gazilerimize sağlıklı yaşamlar dilerim.

Polisimizi Cumhuriyet getirileri içinde toplumun aydınlık yüzü olarak görmek en büyük arzumuzdur. Yolunuz Cumhuriyete, yönünüz topluma dönük olsun sevgili polisim.