Merhaba Canım oğlum,

Sana bu mektubumda selamın öneminden ve selamı anlamayan ve yanlış anlayan bizi de üzen insanlardan bahsedeceğim. Bu yaşadıklarımızdan ders alman için.

Sevgili oğlum,

 “Selam vermek sünnet, almak farzdır”  derler. Allah “size selam verildiğinde siz daha güzeli ile karşılık verin” diyerek selam vermenin önemini ve cevap vermenin de daha çok önemine vurgu yapmış.

Sevgili oğlum,

Bunun bilincinde olan ben, son zamanlarda özellikle sosyal medyada insanlara selam vermekten çekinir oldum. Eskiler “selam verdim borçlu çıktım” diyerek yaşadıklarımızı özetlerken şair “ selam verdim rüşvet değildir diye almadılar” diyerek durumu şiirsel izah etmiş.

Sevgili oğlum,

Her iyi niyette çıkar arayan tipler selam verenlerin selamlarında da çıkar aramakta mahirdirler. Sosyal medyada zaman zaman arkadaşlara hal hatır sorar, onları sevdiğimden merak eder ve sohbet etmek isterim. Bunu anlayan ve cevap vermek için zaman bulan olduğu kadar, çoğunlukla cevap vermeyen ve “meşgulüm” diye cevap veren de olur. Bunu çok zaman yaşarım. Cevap vermeyene de “meşgul” olana da saygımız ve sevgimiz sonsuz.

Sevgili oğlum,

 “Öküz altında buzağı aramak” deyiminde olduğu gibi bizim Allah için verdiğimiz selamın altında bir art niyet, alınganlık arayarak yaklaşan ve hatta bizi sohbetten sosyal medyadan engelleyen ve  “şimdi bana neye selam verdiğin anlaşıldı” yaklaşımı ile selamımızın arkasından bir şeyler arayanlara bir şey demiyor ve sadece üzülüyoruz. Sen de üzülmemek için selam verirken dikkat et diye anlatıyorum.

Sevgili oğlum,    

Biliyorsun ki biz ortaya eserler koyan ve bu eserleri insanların faydalanması için çaba harcayan insan olarak ortaya koyduğumuz eserleri arkadaş ve çevremizin de bu eserlerin farkına henüz varamamış insanlara tanıtmasını dostluk gereği bekleyen insanız. Bunu da yapmak istemeyene saygımız var. Eser üreten arkadaşlarımızın da eserleri tanıtmak amacı ile röportajlar yapıyor ve bunu da sık paylaşıyoruz. Bu da dostluğun gereği diyerek severek yapıyoruz. Ama bunda da yanlış anlaşıldığımızı ya da anlaşılamadığımızı anladığımız zaman da üzüntümüz çok oluyor.

Sevgili oğlum,

Selamlaşmak insanların tanışması için bir fırsat olduğu kadar tanışan insanlar içinde bu tanışmanın ileri safhaya taşınması için de bir daha güzel fırsat.  Selam veren insan muhatabına değer verdiğini ve bu değerin sık ve samimi olduğunu göstermek için de her aklına geldiği zaman ve rastladığı zaman da tekrarlar ve bundan asla usanmaz ve bıkmaz. Bu gerçek hayat içinde sosyal medya için de geçerli. Sosyal medya da başka illerde ve ülkelerdeki insanları yanımıza getiren güzel fırsat.

Sevgili oğlum,

Dostlarımız bizlere selam verdiği ve mesaja attığı için memnun olmalıyız Bir selam verecek yanını olmayan, anne ve babasız büyümüş ve insanlar tarafından engelli ya da kadın ya da köylü diye dışlanmış kullanamadıkları zaman insanı “seni seviyorum” diyerek alay konusu yapmış alay konusu yapmış insanları düşündüğümüz zaman saf ve samimi duygularla selam veren bizi rahatsız etmeyen dostlarımız olduğunu zenginlik olarak görmeli ve mutluluk duymalıyız. Selamdan rahatsız olursak öyle zaman gelir ki yanımızda çok istediğimiz halde selam verecek dostumuz kalmaz.

Sevgili oğlum,

Bizim selamımızı almayan ya da almak istemeyen veya yolda bizi görünce kaldırım değiştirene bile onlar duymasa da selam vermeli ve  “ve aleyküm selam “ diyerek kendi selamımızı da  onlar adına alarak  yolumuza devam etmeliyiz. Yaratanın emri de bu. “Kendisine sataşanlara selam der geçerler”. Sataşma olmasa da uzaklaşan insana da selam verelim.

Sevgili oğlum,

Bize selam verene de sevgi ve saygı ile  “bir niyeti mi var” diye bakmadan o bir şey söylemeden biz  “selam verdi niyeti ne “ diye şüphe etmeden  “bizi seviyor ki selam verdi” diyerek yaklaşalım velev ki muhatabımızın niyeti çıkar olsun, Onun sorunu.

Sevgili oğlum,

Dostlarımızı çevremize doğru tanıtmak anlatmak, eserlerini tanıtmak da selam vermek kadar önemli ve  bunu aslında  onlar söylemeden yapmalıyız. Belki de dostlarımızın eserlerindeki bilgilerden faydalanacak ama onun farkına varamayana anlatmak da selam vermek kadar önemli. İhtiyacı olana  fark etmediği bir şeyi fark ettirmek de  en güzel selamdır. Bunu hatırlatana da kızmamak tersine teşekkür etmek gerekir diye düşünüyorum.

Sevgili oğlum,

Selamımızı yanlış anlasa da anlamasa da ciddiye alsa da almasa da bizler sevdiklerimize onların rahatsız olmayacağı tarzda selam vermeye devam edelim. Bu tutumumuz belki de zamanla onların bize karşı önyargılarını da yıkar. Bu umutla yaşayarak selam vermelerimize devam edelim derim.

Sevgili oğlum,

Sevginin yaygınlaşması için selamın yaygınlaşmasını tavsiye eden bir dinin mensubu olarak selamlaşmayı yayalım ve selama devam edelim. Başkaları bize selam vermese bile biz kendimiz değer verelim elam verelim bize selam vermeyene de uzaktan selam verelim ve başkalarının selamını da saygı ile alalım. Kötü konuşmadıkları müddetçe ve selamımız rahatsız etmediği müddetçe de .başta çocuklar olmak üzere selamın önemini uygulayarak gösterelim.

Sevgili oğlum,

Meşgul olanlara, kendini meşgul gösterenlere, selamdan rahatsız olan ve saf ve temiz duygular ile verilen selamın arkasında art niyet arayanlara tabii ki selam verilmez. Selamın amacı selamet dilemektir ve selamdan rahatsız olana selam verilmez. “Selam der geçerler” sözü bunu anlatmıyor mu?

Sevgili oğlum,

Selamımızı yanlış anlayan bir insanın duyguları bak bize neler düşünmeye sevk etti. Şimdi daha iyi anlıyorum ki bir selam vermeden önce bin kere düşüneceğiz. Amacımız kimseye en ufak zarar vermek olmadığından, ince eleyip sık dokuyacak, selamı öyle vereceğiz.

Sevgili oğlum,

Hayatta anlatmak istediklerimizi tam tersine anlayan ve rahatsız olan insanlara çok rastladım. Sen de rastlayacaksın ve bunlara hazırlıklı olmalısın. Biz bizi yanlış anlayanları dahi doğru anlamaya bakacağız ki,  verilmesi sünnet, alınması farz olan bir ibadet tam yerini bulsun. Selam konusunu iyi araştırmanı ve davranışlarını ona göre ayarlamanı dilerim. Zira yaşadıklarımdan sonra ben buna dikkat edeceğim.

Selamımızı anlamayana selam ola, Verdiğimiz selam Yaratan için ola ve…