Vatanseverlik hepimiz için vazgeçilmez bir ülküdür. Beka sorunu milletin ortak derdidir.

 

Öte yandan ülkenin reel gerçekleri 'vatanseverlik' ve 'beka' kavramlarıyla geçiştirilemeyecek kadar büyüktür.

 

Türkiye büyüme rakamlarıyla geliştiğini ispat eden bir ülkedir. Bu büyümedeki payını yeterli oranda alamayan halkın çektiği ekonomik sıkıntının izahı yoktur. Elektrik, doğalgaz ve gıda zamları başta olmak üzere, hayat pahalılığını tetikleyen zamlar acilen durdurulmalıdır.

 

Türkiye'de halk geçim sıkıntısıyla boğuşurken, kamudaki israf artarak devam etmektedir. Her. daire müdürünün bir makam otomobili bir de şoforü bulunmakta, devlet kurumlarındaki kontrolsüz harcamalar durdurulamamaktadır.

 

Halktan istenen fedakarlıkları kamu kurumları yapmadığı sürece inandırıcılıktan uzak bir sürecin yaşanması muhtemeldir. Bugün insanlar gelecek kaygısı taşıyan, mutsuz ve günü kurtarmaya dönük amaçlarla yaşamaktadır.

 

Halkın yaşadığı zorlukları ifade edenleri HDP'li olmakla ya da FETÖ'cülükle suçlamakla bu mevzular geçiştirilemez. Vatanseverliğimizi kimsenin sorgulamaya haddi ve hakkı olmadığı gibi, her türlü terör örgütüne karşı duruşumuz herkesin malumudur.

 

Süleyman Demirel "Boş tencere her iktidarı götürür" derken bir realiteyi savunuyordu. Bugün tencereler boş, evlerin bacası tütmüyor, faturalar ödenemiyor. Şimdi "sokaklardaki son model arabalar" savunmasına ya da "kafelerdeki müşteri yoğunluklarına" işaret edip "herkeste para var" densizliğini kimseler yapmasın.

 

Bu şehri ve bu ülkeyi yöneten siyaset figürlerinin her gün sosyal medyada resim paylaşarak her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemelerinin hiçbir itibarı kalmamıştır. Hayatın zorlukları karşısında çaresizlik içerisinde kıvranan halka hakarettir yaptıkları.

 

Kendi çocukları özel okullarda okurken vatandaşın çocuklarına devletin okullarında yeterli miktarda maske ve dezenfektan bulundurmayanların söyleyecekleri sözleri kalmamıştır. İnandırıcılıkları tümden ortadan kalkmıştır.

 

 

İyiye giden her şey sona ermiş, bütün güzel icraatlar uygulanan ekonomik politikalarla gölgelenmiştir. Toplum kutuplaşmış, halk kısır siyasi tartışmalardan bıkmış, çaresizlik bu ülkenin kaderi olmuştur.

 

Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı seçenekleri arasında sıkışmış yurttaşlarımız için hayatı kolaylaştıracak, bu ülkeye nefes aldıracak ve kurucu değerlerine bağlı bir milli siyasete her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. Bu işin partiler üstü bir yere geldiğini herkes görmeli; ülkenin sorunlarının çözümü için ortak mutabakat sağlanmalıdır.

 

AK Parti ve CHP başta olmak üzere bütün siyasi partilerin memleketin huzuru ve refahı için yeniden durum değerlendirmesi yapmaları, hukukun üstünlüğü ilkesiyle adalet mekanizmasını çalıştırarak ekonomik sorunlarımıza çareler bulunması ivedilikle sağlanmalıdır.

 

Türkiye'nin kaybedecek zamanı, halkın bekleyecek tahammülü kalmamıştır.