Sevgili Üniversiteli Kardeşim,

Derler ki “ Geçmişi geri getiremezsin, pişmanlıkların işe yaramaz, sadece ders alabilirsin. Geleceği ise tam planlayamazsın ve geleceğin kaygısı içinde de olma. Şu anı yaşar ve planlayabilirsin. O zaman anı yaşa bilinçli olarak.”

Söz böyle. Bu sözü severim ve geçmişime arada bakarak hatalarımı yapmamaya gayret ederim. Bu işe yarar çok zaman ve ben hevesle geleceğim için kitap okurum çok zaman. Bu bana büyük haz verir. Bakarım ki, karşımdaki beni dinlemeyecek, anlamayacak. O zaman susmak ya da o ortamdan uzaklaşmak gerekir. Bunu yapabiliyorum işte. Ama insanları onlar istemeyince değiştiremiyorum işte.

Sevgili Üniversiteli dostum,

Üniversite konuşmalarımda gençler genelde, “sizi lisede ya da ortaokulda tanısak daha farklı bir kariyer planı da yapardık” diyorlar. Lakin gençler genelde maymun iştahlı olduklarından anı değerlendiremeyerek yanımıza gelmiyorlar. Sözünde samimi olsa yanımıza gelerek merak ettiklerini sorarlar, ben anlatırım,  hem ikram ederim, hem hediyeler sunarım. Ama her şey sözde olduğundan çoğu bahaneler üreterek yanımıza gelmez. Bunu da marifet sanır.

Sevgili Üniversiteli dostum,

Sen de okuldaki konuşmamın üzerinden epey zamana geçtikten sonra gelmiştin. Ondan sonra sık gelmiştin ama tavsiye ettiğim ve hediye ettiğim kitapları zamanında okumamıştın. Ben de artık okumayacak diye sormamıştım. Ama sen hiç ummadığım zamanda bana “Hocam nihayet bana hediye ettiğimiz kitabı okudum. Bu kitabı ilk verdiğiniz zaman okumadığıma o kadar pişman oldum ki, içindeki tavsiyeler tam bana göreymiş” demiştin. Herhalde ben keyif olsun diye sana tavsiye etmedim ya da hediye. Bildiğim var ki sana tavsiye ettim.

Sevgili dostum,

Yukarda dediğim gibi geçmiş de gelecek de elimizde değil. Şu anı yaşayarak ve şu an bize  en faydalı olan şeyi yaparsak geleceğimizi de  karlı hale getirir, pişmanlıklarımızın verdiği üzüntüde sevinç haline gelir ama söz verdiğimiz  halde okumadığımız her kitap bizi hem mahcup eder, hem de  okuduğumuzda faydalanacağımız okumadığımızda faydalanamayacağımız her an  bizim kaybımız olur.

Sevgili Üniversiteli Kardeşim,

Benim için en değerli anlarda sana yazdığım şu anlar. Bu mektubu başkalarının ve senin okuyacağını düşünmek de bana en güzel hazları veren anlar. Gelecekte de okuyacak insanların var olduğunu düşünmek de “ geleceğe en güzel manevi yatırım anı” oluyor bana. Tabii manevi şeyleri önemsemeyen ve maddi şeylere yatırım yapanlar bunu anlamakta zorlanır.

Sevgili Üniversiteli Kardeşim,

İçinde bulunduğumuz ortam ya da insanlardan sıkılırsak ortam değiştirmek ve sıkıcı konuşan insanlardan uzaklaşmak gerekir. “Beni ayıplarlar mı, kınarlar mı “ diye düşünmeden bizi üzücü, sıkıcı ve rahatsız edici konuşan insanlardan uzaklaşmalıyız. Biz doğrularımızı yaşayalım. El âlemin kuklası olmayalım. Kendimizin efendisi olalım. Davranışlarımızdan ve sözlerimizden de sorumluluk alalım.

Sevgili Üniversiteli dostum,

Ben de çok kişi gibi yaşadığım hatalardan pişmanlıklar duydum ama hatalarımızı düzeltmek için çaba harcamazsak hatalarımız bizi strese sürüklüyor ve  psikolojik olarak hastalanmamıza sebep oluyor. O yüzden saçma sapan konuşan insanlardan uzak kalmaya gayret ederek onlara ayıracağım zamanı gazete kitap okumaya ayırıyorum. Yarım asırlık ömrümde bunları tecrübe ettim. İnsanlar kitap okumadıkları için düşünce ve olgunluk olarak gelişmediklerinden söyledikleri hep aynı şeyler olarak kalıyor. “Çocuk ruhlu” dediğimiz işin özeti de bu.  Bedensel olarak gelişen, maddi olarak zenginleşen ama kitap okumadıkları için çocuk gibi davranan ve mantıklı sözler ve davranışlar sergilemeyen insanlar okumamanın sonucu. Unvanlar falan insanı yüceltmez. Bizi yücelten  “insanların hayırlısı insana faydalı olandır” diyen dinin ferdi olarak maddi ve manevi gücümüzün son kertesine kadar insanlara faydalı olmaya çalışmak, maddi ve manevi cimrilikten arınmaktır.              

Sevgili Üniversiteli dostum,

Ben şahsen otobüs beklerken, otobüste yolculuk ederken yanımda insan varsa sohbet ederek, onlardan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Tabii muhatabımız konuşmak isterse.Yani anı yaşamaya dikkat ediyorum. İnsanları tanıştırmayı da severim Ne yazık ki insanları tanıştırma kültürümüz son derece zayıf. Cenazelerde, düğünlerde. Birbirini tanımayan insanları tanıştırmak önemli.

Sevgili Üniversiteli dostum,

Özgüveninin gelişmesini istiyorsan tanıştığın ve fikirleri, davranışları hoşuna giden, faydalandığını gördüğün herkes ile iletişimi geliştir. Başkalarının O insan hakkında ne dediğine değil kendi aklına bakarak, tanıştığın her inanın bilgisini almaya bak. Okumasını bilene her insan kocaman kitaptır ve her kitap okunduğu ve anlaşıldığı zaman insana katkı sağlar ve yeni ufuklar açar.

Sevgili Üniversiteli dostum,

Genç bir Liseli ile tanışmıştım. Ona bende ne bulduğunu sorduğumda  “ sen benim ufkumu açıyorsun” demişti. Şaşırmıştım. O da her yaşça büyüklerden bilgisini almaya çalışan insandı ve küçük yaşta girişimci olarak kendi iş yerini açmıştı. Özgüvenli insanlar her zaman başarıları ile şaşırtan insanlardır ve anı yaşar, bilgi ve tecrübeden en azami seviyede faydalanmaya bakarlar. Bazen okulda hocan sana faydalı bilgi veremez ama hayat okulunda tanışacağın insan sana not vermeyen yargılamayan  ve senin ufkunu açan “ hocaların hocası” olabilir. Bunu da dar ufuklu insanlar pek anlayamaz. Sen anlamaya ve anı yaşamaya bak. Bunu yapıyorsun da daha dikkatle daha çok yaparsan daha çok  fayda sağlarsın

Sevgili Üniversiteli dostum,

Şu an ne kadar kıymetli ki sana yazabiliyorum. Mektup yazacak kadar değer verdiğim benden küçük Kardeşim var. Ve bu mektubu okuyacak ve okutacak okuyunca da uygulamaya bakacak değerli Kardeşim var. Sen başkalarını da faydalanmaya davet ettiğinde gelmiyorlarsa bu senin değerini düşürmez, onların fırsatı kaçırdığı manasına gelir. Başkalarının fırsatı kaçırması da senin sorunun değil. Sen anlatırsın “dinlemek istemeyecek kadar sağır” olana kimse anlatamaz ki. Duymak isteyen gözlerin sesini bile duyar ve kokunun sesini hisseder, ışığın ferindeki sesleri anlar. Sen işte böyle anlayan insansın. Anı yaşarsın,  başkaları da anı yaşamayarak şaşar. Şaşkın insan olmamak için sende çevrene daha dikkatli bakarak bir kar zarar analizi yaparak sana  faydalı olana daha çok yaklaşmak ve zararlı olandan uzaklaşmak  için yollar, imkanlar, fırsatlar aramaya devam et. Aramakla bulunmaz ama  aramayan da bulamaz.

Sevgili Üniversiteli dostum,

“Hayat Üniversitesi” Üniversitelerin hasıdır. Kağıttan diplomalar vermez ama bence kazanırsan yaşadığın müddetçe sana faydalı olacak akıl ve zeka diploması verir.  Hayatta asıl lazım olacak olan da budur.