Cemalettin Yarkın GÜNDEM köşesinde yazdı: "... başka bir ahsen-i takvimle yaratılmış ve en akıllı canlı olan “insan”dan ne istenmekte?!
KUR’AN-ı azimüşşan nasıl başlamış ve nasıl bitmiş? Sonsuz evrende, matematiksel bir hesap-kitap ile ve bir hikmetle yaratılmış bu mavi gezegende, yine başka bir ahsen-i takvimle yaratılmış ve en akıllı canlı olan “insan”dan ne istenmekte?! “Hani Rabbin meleklere, ben yeryüzünde mutlaka bir halife yaratacağım demişti. Demişlerdi ki: Orda bozgunculuk edecek ve kan dökecek birini mi yaratacaksın? Biz, sana hamdederek ve noksan sıfatlardan arılığını, söylemede, seni kutsamadayız ya; (Allah) şüphesiz ben, sizin bilmediğinizi bilirim demişti.” ya işte o “insan”dan, yüce yaratıcı katında “halife” olarak nitelenen her bir bireyden ne istenmekte?...
“Yaratan Rabbın adıyla oku! O, insanı alaktan yarattı. Oku! Rabbın karşılıksız iyilik ve ihsan sahibidir.” İşte iniş sırasına göre ilk üç ayet böyledir. Yani, 1. Sure olan ALAK suresinin ilk üç ayeti. Alak kelamı, mana ve maddeyi arada cem etmiştir. Öyle ki, sevgi ve şefkat anlamıyla biyolojik oluşum anlamı iç içedir.
Ve 2. Sure KALEM suresi, kaleme yeminle başlar: “Nun’a, Kalem’e ve satır satır yazdıklarına and olsun k…” Bir sureye Allah (celle celaluhu) yeminle başlamışsa, vahyettiği şeyde ayrı bir hikmet vardır. Bu ne olabilir? Kalemin yazdıkları, dünya hayatı için, insan ve tüm canlılar için çok önemli bir mevki tutar. Esasen ilk suredeki “oku!” ve 2. Suredeki “yaz!” emirlerinin, okuma-yazmanın yalın anlamını çok aşan anlam ve süreçleri ifade ettiği bellidir. Oku, keşfet, deney yap, araştır, incele, gözlem yap, kuram geliştir ve bütün bunları yaz…
3. Sure MÜZZEMMİL’de, Resul-ü Ekrem’e “Ey örtüsüne bürünen geceleyin kalk!” emri verilmiştir. Ve ağır ağır, düşüne düşüne KUR’AN oku. Doğrusu biz senin üzerine ağır bir söz bırakacağız.” (Müzzemmil: Örtüye bürünen)
4. SURE MÜDDESİR’de şöyle buyrulmuştur. “Ey örtüsüne bürünen! Kalk da uyar. Ve birle Rabbini ve başa kakma yaptığın iyiliği. Ve yalnız Rabbin için dayanaklı kıl benliği.” (Müddesir: Örtü veya elbisesine bürünen)
Ve 5. SURE FATİHA Suresi, ki yedi ayetlik bu sure, beş vakit namazda, günde toplam 40 kez okunur, büyük bir duadır. Bu duanın 5. Ayetinde kul, sırat-ı müstakime, dosdoğru yola, hidayete erebilmek için yakarışta bulunur.
…………
Sıra geldi son surelere/son ayetlere. MAİDE – MÜMTEHİNE – HADİD – TEVBE – NASR.
MAİDE’nin 2. Ayetinde ortaya konan evrensel ilke şöyledir:
“İyilik, hayır ve takva üzere yardımlaşın; günah, kötülük ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın.” Kur’an-ı kerimin 110. Suresi olan MAİDE’de yer almış olsa da, bazı alimlerce en san vahyedilen ayet kabul edilen 3. Ayet “…Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı seçip benimsedim.” (Maide: üzerinde yemek bulunan sofra)
MÜMTEHİNE’nin en dikkat çeken ayeti 12. Ayetidir. Çünkü bu ayet kadınların, devlet yöneticisini seçme ve onunla doğrudan sosyal sözleşme yapma haklarını tescil ediyor. (Mümtehine: İmtihan olan kadınlar)
HADİD Suresinin 16. Ayetinde iman sahipleri “insanlar için henüz vakti gelmedi mi ki, kalpleri Allah’ı anışa ve Kur’an’la inen şeylere saygı duysun da, daha önceleri kendilerine kitap verilmiş ama sonradan kalpleri katılaşmış ümmetler gibi olmasınlar.” diye uyarılmaktadır. Ve 25. Ayetinde: “Andolsun ki biz peygamberlerimizi apaçık delillerle gönderdik ve onlarla beraber de kitap ve mizan (ölçü ve denge) indirdik ki insanlar adaleti ayakta tutsunlar. Ve demiri de indirdik. Onda zorlu bir kuvvet ve insanlara pek çok yarar vardır.” (Hadid: Demir madeni)
TEVBE Suresi (113. Sure)’nin 71. Ayeti “Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin velileri (yardımcıları, destekleyicileri, Allah için dost ve yakınları)dirler…” Bu ayet, Kur’an’ın genel ilkesi olarak, kadın ve erkeğin hukuki hakları yönünden eşit olacaklarını ortaya koymaktadır. (Tevbe: Tövbe)
Ve nihayet geldik Kur’an’ın son suresi olan NASR suresine. Resmi sıraya göre 110, iniş (vahiy) sırasına göre de 114. Sure NASR üç ayettir ve aynen mealen şöyledir: “Ey Muhammed! ALLAH’ın yardımı ve zaferi (Mekke’nin fethi) gelip de, insanların Allah’ın dinine akın akın girdiklerini görünce, artık Rabbini hamd ile tesbih et. Ve O’ndan bağışlanma dile. Çünkü O tevbeleri çok kabul edendir.” (Nasr: Yardım ve zafer)
Ve işte böylece son ayetleri de okuduk ve sayın ki bir hatim indirdik. Aslında marifet, hatim indirmekte değil, anlamakta, düşünmekte, niyet ve ameldedir. Ne buyuruyor yüce Rab? Ey örtüsüne bürünen! Geceleyin kalk ve ağır ağır, düşüne düşüne KUR’AN oku!...