Mustafa Balbay “Yoksulluğu kaldırıp bütün tabana yaydılar. Türkiye’nin dörtte biri yardıma muhtaç hale getirildi” diye yazdı.
14 Ağustos 2001’de kurulan AK Parti 22’inci yaşını kutluyor. Yine Balbay’ın ifadesiyle “Cumhuriyet tarihimizin beşte biri AK Parti iktidarında geçti”. Bu 22 yılda ekonomide, sağlıkta ve sanayi yatırımlarında önemli adımlar atıldı. Özellikle sağlık yatırımları ile yol ve otobanların geniş ağlarla yapılması dikkat çekti.
Ama gelin görün ki son birkaç yıldır ekonomiyi getirdikleri yer iflasımızı gösteriyor. 3 Kasım 2002’de ekonomide dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmeyi vaat eden AK Parti iktidarı, 21’inci sıradan aldığı Türkiye ekonomisini 23’üncü sıraya geriletti. Mustafa Balbay bunu, “2009’a kadar Kemal Derviş dönemi politikalarının da etkisiyle ortalamanın bir doz üzerinde kalkınma oldu. 17. sıraya kadar getirdiler. Bugünkü yerimiz 23. sıra! 2001 krizi sonrasındaki tablodan bile gerideyiz. Üstelik Cumhuriyetin bütün birikimlerini sattıktan sonra!” şeklinde yorumluyor.
Ekonomik dengelerin sürekli kötüye gitmesi yeni ve büyük toplumsal travmaları da tetikliyor. Örneğin gençlerin üniversitelere ekonomik nedenlerle kayıt yaptıramadığı bir süreci yaşıyoruz şimdilerde. Çocuklar iyi bir yeri kazansalar bile okumak için gidecekleri şehirlerde yüksek kiralar ve yurt paraları yüzünden kayıt yaptıramıyorlar. Asgari ücretli, emekli, memur, esnaf ve çiftçiler belirsizlik iklimini yaşıyor. Kimse yarınlara güvenle bakamıyor.
AK Parti’nin 22 yılda hastanelerle kazandığı popülarite de sona ermek üzere. Randevu siteminin çalışmaması, üniversite hastanelerinin özellikle ‘parası olanlara’ hizmet vermesi, devlet hastanelerinde uzman doktor sıkıntısı ve son dönemdeki hasta-hasta yakını ve sağlık çalışanları arasında sıkça yaşanan şiddet olayları sağlıkta çöküşün de habercisi.
EYT Yasası ile “küstürülen” esnaflar ve Bağ-Kur’lu çiftçiler de ayrı mağduriyet öyküsü. 4.600 TL’ye yükselen Bağ-Kur primlerini ödeyemeyen esnaf 9 bin prim günü ile 50-55 yaşında emekli olamazken, 43-44 yaşında 5.600 günü olan SGK’lıları emekli ettiler. 99 öncesi girişi olanlar için SGK-Bağ-Kur ayrımı yapılmaksızın uygulanması gereken EYT Yasası’nın yarattığı mağduriyetin öfkesi, emin olun 2024 yerel seçimlerinde kendini gösterecektir.
15 Temmuz 2016’daki terörist kalkışmanın sonrasında oluşan toplumsal dayanışma iklimi şükür ki her koşulda devam ediyor. FETÖ’nün devletin her kademesine sızdığı ve sonrasında da darbe girişimiyle devleti tamamen ele geçirmeyi hedeflediği 15 Temmuz sonrasında herkes devletten yana tavır aldı. AK Parti iktidarının 15 Temmuz’da oluşan toplumsal dayanışmayı şimdilerde görmezden gelip ekonomide yaşanan başarısızlığı, Amerika’dan gelen Merkez Bankası Başkanına ve Mehmet Şimşek’e havale ederek çıkış araması da çok ilginç. Amerikan emperyalizminin, küresel güçlerin ve İngiliz işbirlikçilerinin bu ülkeye ne katkıları olabilir?
Kaldı ki ardı arkası kesilmeyen zamlarla, hayat pahalılığı karşısında milyonlarca insanımız eziliyor. AK Parti’nin 22 yıllık iktidarında “başarı hanesine” yazılan her şeyi birer birer siliyorlar. Devletle milletin barışması, bürokratik diktatörlüğün kısmen yıkılması, özgürlükler konusunda elde edilen kazanımlar, modern alt yapılar, yollar, köprüler, hastaneler; aklınıza ne gelirse bilin ki tek tek siliniyor halkın belleğinde. Çocuğuna harçlık veremeyen babaların isyanı yarınların kaderini belirleyecek tek realite.
Tespih taneleri gibi yan yana dizilip sahici olmayan yapay gülücüklerle fotoğraflara poz vermek bir işe yaramıyor anlayacağınız. Küresel emperyalizmin ve Amerikan emperyalizminin vahşi politikalarına teslim olup, ekmeği-aşı-işi olmayanları görmezden gelerek bu günleri geçiştirebilirsiniz belki.
Ama millet unutmaz, bilesiniz istedim.