Salih Ertaçoğlu: “Birilerinin hesabı zaten koltukların korunması temel amaçtır.”
Memur ve memur emeklilerine 2026 – 2027 yıllarında uygulanacak maaş artışları, toplu sözleşmenin akamete uğraması sonucu hakem heyetince karara bağlandı. Koca koca adamlardan oluşan heyet sadece 2027 yılı ilavesine 1 puan ekleme lütfunda bulundular.
2026 için % 11 + 7, 2027 için ise % 5 + 4 rakamı kesinleşti.
Yetkili sendikanın ise talebi % 88 oranıydı. Dostlar alışverişte görsünler. İktidar güdümlü sendika bir tiyatro sahneledi. Konu TBMM’de görüşülüp karara bağlanma imkanı varken, hükümete bir kıyakla açıklanan rakamları kesinleştirdi. Gün gelir bu sendika, bir yönetim değişikliği sonunda yetki hakkını zaten üye kaybıyla yaşayacaktır.
Açıklanan verilere göre, ülkede, yoksulluk sınırı 87.910 TL, açlık sınırı 28.400 TL, asgari ücret ise 22.104 TL.
Bu verilere göre çalışanların maaşlarının tamamına yakını yoksulluk sınırı içerisinde kalmaktadır.
Gerek asgari ücret ve gerekse emekli memur maaş tabanı, şehrimizdeki ev kiralarına yakın veya biraz üzerindedir.
Bu satırların yazarı 20 sene kirada oturmuştur. 1994’te emekli olmuştur. Memurken aldığımız maaşımızın ¼ veya 1/5 miktarı ev kirasına gidiyordu. Günümüzde ise maaşların tamamı neredeyse ev kiralarına gitmektedir. Sayın Maliye Bakanı ücretlerde % 621 artış sağladık diyerek, bugün maaşların kiraya bile yetmediği gerçeğini saklamayı tercih edebiliyor.
Bir önemli konu da güncel, Milli Birlik, Kardeşlik, Demokrasi, Komisyonunun getirilmeye çalışıldığı durumdur. Birilerinin hesabı zaten koltukların korunması temel amaçtır. Komisyona sonradan eklenen “DEMOKRASİ” ibaresi, Demokrasiyi halâ hazmedememiş, hukuku, kendi çıkarlarına göre yorumlayıp, anayasayı, anayasa mahkemesi kararlarını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını tanımayan, sadece kendi siyasi çıkarlarını ve koltuklarını korumayı amaçlayan zihniyet “demokrasi” kelimesinden bile rahatsız olmuşsa, sormak lazım sizin o makamlarda, görevlerdeki işiniz nedir? Demokrasiyi kabullenme, hukuku kendi düşüncelerinize göre şekillendirmeye çalış, sonra neymiş, “Milli Birlik – Kardeşlik – Demokrasi” Komisyonuymuş. Kimseyi inandıramazsınız. Sözlerinizle zaten kendiniz baltalıyorsunuz. Komisyonun gerçek amacı nedir? Acaba!
Millet de bunu yiyor mu sanıyorsunuz? Yazık, yazık, verilen emeklere, tüketilen nefeslere.
Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın demokrasi, yaşasın egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, düsturu. Geriye kalan da kendini bir tarif etsin görelim. Delikanlıca.
Sevgi ve saygılarımla.