Tokat İl Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Bahri Bostancı için 4 Nisan 2022’de yayımladığım köşe yazımda, “Üniformasında taşıdığı yıldızlardan yüzlerce kat fazlasını gönlünde taşıyan bir adam. Mütevazı, samimi, ilkeli, tutarlı, dışa dönük ve halkın içerisinde. Rütbesi Kıdemli Albay. Türkçesi ‘Kıdemli Gönül İnsanı’…” demiştim.

Az bile yazmışım... Bahri Komutanının taşıdığı anlam çok daha derinlerdeydi. Toplumun temel dinamiklerini iyi okuyan, entellektüel, halkın değerlerine saygılı, önyargısız ve yaşadığı yüzyılı kavrayan haliyle ‘bilge’ bir komutandı. Eskiler ‘derviş gibi’ derlerdi ya tam da öyle işte. Yüzünden eksik etmediği tebessümü, kalbindeki merhametin dışavurumuydu.

Komutanımızın emeklilik dolayısıyla Tokat’taki görevinden ayrılacağı haberini Ankara’dayken aldım. O an ki duygu karmaşamı şimdi nasıl anlatayım bilemiyorum. Ağabeyimin, ailemizin bir ferdinin, canımızın, ciğerimizin tayini çıkmış gibi geldi. Boğazım düğüm düğüm oldu. Elim telefona gitti geldi, arayamadım. Hâlâ arayabilmiş değilim. Bu şehre topluma kendini böylesine kabul ettirebilmiş, sevilmiş, saygı duyulmuş bir asker gelmedi bugüne kadar. Bahri Komutanın ortaya koyduğu askerlik iradesi korkuya, baskıya, sindirmeye değil; sevmeye, sevilmeye, insana, “insan gibi” davranmaya yönelik bir iradeydi. Ve bu “irade” halkta coşkun bir sevgiye, saygıya ve “bizden biri olmakla” karşılık buluyordu.

22 Temmuz 2022’de yayımladığım köşe yazımda bakın ne yazmışım:

“Bahri Bostancı sokaktaki adamın ‘Bahri Paşa’sı’, mağazadaki delikanlının ‘Bahri ağabeyi’dir. Beşeri münasebetlerindeki bazı anekdotları başkalarından duyduğumda ve bazılarına tanık olduğumda yüzümde oluşan tebessüm, biliyorum ki yüzlerce yurttaşın, hatta emir-komutası altında görev yapan binlerce kahramanın ve ailelerinin de yüzlerinde aydınlık gülümsemelere vesile oluyordur. Bahri Komutanın ‘halk tipi’ bir komutan olması, mütevazılığı, samimiyeti ve Anadolu’nun izlerini taşıyan karakteri, anlatmak istediğim mevzunun ana fikri aslında. Üslubundaki naiflik, bu toprakların izlerini taşıyan karakteriyle öyle güzel örtüşüyor ki. Adına ‘Anadolu irfanı’ dediğimiz zenginliğimizin yaşayan simgesi adeta. Zaten kendisiyle ilgili ‘Üniformasında taşıdığı yıldızlardan yüzlerce kat fazlasını gönlünde taşıyan bir adam. Mütevazı, samimi, ilkeli, tutarlı, dışa dönük ve halkın içerisinde… Rütbesi Kıdemli Albay. Türkçesi ‘Kıdemli Gönül İnsanı’ dememiş miydik?..”

Bahri Bostancı iyi bir aile reisi, iyi bir baba, iyi bir komutan ve iyi bir insan olmanın ötesinde, “sade, mutevazı ve derviş misali” yaşadığı hayatıyla da hepimize örnek oldu. Hastası olana koştu, cenazesi olanın salından tuttu, ağlayanı omzuna yasladı, düğünü olanın sevincini, hüznü olanın yasını paylaştı. Unuttuğumuz değerleri bize yeniden hatırlattı. Asırlardır bu toprakların mayası olan “kardeşlik hukukumuzu” yaşatan bir çınar misali hayatlarımıza renk kattı.

Şimdi o çınarın gölgesinde bulduğumuz huzurla veda edeceğiz kendisine. Bu toprakların gördüğü en merhametli, en güleryüzlü askerini; halk gibi yaşayıp, Şeyh Edebali’nin nasihatleriyle görev yapan Bahri Bostancı Komutanı huzurla yaşayacağı emeklilik günlerine uğurlayacağız. Bu uğurlamanın bir ‘veda’ olmadığını bilerek yapacağız bunu. Çünkü o da artık ‘Tokatlı’ bir hemşehrimizdir. Bu şehrin ekmeğini, suyunu, insanını tanıdı ve kopmaz bağlarla bağlandı bu topraklara. Bu coğrafyanın ona, onun bu topraklara vefası hiç bitmeyecek.

Biliyorum ve inanıyorum ki Bahri Komutanımızın ömrü su gibi aziz, gönlü hoş, kalbi apaydınlık olarak, uzun ve sağlıklı bir şekilde, sevip-inandıklarıyla, ailesiyle birlikte bereketle ve huzurla geçecek. O, gözü gibi sevdiği torunlarını severken, biz onun hikayelerini anlatmaya, konuşmaya, yazmaya devam edeceğiz.

Daha önceki kendisiyle ilgili yazılarımdan birinin sonuna yazdığım cümleyle bağlayayım yazımı:

“Ömrü, dikensiz gül bahçelerinde geçsin Paşamızın.”

Üniformasında taşıdığı yıldızlar yolunu aydınlatsın, kıdemini rütbesinden aldığı ünvanı, gönlünü hep hoş eylesin. Aziz dostluğu, ağabeyliği ve komutanlığı, ömrüne ömür katsın...