Söz konusu bir şehrin geleceği ise akan suları durdurma, filmi geriye sarma ve her şeyi yeniden değerlendirme vaktidir.

Bugün Tokat için konuşulup karar verilecek siyasi karar; kişisel beklentilerin, husumetlerin, kırılmışlıkların ve her türlü beklentilerin ötesinde bir durum. Şehir için doğru karar vereceksek, tüm bunların üzerini çizmemiz gerekiyor.

Dolayısıyla iş siyasetten de çıkıyor, “siyaset üstü” bir yere konumlanıyor.

Vatandaş zaten işi çözmüş…

“Anadolu irfanı” dediğimiz olgu Tokat’ta kendini gösteriyor. Siyasi görüşleri farklı kişilerle olan iletişimlerimizde, bunu rahatlıkla anlayabiliyoruz. Gün; kırgınlıkların, beklentilerin, zaafların, zayıflıkların ve ihanetlerin konuşulacağı gün değil, yurttaş bunu görmüş. Herkes eteğindeki taşları bir kenara bırakarak yola revan olmuş.

Tokat, siyasi partilere ve adaylarına operasyon çekecek kişilerin iradesine bırakılamayacak kadar güzel, hassas, büyük ve görkemli bir şehir. Tokat’ın dünü, bugünü ve yarınları bunu kaldıramaz. Memleketin her bir mahallesi Tokat’ı maceraya atacak adımların, geleceğini tehlikeye atacak senaryoların ve insanlarımızı ötekileştirecek manevraların farkında. Tokatlı sezmiş sıkıntıyı ve tehlikenin gerçek anlamda farkında herkes.

Dolayısıyla aklıselim düşünen herkesin bu şehir için şimdilerde söylediği ortak fikir, “Eyüp Eroğlu ile yola devam etmek” görüşü. Bunun arkasında bir şey aramaya gerek yok; şehir “aklını” çalıştırıyor, “fikrini” rehber ediniyor, “vicdanının” sesini dinliyor. Kendini siyasi yelpazenin neresinde ifade ederse etsin, hemen herkesin ortak görüşü bu yöndeyse, bunun derinliğini iyi anlamak gerekiyor.

Eyüp Eroğlu’nun yapıp yamadıkları değil mesele. Beşeri münasebetlerindeki ya da başka herhangi bir nedenle kişisel yaşanmışlıklarla kıyaslanarak verilecek bir karar da değil. Mesele, memleket meselesi. “Ekonomideki kötü gidişatın” Tokat’ta başka bir adaya verilecek oyla sona ereceğini düşünmek nasıl doğru bir düşünce değilse, Eyüp Eroğlu’na karşı oluşan kırgınlıkların, işin ehli olmayanları işbaşına getirerek biteceğini sanmak da doğru değil.

Birleşik Almanya'nın ilk Şansölyesi olan Alman devlet adamı Bismarck, “Siyaset, toplumun geleceğini şekillendiren bir sanattır” der. İşte bu “sanat” yanlış kişilerin elinde bazen toplumsal facialara dönüşebilir. Buna müsamaha etmemek, toplumun geleceğini riske atmamak, bugünün de en önemli meselesi.

            Sözün özü:

“Tokat 31 Mart’ta ne yapacak?” sorusu, yanıtını bulmuş artık.