Bu sorunun cevabını okumanız için yazıyı sonuna kadar okumanız gerekecek…

CHP’nin tüm ülkede “umut” olamayışı seçmenlerinde hayal kırıklığı yaşatsa da CHP’liler yaşadıkları sorunun ne olduğunu iyi biliyorlar. Biliyorlar ve buna rağmen aynı hataları yapmaya da devam ediyorlar. Bu yıl yapılan seçimlerde parti oyları yine yüzde 25 oldu. Artan seçmen sayısına, “Z Kuşağı” denilen milyonlarca gencin oy kullanmalarına rağmen yüzde 25 bandı yine aşılmadı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu her ne kadar kendilerini “başarılı” bulsa da durum hiç de parlak değil.

Şimdilerde ise Kurultaya gidiyor CHP… Tokat’taki ilçe kongrelerini izlediğimizde neden iktidar olmaya yetecek oyu alamadıklarını “yeniden” görüyoruz. Birbirlerine düşmüşler; ilçe başkanı seçilmek için amca, yeğen, teyze, yenge, dayı kim varsa delege yazmışlar. Kalitesizlik, dibe vurmuşluk zirve yapmış anlayacağınız.

Proje yok, söylem ve eylem birliği hak getire… Bu haliyle CHP, bırakın iktidar olmayı ana muhalefeti bile hak etmiyor. Bir taraftan milletvekilinin partiyi kafasına göre dizayn etmeye çalıştığı, diğer tarafta birkaç grubun il ve ilçe başkanı olmak için etik dışı işlere kalkıştığı bir resim var ortada. Eski yeni kim varsa birbirlerine girmişler. Kaos, kargaşa ve karmaşa ile yaptıkları ilçe kongrelerinde, kamuoyuna “kavga” dışında bir mesaj veremiyorlar.

Oysa ekonomik göstergelerin iflası gösterdiği bir ülke ortamında, ana muhalefetteki partinin umut olması gerekirdi. İnsanlara umudu ve inancı aşılayan, entelektüel bakış açısıyla barışçıl bir dili siyaset sahnesinde egemen kılarak potansiyellerini güçlendirebilirlerdi. Bülent Ecevit’in 70’lerde ve 90’larda yaptığı “sessiz devrim”i yineleyebilir, halktaki karşılıklarını kuvvetlendirebilirlerdi.

Yapamadılar, yapamıyorlar…

Tokat’ta son seçimde ikinci milletvekilliğini bilerek ve isteyerek AK Parti’ye armağan ettiler. Mevcut milletvekili, Ankara’daki parti çalışanı ve milletvekilinin ili dizayn eden adamları, eski milletvekilleri ve bütün kaos figürlerinin ortaklaşa çalışmalarıyla ikinci vekillik gitti ve bu durum güle oynaya AK Parti’ye 3’üncü vekilliği verdi.

Dertleri 1 vekilliği 2 ya da 3 yapmak değil ki…

Dertleri 100 yaşına kadar milletvekili olmak, il başkanı olmak, ilçe başkanı olmak… Hayatında arşın ölçmek dışında hiçbir iş bilmeyen adamların bile il başkanı olmak için heveslendiği bir partide hangi siyasal ve ekonomik gerçekleri bilimsel realitelerle halka anlatabilirsiniz? Halk sizi dinlemez, gülerek izler ve tüm bu acı ülke gerçekleriyle kıvranırken bile gider oyunu başka partilere verir. Çünkü güven vermiyorsunuz, çünkü derdiniz sadece kişisel beklentileriniz ve ikbal hesaplarınız.

Bilimsel siyaset yerine etnik, dinsel ve kültürel siyaset yapmayı tercih edenler elbette partiyi büyütecek isimleri dışarda bırakacaklar. Atatürk ve laiklik üzerinden basmakalıp sözlerle teorik aşamada kalan politikalar CHP’ye bir şey kazandıramayacak yine. Partiyi büyütecek isimler partinin dışında kaldığı sürece bu tiyatro oynanmaya devam edecek, CHP elindeki son yüzde 25’i de kaybedecek.

CHP’de kim il başkanlığını kazanır bilemem, zaten şu aşamada, şu pozisyonda, şu tabloda hiç de önemli değil kimin kazanacağı...

Ama size kimin kaybedeceğini söyleyeyim: Mevcut milletvekili kaybedecek. Eski Milletvekili kaybedecek. Mezhepçilik yapanlar kaybedecek. Yalan söyleyenler, iftira atanlar, siyasi ikbal için yedi sülalesini delege yazanlar kaybedecek.

Üzgünüm, CHP kaybedecek…