Emekli Vergi Dairesi Müdürü Ömer Yılmaz yazdı: "Tokat Devlet Hastanesinin acil servisinde yaşadığımız olayları burada anlatmadan geçemeyeceğim."

Sosyal devlet anlayışının en önemli faktörlerinden biri olan vatandaşlarına sağlık hizmeti sunma görevini devletimiz fiziki ve personel olarak yapmak gayreti içerisinde olup bu konuda hiçbir fedakârlıkta kaçmadığı ve kaçınmadığı aşikardır. Vatandaşının sağlık konusunda yıllar önce yaşadıkları sıkıntılar ve çaresiz çırpınışlarını bir daha yaşanmaması için en başta şehir hastaneleri olmak üzere âdeta memleketimizi hastane bakımından beş yıldızlı otellere dönüştürdü. Fiziki ortam ve araç gereç tıbbî malzemelerin teminini sağladığı gibi personelini de buna paralel olarak arttırdı. Devletimizin bütçe dağıtımına bakıldığında sağlık giderlerine ayırmış olduğu payın bütçe içerisinde okkalı bir yeri tuttuğu da aşikardır ancak ne kadar büyük fiziki ortama sahip olunsa ve içerisi de bir o kadar personelle doldurursa yine de insan faktörü her şeyin önünde olduğu da hiç şüphesiz inkâr edilemez.

İşte bu noktada: Geçen akşam rahatsızlığımız nedeniyle Tokat Devlet Hastanesinin acil servisinde yaşadığımız olayları da burada anlatmadan geçemeyeceğim.

Herkesin malumu olduğu üzere acil servisine müracaat eden hastaların normal rutin poliklinik hizmeti alan hastalar gibi değerlendirilmemesi ve bu poliklinikte bekleyen hastalar gibi beklemesi de beklenmemelidir. Zira ani oluşan bir durum nedeniyle hastalar acil servislere müracaat ederek çare aramayı beklerler. İşte bu nedenle 4 saatten fazla ağrıyan ve ilaç almama rağmen bir türlü geçmeyen baş ağrım üstüne de mide bulantısı eklenince acil servise saat 21.00 sularında gitme ihtiyacı duyduk. Doğal olarak en yakın hastane olan Tokat Devlet Hastanemizin acil servisine kendi aracımızla gittik. Gider gitmez içerideki yoğunluk ve sıralar gözümüze ilişti. İlk olarak müracaat kısmına yönlendirdiler ve müracaat kısmında ne şikayetimizin olduğunu ve ne için geldiğimiz soruldu, tansiyonumuz ölçüldü; sonra da elimize bir dosya tutuşturuldu. Başımızın ağrıdığını, yüksek tansiyon nedeniyle geldiğimizi ve ayakta duramayacak derecede hasta olduğumuzu söylememize ve bu durumumuzun görülmesine rağmen bizi ilk muayene kısmına yönlendirdiler. İlk muayene kısmına gittiğimizde 2 doktor tarafından muayenenin yapıldığı ve bu 2 doktorun da önünde sıralarda vatandaşların kuyrukta beklediğini gördük ve buraya oturarak sıramın gelmesini de bekledik. Bayağı zaman geçmesine rağmen hâlâ bize sıra gelmemiş ve koltukta oturacak hâlimiz de kalmamıştı. Bu durumda içerideki müşahede odasına giderek boş bir sedyeye uzandım ve burada beklemeye başladım. Maalesef hiç kimse gelip durumumuzu ne sordu ne de bizimle ilgilendi. Bunun üzerine doktorların bulunduğu bölüme kendim giderek durumu anlattım. Yüksek tansiyon nedeniyle geldiğimi, ayakta duramadığımı ve buraya yığılıp kalacağımı, belki kalp krizi geçirdiğimi ya da beyin kanaması geçirdiği mi, bana müdahale etmesi gerektiğini oradaki doktorlara söylememe rağmen oradaki görevlilerden maalesef hiç kimse benimle ilgilenmeden beni yine ilk muayeneye yönlendirdiler. Hepsine hitaben bunun yanlış olduğunu, bana bakılması gerektiğini, bu iş için burada olduklarını söylememe rağmen kimsenin umurunda olmadı.

Mecburen boynumuzu bükerek suçlu suçlu ilk muayeneye tekrar gidip orada sıramızı beklemek durumunda kaldık. Vaktin bayağı ilerlemesinin sonunda sıranın bize gelmesine müteakip içeriye girdiğimizde doktora bu durumu anlattım ve bu uygulamanın yanlış olduğunu, buraya gelen hastaların ciddi hasta olduklarını ve burada poliklinik gibi kapıda bekletilmesinin doğru olmadığını, içeride müşahede odasında birçok doktorların bulunduğunu ve bu doktorların niye müdahale etmediği konusunda açıklamalarda bulunmama rağmen oradaki doktor ve çalışanlar konunun mevzuatı gereği böyle olduğunu belirterek aynen rutini uygulamaya devam ettiler.

Devlet hastanemizin acil servisinde onca personelin bulunmasına rağmen 2 doktor tarafından poliklinik hizmeti verilmeye çalışılması doğru mudur? Acile gelen hastalardan ayakta duramayacak kadar hasta olanların ancak ilk muayeneden sonra müşahede odasına alınmaları ve bu geçen süre içerisinde oradaki insanların perişan bir şekilde koltuklara yaslanarak oturmaya çalışmaları da hoş bir görüntü meydana getirmemektedir. Oysa diğer illerde (Malatya) acil servisine müracaat ettiğimizde öncelikle hastaların müşahede odalarındaki boş sedyelerde yatarak doktorların yanlarına gelerek muayene etmesini beklediklerini ve tıbbi yardımların burada yapılmış olmasını da gözlemlemiş bulunmaktayız. Doğru olan da bizce budur.

Yetkililer bu konuda gerekli adımları atmalıdırlar. Acil servise müracaat eden hastalar ayakta bekletilmeden muayeneleri yapılmalı, tüm personel bu konuda duyarlı olmalıdır. Nöbete gelenler nöbetlerinin hakkını vermelidir. Amirler de denetim ve gözlemleme yapmadan asla geri durmamalıdır. Hani bir söz vardır ya “Oynamayan gelin yerim dar der.” Mazeret üretirsek mazeret çoktur, mazeret üreten değil sorun çözen olmalıyız.  Sağlık sektörümüzde bunu bekliyoruz. Bir de önemli branşlarda randevu alamıyoruz. Örnek olarak Nöroloji, Gastroloji vs. bölümünde nasıl randevu alacağını bilen varsa söylesin. Alınsa da bile haftalar sonraya…