MİLLİ EĞİTİMİN TEMEL SORUNU: ‘AKRAN ZORBALIĞI’
Eğitim konularındaki aydınlatıcı yazılarıyla tanıdığımız Abbas Güçlü, geçtiğimiz günlerde “akran zorbalığı”nı kaleme aldı. Güçlü yazısında, UNICEF’in Eylül 2018’de yayınladığı rapora göre dünyadaki çocukların yarısının okulda ve çevresinde akran zorbalığına maruz kaldığını yazdı.
Öte yandan PISA 2018 verilerine göre Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 24’ü ayda en az 1 kez akran zorbalığına uğruyor. OECD’nin yayınladığı rapora göre ise Türkiye’de 15 yaş düzeyindeki öğrencilerin yüzde 19’u okullarında ayda birkaç kez sözlü veya fiziksel şiddete maruz kalıyor. Türkiye’de yapılan araştırmalar da her 3 öğrenciden 1’inin akran zorbalığına uğradığını ortaya koyuyor.
Ankara Üniversitesi PDR Anabilim Dalı Başkanı ve Türk PDR Derneği Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Metin Pişkin durumu özetleyen bir çalışmaya imza attı. Pişkin’in Ankara’da 1154 ilkokul ve ortaokul öğrencisi üzerinde yaptığı araştırmaya göre erkek öğrencilerin yüzde 29,4’ü; kız öğrencilerin de yüzde 41,3’ü akran zorbalığına maruz kalıyor. Pişkin’in Mayıs 2023’te Ankara’da bir Anadolu lisesinde 391 öğrenciyle yaptığı araştırma da öğrencilerin yüzde 36,8’inin haftada en az 1 kez zorbalığa uğradığını, yüzde 13’ünün de zorbalık yaptığını ifade ediyor. Lisede ise zorbalığa uğrayan kız öğrenci oranı yüzde 33,8 iken erkeklerde bu oran yüzde 41,7’ye yükseliyor.
Prof. Dr. Metin Pişkin’in TÜBİTAK destekli hazırladığı ve 10 bin çocukla yaptığı araştırmaya göre şiddet oranı en yüksek endüstri meslek liselerinde, en düşük de kız meslek liselerinde görülüyor. Her 3 öğrenciden 1’inin akran zorbalığına maruz kaldığını belirten Pişkin, MEB’e bağlı 20 milyon civarında öğrenci olduğunu ifade ederek, “Tüm araştırmalar dikkate alındığında yaklaşık 7 milyon öğrencinin akran zorbalığına uğradığı görülüyor.” saptamasını yapıyor.
Ankara Üniversitesi PDR Anabilim Dalı Başkanı ve Türk PDR Derneği Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Metin Pişkin çözüm önerilerini ise şöyle sıralıyor:
1) Öğrenciler, öğretmenler, veliler hatta kantin görevlileri ile okul servisi sürücüleri bile eğitilmeli.
2) Sadece akademik başarıya değil, aynı zamanda karakter eğitimine de önem verilmeli, çocuklara erken yaşta olumlu değerler kazandırılmalı.
3) Zorbaca söz ve eylemlerin kabul edilemez olduğunun altı çizilmeli, zorbalığa sıfır tolerans tanınmalı.
4) Etkin okul kuralları geliştirilmeli.
5) Saldırgan çocuklara öfke kontrolü, özdenetim becerileri, stres yönetimi, empati, çatışma çözme ve sosyal beceri eğitimi verilmeli.
6) Mağdur öğrencilere kendilerini koruma becerileri kazandırılmalı.
7) Okul çevresinde ve okulda zorbalık eylemlerinin en sık yaşandığı yerlerde güvenlik için ek önlemler alınmalı. Özellikle nöbetçi öğretmenlerin bu bölgeleri sık sık kontrol etmesi sağlanmalı.
8) Okulda sosyal, kültürel ve sportif etkinliklere olabildiğince fazla yer verilmeli.
Prof. Dr. Metin Pişkin yurt dışında yapılan araştırmaların öğrenciyken zorbalık yapanların, okul bittikten sonra daha büyük suçlara karışma, mahkemelik olma, hapse düşme oranlarının diğer öğrencilere göre 4 kat daha yüksek olduğunu ortaya koyduğuna vurgu yaparak “Zorbalığı şiddetten ayıran iki ölçüt vardır. Birincisi zorbalıkta taraflar arasında güç dengesizliği bulunur yani zorba güçlü, mağdur ise güçsüzdür.” diyor.
Bugün maalesef Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda “temel sorun” haline gelen akran zorbalığı için öğrencilerine karşı şefkatli, merhametli ve adaletli davranan eğitimcilere büyük görevler düşüyor. Yaşadığımız dönemin en büyük sorunu haline gelen “şiddet” olaylarının önünü, okullardaki akran zorbalıklarına karşı önlemler alarak durdurabileceğimizi unutmayalım.