Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu üzerinde yürütülen spekülasyonların temelinde, gerçekçi olmayan birçok argümanının “hadsizlikle” yapıldığını görürsünüz. Aslında konuşmaya da yazmaya da gerek duyulmayacak mahalle dedikoduları üzerinden yorum yapmak da doğru değil. Biz de yapmayacağız, lakin biraz ‘dokundurmadan’ da geçmeyeceğiz.


Türk ressam ve yazar Malik Aksel “haddini bilmeyen” kişiyi, “Aklı ersin ermesin her şeye karışır, büyükler yanında türlü pot kırar, haddini bilmez, budala, şaşkın bir adam.” olarak tanımlar. Hadlerini bilemeyenler için birçok da atasözümüz vardır ki bunlardan en çok “Yağmur yağarsa kış olur, kişi haddini bilirse hoş olur!” deyimini severim. Usul, adap ve had bilmeyen kişilerce Başkan Yazıcıoğlu’nun ortaya koyduğu performansa gölge düşürmek isteyenlerin işi gerçekten zor. Sokakta, çarşıda, pazarda esen rüzgar her türlü spekülasyonu bir toz bulutu gibi dağıtıyor. Ekibiyle uyumu, Başkan Yardımcıları ile aynı frekanstaki eşgüdümü ve halka olan tartışmasız ahengi, Yazıcıoğlu’nu her şartta öne çıkaran temel etkenler.


Dolayısıyla gördüğümüz kadarıyla, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır: Çalışkan olmak.” sözünün ete kemiğe bürünmüş hali Kemal Bey… İşinde gücünde, mesaisine halkla başlayıp halkla bitiren bir başkanlık örneği sergiliyor. Koşuyor, koşturuyor, dinliyor ve uyguluyor. Sahada olması ve halkla yakın teması en önemli artılarından. Ekibiyle olan sistematik uyumunun şehre yansıması harikulade. İşte kazanç da burada: Dedikodu değil hizmet, uyuşukluk ve hantallık değil aksiyon, söz verip yerine getirmemek değil hayatın her alanında “net ve objektif” olmak. Şehir bu imgelerle kazanıyor, Tokat bu temiz karakter üzerinden yükseliyor.


Başkanın geçtiğimiz gün Derbent Mahallesi’nden başlayarak Barbaros Caddesi, Kümbet Mahallesi ve Tokat Otobüs Terminali’nde yaptığı incelemelere ve halkla olan iletişimine baktığımızda bir kez daha bu şehrin geleceğine dair umutlarımız arttı. Bir güne sığamayacak işleri inanılmaz bir koşturmaca ile gerçekleştiren, bu koşturmaca içerisinde halka teması da unutmayan bir başkanlık örneğini görüyoruz. Başkan Yazıcıoğlu’nun deyişiyle bu, “Üretken Belediyecilik”. Ve aslında bizim söyleyeceklerimizin özetini Başkan Mehmet Kemal Yazıcıoğlu şu sözlerle ifade etmiş:


“40 yıl önce babam Recep Yazıcıoğlu’nu Vali olarak bağrına basan Tokat, işte bu tezahür ile Yazıcıoğlu’nun emaneti olarak gördüğü evladını da Belediye Başkanı olarak seçti. Dolayısıyla gerek seçim sürecinde gerekse de Şehr-i Emin olarak göreve başladığımda gördüğüm ve hissettiğim sevgi, yolumuzu aydınlatan tek dayanağımızdır. Tokat’ın bu desteğine ve karşılıksız sevgisine sonsuz şükrediyorum. Yüce Allah’tan memleketime, halkıma ve ülkeme karşı bizleri mahcup etmemesi adına gecemizi gündüzümüze katarak çalışmak boynumuzun borcudur. (…) Siz her şeyin en iyisine layıksınız. Şunu herkesin bilmesini isterim ki bizim makamımız hizmet makamıdır, asla naz makamı değildir ve olmayacaktır. Adalet, hak ve hakkaniyet temelinde herkese eşit uzaklıkta, hiç kimseyi ötekileştirmeden, ayrıştırmadan birlik ve beraberlik içerisinde herkesi kucaklayarak Tokat’ımıza hizmet edeceğiz. Son olarak defalarca tekrarladığım ve hayattaki duruşumuzu ifade eden şu sözlerimi bir kez daha tekrar etmek istiyorum: Benim dönemimde hak ve hakkaniyet gözetilir, devletin parası, yetimin hakkı korunur. Bu realite hiçbir zaman değişmeyecektir…” (M. Kemal Yazıcıoğlu, Tokat Belediyesi ‘Değişim’ Bülteni Sayı: 1)

Dolayısıyla, “Yazıcıoğlu ne yaptı ve neler yapacak?” sorusunun cevabı da bu sözlerin içerisinde saklı…