HAKAZİM - Hakan Seven (Hakazim) şiirini yazdı.

Önsöz

“Ben tipik gelişen yaşıtlarımdan farklı olarak yürüme ve konuşma problemi olan bir insanım. Bunun avantajını ve dezavantajını çok yaşadım…  Öncelikle en büyük eksiğimiz empati kuramamak bence.  Böyle olunca sorunlar çözülemiyor,  herkes kendi bakış açısıyla bakınca da karşındaki insanı asla anlayamıyor.  Şahsen kendimden biliyorum mesela bu güne kadar çok fazla insanın bana nasıl gözle baktığını gözlemledim. Çocukluğumdan beri kimi zaman çoğu kişi bana acıyarak bakıyordu,  çekimser yaklaşıyordu işte “Anlıyor mu beni? konuşuyor mu? Zekası yerinde mi?” gibi sözlere, davranışlara maruz kaldım.  Hele hele çocukluk arkadaşlarımdan,  mahalledeki çocuklar evimize gelen misafirler. Tabi buna rağmen tanıdıkça anlayan, seven bir sürü eş, dost, arkadaş vardı lakin yeterli değildi ne yazık ki ve bu beni fazlasıyla içime kapanmama neden oluyordu.  Bunu da benden başkası asla anlayamazdı dile getirmediğim müddetçe ama kendimi ifade etmek için çok çabaladım.  Herkese hislerimi, duygularımı, düşüncelerimi göstermeye gayret ettim. Herkesin bir yeteneği vardır ama benim ki neydi bilmiyordum aklım ermiyordu çocuktum doğal olarak fakat küçükken çok fazla müzik dinlerdim rock tarzı,  rap tarzı ondan dolayı heves ettim ben de söz yazacağım,  edeceğim diye. Sonra bir baktım ki benim de yeteneğim buymuş meğer yazmak çünkü kime okutsam, gözleri parlıyordu yalandan değil gerçekten. Bunu anladığım vakit durmadan karaladım sürekli yazmaya devam ettim.  Kendimi, çevreme yazarak anlatınca yakından tanıma fırsatı buldular önyargılarını kırıp çok sevdiler. Hislerimi,  fikirlerimi benimsediler onlara dokunabildim ayrı ayrı gönül bağı kurdum.  Ben şunu anladım sevgiyle, temiz yürekle ve güçlü kelimelerle yaklaşırsan kazanamayacağın hiç bir insan yok yeter ki kendini ifade etme yolu bul. Ben bunu başardığıma inanıyorum.  Bugün baktığım zaman Hakan diyince hemen herkes tarafından sevilen,  bizim Hakan diyerek içlerine alıyorlar hep yanımda vakit geçirmek isteyip dertlerini paylaştıklarını görüyorum. Bunu başarmak harika hissettiriyor daha ne isteyebilirim ki çünkü dediğim gibi insanların benimle empati kurmasını sağladım. Tabi ki de bir de şu var hayata güzel bakabilmek kendini olduğun gibi kabul ederek yaşayabilmek yoksa bunların hiçbirini beceremezdim…”

(Hakan Seven, 13 Eylül 1996 doğumlu. Cidde şehrinde doğdu, aslen Ankaralı. Doğuştan Serebral Palsi (Cp) hastası.)

**

Antik Mısralar 

Ben de Sümerler gibi kazıdım mısralarımı tablete

İncelersen ulaşırsın içimdeki büyük medeniyete

Mızrak gibi işledim sırlarım seni düşürür hayrete 

Şifreyi çözerken belki denk gelebilirsin hayalete

Gizemim lanetli bir hazine bazısına katar güzellik 

Kimini de paranoyaklaştırır ve kabus olur üstelik

Labirentin giriş çıkışını bulamazsın hep tekdüzelik 

Korku tünelinin izini sürerken bulursun mücevherlik 

Akıl sağlığını yitirilen bir zenginlik biçilemez paha 

Bu antik değeri elde etmen için olman gerekir deha 

Şu asra kadar sahip olabilen hiç görülmedi daha 

Herkes kilitli sandığı açılmayı denedi inan kaç defa 

Okunmayı bekledi hep yerin altına gömülü gelecek 

Hala bir arkeolog çıkmadı eski yazıtları çevirecek 

Nice kitabeler var bir insanın içinde keşfedilecek 

Bu benim saklı kalmış tarihim açıp okuman gerekecek 

-Hakan Seven-

Hakan Seven