Cumhuriyet'in 94'üncü yılını da kutladık. Bu yılki bayram ülke ölçeğinde geçmiş son on yıla bakarak coşkulu idi.

İlimizde de öyle oldu. Son yılların en güzel Cumhuriyet Bayramı kutlaması yapıldı.

İl gençlik merkezi öğrencileri, foklör ekibi, itfaiyecilerin gösterileri bayrama renk kattılar.

Ama bir başka şey vardı. Atatürk Anadolu Lisesi öğrencisi Yaren Giden'in okuduğu şiir başlı başına bir Cumhuriyetti. Eğer yetkim olsa bu şiiri bu kıza Türkiye televizyonlarından okuturum.

Şiirle yakın ilgim vardır. Yıllardır şiirin içindeyim. Böylesine güzel bir şiir okumayı ilk kez gördüm. Bu şiiri seçip de bu çocuğa okutan öğretmenleri de kutluyorum.

Bayramın sunuculuğunu yapan öğretmenler sunumu en güzel şekilde yaptılar.

Etnik baskıda bulunuluydiye ders kitaplarından çıkartılan, ülkemiz de yazılmış bayrak şiirlerinin en önünde yer alan Arif Nihat Asya'nın Bayrak şiirini de okuyarak bir güzelliğin değerinitaya koydular sunucular.

Yüz metrelik bir bayrak, asker, sivil, öğrenci ve vatandaşların elleri üzerinde taşındı. Buda bir ilkti Tokat'ta.

Bu güzellikleri gölgeleyen bazı şeylerde vardı.

Ta ilk günden kitap fuarı açıyoruz diye Atatürk Heykeli'nin dibine kadar çadır uzatmak, çelenk koyacaklara bir ayak basma yeri bırakmamak, bir yanlışlıktı.

Ben kitabı çok severim. Kitaplığımda bin beşyüz üzerinde kitap vardır. Halen kitap alırım ve kitap okurum. Ama, Cumhuriyet'i bunların hepsinden çok severim.

Eğer kitap fuarı düzenlenecekse, bu alan bunun için kapatılacaksa, bu, Cumhuriyet Bayramı'ndan ya önceye ya sonraya alınabilirdi.

Yada meydanın dörtte biri çelenk koyacaklar için bırakılabilir, sonra düzeltilirdi. Gereksiz tartışmalara da yer verilmezdi.

Bayrak flama taşıyan çocukların halini, yürüyüş biçimlerini uyumsuzluklarını görünce taşıdıkları bayraktan utandım.

Hiç mi beden eğitimi öğretmeni kalmadı bu ilde. Şu çocuklara üç beş dakikasını ayırıp elli yüz metre yürütüp, bir uyum sağlama adam gibi bayrak flama taşıma yaptırmak hiç mi akıllarından geçmedi.

Çocuklar uygun adım yürümeyi bırak, denizdeki hamsi yumağı gibi bir açılıp bir kapanıyorlardı.

Okullar çok az öğrencilerle temsil ediliybayramlarda. Böyle olunca da bu öğrencilerin fizik, kılık kıyafet ve tören yerinden geçerek okulunu temsil edebilme özelliğine özen gösterilmesi gerekmez mi?

Okullar elit (seçilmiş) gruplarla temsil edilirse bu Cumhuriyet'e saygı olur.

Bir İmam Hatip okulunda biraz giyim bütünlüğü vardı.

GOP Üniversitesi törende geçişin hakkını vererek yürüdü.

Bayramlarda ya milli marşlar, yada kahramanlık türküleri verilir hoparlörlerden.

Oda uygun desibal bir sesle yayınlanır. Arabesk tipli bir müzikle kulak törpülemekten öteye geçemedi müzik yayını.

Hatta şiir okuyan çocuklara fon müziği çalacağız derken, az kalsın şiirler bile dinlenemez hale gelecekti.

Motosikletli grupta heyecan kattı bayrama.

Ülke genelinde yapılan konuşmalar, yayınlanan mesajlar hep Cumhuriyet'e övgü doluydu bu bayramda. İnşallah bunlar Cumhuriyet yolundan dönülemeyeceğinin bir işareti olur.

Daha nice nice bayramlara seninle Cumhuriyet. Çünkü senden iyisi, senden güzeli yok.