Sevgili   Oğlum,

Küçük yaştan bu yana  farklı düşüncelerdeki  arkadaşlarınla  güzel arkadaşlıklar kurmanı ve onlarla  bilgi ve sevgini cömertçe paylaşmanı ailece  takdirle izliyoruz. Bu tutumunun   bu yaşa kadar devam etmesine şahit olmak gerçekten bir baba olarak  zıt düşüncede kitaplardan faydalanmayı, zıt düşüncedeki insanlarla sohbet etmeyi seven   beni sevindirdi.

Sevgili oğlum,

Sana bu mektubu yazarken  sosyal medyada   Volterie’nin  “ Pek az insana başkalarının deneyimlerinden faydalanmayı bilecek kadar akıllıdır” sözüne rastladım. Ne kadar da doğru söz.

Sevgili oğlum,

İlber Ortaylı, Doğan Cüceloğlu, Nevzat Tarhan gibi pek çok  ülkemiz aydınının hayat hikayelerini   anlatan kitapları bazen bir defa bazen bir kaç defa okudum. Gördüm ki,  bunların hayatına yön veren de  zıt fikirlerde  olmalarına bakmadan öğreneceği  herkesten  faydalanmışlar ve  öğreten insanlardan saygı ve sevgilerini eksik etmemişler .Bunun için gerekirse  iller, ülkeler, kıtalar aşmışlar. Öğrenmenin para pul işi olmadığını, azim kararlılık  öğreneceği insanlara saygı ve sevgiden geçtiğini  öğrenmişler.

Sevgili oğlum,

Ben de zıt fikirlerdeki gazeteleri , kitap eklerini  öğrenmek amacı ile takip ederim. Çünkü gelişmiş ülkelerdeki gelişmiş insanlara baktığımız zaman insanların özgün  fikirlerini öğrenmek için, ama bunu da  kullanarak dedikodu yapmak için değil öğrenerek hayatlarına uygulamak için yapmışlar. Bunun da onların hayatlarını nasıl zenginleştirdiğini  hayatlarını okurken öğreniyoruz.

Sevgili oğlum,

Bunu yaparken samimiyet önemli. Amaç öğrenmek  olunca  engeller bile kalkar. Cemil Meriç der ki“ Samimiyet öyle bir dil ki kör olan görür, sağır olan duyar” Evet samimiyet insanların böyle zenginleşmesine sebep olur.  Çok insan  sağır insanın anlamayacağını ,kör insanın bilemeyeceğini sansa da samimiyetle onlar gönül gözü ile görür gönül sesi ile duyarlar. Gönül gözü kör ve sağır olan  duyamaz da göremezde. Gönül gözünü samimiyet olarak da algılayabiliriz. Lideri lider yapan da samimiyetdir. Lider olmak isteyen samimi olacak ve bunu da   halkına gösterecek yapmacıksız. Herkesin içinde insanlara  övgü yağdırıp da  kimse yokken başından savan insan da lider olamaz ki..Senin zıt düşüncelerdeki insanlarla samimi arkadaşlığın bana  bunu düşündürdü.

Sevgili oğlum,

Çok insan zıt düşüncelerdeki insanları izleyerek  “bunlara nasıl cevap veririm. Bunları nasıl yenerim. Bunları nasıl  sindiririm” diye düşündüğünden kendini geliştirmeye zaman bulamaz. Nefret eden insan nasıl sevmeye zaman bulamazsa  zıt düşüncelerdeki   fikri sabit inssnlarda   gelişemez işte.

Sevgili oğlum,

Bizim zıt dşüncelerdeki insanlara saygımız var. Ama  şakada aşırıya kaçan, ölçüyü aşan adaba aykırı hareket ve söz söyleyene de sanırım hoşgörüde bulunmak, onları bu  hareketlerine teşvik etmek gibi. Onların bu hareketlerine hoşgörüde bulunan insan  onları bu hareketlere teşvik etmiş oluyor ama  farkına varamıyor çok insan. Bizim amacımız da insanları güzel hareketlere  teşvik etmek,” iyiliği emreden kötülüklerden alıkoyan” insan olarak   yaşamak gelecek nesillere  artı değerler katmak. Ama hayatta  her zaman anlayışlı  insana ratlayamıyoruz işte. “Mesafe “diyenler var tabii. Ama bazan mesafe  koymak bile arsız ve yüzsüz insanlara   yaramıyor ve arı gibi sokmayı, yılan gibi ısırmayı  marifet sanıyorlar.

Sevgili oğlum,

Sana yazdığım mektuplarda sık sık başka düşünürlerden alıntılarda yapıyorum. Genç iken de yazı yazardım ve beni şöyle eleştirirlerdi. “Başkalarının görüşlerinin arkasına sığınarak  görüşlerini açıklıyor” Çok sığ ve  saçma gelirdi bu eleştiri. İnsan  çevresindeki insanların, büyük düşünürlerin  görüşlerinden beslenir. Kendi düşüncesini oluşturur. Başkalarından faydalanak onların etkisinde gölgesinde kalmak  anlamına da gelmez ki. En büyük düşünürler bile bir hocadan bir alimden ders almışlar  ama herkesten de faydalanmışlardır. “Başkalarından faydalanmam” diyen insan gelişemez ki. İnsan ancak dünyayı kucaklamakla ve her fikre saygılı olmak ile sevgi ve bilgisini uygulamakla insan ve lider olur.

Sevgili oğlum,

Çok insan  babasını annesini küçümser kendini çok gelişmiş görür. Onları iyi incelediğim zaman görürüm ki, onlar anne ve babalarını anlamaya çalışmamış  ne kadar kendilerini ileri görselerde  anne ve babalarından geri kalmış gördüm . Neden mi onlarda anne ve babalarının  çok saygı duydukların insanların çocuklarına  anne ve babalarından daha çok saygı gösteriyorlardı. Başkalarına gereğinden fazla saygı gösterenler ne yazık ki kendine saygı göstermekte  çok fakir kalıyorlar.Başkalarını uçururken kendimize saygımızı kaybetmek gerçek fakirliktir. Bizler  zıt fikirlerden beslenerek anne ve babamızı  da yaşantı ile de  düşünsel olarak da geçmek ve özgürlüğümüz için çok okumak  bilmek ve uygulamak zorundayız. Yoksa  çocuklarımızda başkalarının fikirlerinin kölesi olurlar.

Sevgili oğlum,

Yukarıda anlattıklarım bir  gözlemleme, okuma, hayatı ve insanları anlamak için  geçen yarım asırlık hayatın  ürünü ama herkesin de bunu anlamasını beklemiyorum. Sen de bekleme. Öğren ama  ısrar etme başkalarının gelişmesi öğrenmesi için de. Öğrenen öğreniyor, faydalanan faydalanıyor zıtlıklardan.

Sevgili oğlum,

Sana ve  dostlarıma, kardeşine, Üniversitelilere, özgelişim yolcularına mektup yazmak benim de öğrenmeme, fikir olarak gelişmeme, daha  çok  öğrenme  daha çok insandan faydalanma  isteğimi geliştiriyor. Gelişmek amacı ile sohbet etmek,, yazmak ve  paylaşmak, bunu yaparken de  insan olmamızın gereği olarak yiyecek içecek ikram etmek  insan olmamızındaha çok  bilincine varmamıza sebep oluyor. Sizlerin daha güzel dünyada yaşaması için bizlerinde sizlere   düşüncelerinizi geliştirecek daha güzel dünya bırakmamız lazım. Derler ya “ bize dünya dedelerimizden miraz kalmadı, çocuklardan ödünç aldık. “Hz. Ali de anne ve babalara der ki”  Çocuklarınızı kendi zamanınıza   göre değil, onların zamanına göre yetiştiriniz” 1500 yıl önceden gelen güzel bir söz . Doğru sözler ölümszüdür değil mi ?

 

 

Sevgili oğlum,

Sana yazarken gene coştum ve mektubumuzun sonuna geldim. Sana yazmak tüm gençliğe yazmak kadar  beni mutlu ediyor. Umudumuz siz gençliğin dünyamızı daha güzel yaşanılır  bir hale getirmeniz ve her daim bilgi ve sevgi  dolu insanlar olarak dünyayı güzelleştirmeniz.