Muhtarları gece yatağından kaldırıp, “Hadi gel şu mahalleni bir gezelim ne var ne yok, ihtiyaçlar nedir bir bakalım” demek, gündüzün, saatin, yetmediğinin ama aynı zamanda mesai mevhumunun olmadığının da bir ispatıdır. “Babasının oğlu” olmanın gereği belki ama ben Mehmet Kemal Yazıcıoğlu’nu muhterem babasından daha ileride bir yerde değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum.
Buna inanırken de Nazım’ın şiirindeki “Ben sadece ölen babamdan ileri, doğacak çocuğumdan geriyim” dizesini getiriyorum aklıma.
Dolayısıyla Kemal Bey’in gösterdiği performansın yaşadığımız çağ ile paralel olarak enerjik, teknik, bir o kadar da dingin ve sarih olduğunu görmek sevindirici… Bir yandan atraksiyon içerisinde koşuyor, koşturuyor, ekibiyle uyumlu bir performansı çok ileri bir düzeyde gösteriyor, diğer yandan da sakin bir şekilde “umut edeni” dinliyor, çözümler üretiyor ve sırtını halka yaslıyor. “Millet ne derse o” sözünün ardındaki gerçek, sırtını halka yaslayıp gücünü milletten almanın ifadesidir.
Yaşanan gelişmeler mahalle muhtarlarını da harekete geçiriyor. Yaşadıkları heyecanı sahada gözlemleyebiliyorum. Muhtarlar artık sorunlarının çözümünün daha kolay, standartları aşan ve çağdaş denklemlerle aşıldığını görüyorlar. Meseleleri çözüldükçe hedef büyütüyor, mahalleleri için daha ileri projeleri hayal edebiliyorlar. Çünkü muhtarların önünde Kemal Bey gibi kalıpları aşan bir Başkanlık örneği var.
Bugün bu şehrin geçici olarak belirlenen stadının milyon liraları aşan çimlerinin yenilenmesinden tutun da Organize Sanayi Bölgesi’nin borç yükünden kurtulmasına varana değin birçok mesele de Mehmet Kemal Yazıcıoğlu’nun imzası var. Yazıcıoğlu’nun OSB’deki dev hamlesini bir yurttaşımızın şu paylaşımı o kadar güzel anlatıyor ki:
“Geçen sene OSB’de heyelan oldu. Heyelanın durması için acilen 57 milyon liraya ihalesi yapıldı. OSB’nin bütçesi olmadığı için müteahhide ödenecek para için eski Çetin Birmek İlkokulu’nun olduğu OSAB arsası satışa çıkarıldı. Arsa mevcut şartlarda 0.80 emsalle satışa çıkılsa tahmini bedeli 23 milyon lira olacaktı. Ortadaki sorunu Mehmet Kemal Yazıcıoğlu çözdü. Emsali 0.80’den 1.25’e çıkararak, arsa 6 Ekim 2025 tarihinde yapılan satış ihalesi sonucunda 87 milyon liraya satıldı. Bu satışla hem OSB borç yükünden kurtuldu hem de arsa Tokatlı iş adamlarının oluşturduğu konsorsiyumda kaldı…”
Şehirle ilgili hiçbir konuya “Bu benim meselem değil” demeden, çözüm üreten bir liderlik örneğine şahitlik ediyoruz. Kemal Bey’in liderliğinde Tokat’ın bütün sorunlarının masaya yatırıldığı, çözümler üretildiği, kapanmayan makam kapısının halktaki karşılığının yapılan hizmetlerle gönülleri aşan bir iradeye dönüştüğü süreci yaşıyoruz hep birlikte.
Malumunuz Kemal Bey sadece şehircilik ve belediyecilik hizmetlerinde ezber bozmuyor, bu şehirdeki birçok alışkanlığı da değiştiriyor. Milli günlerdeki “Atatürk’ümüz” vurgusu başta olmak üzere şanlı Türk tarihinin büyük kahramanlarına yönelik inceliklerle örülü, sevgi ve saygı ifadeleri dikkatlerden kaçmıyor. Daha 1 ay kadar önce (11 Ekim 2025’te) “Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu’nun; Atatürk başta olmak üzere Alparslan’dan, Danişmend Gazi’den, Fatih’ten bahsederek sözlerini, ‘Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Yaşasın Tokat! Ne mutlu Türküm diyene!’ diye bitirmesi karşısında, ‘Ne mutlu Türküm diyene mi dedi?’ şaşkınlığını yaşayanların şahitliyle yazıyorum bu köşe yazımı…” diye yazmıştım.
Biz bu işlere, biz bu güzelliklere alışkın değildik, lakin Kemal Bey ile aşina olduk.
İşin özü-özeti, işte bu cümlede saklı kardeşim…