Sevgili oğlum,

İlkokuldan bu yana her okuduğun okuldan sonra yapılan sınavlarda, ülke dereceleri yaparak her zaman bizlerin gururu oldun. Bu Üniversite ve  daha üst sınavlarda da devam etti.

Sevgili oğlum,

Bu başarını kutlayanlar ile sessiz kalanlar ve “Öylesine kutlayanlar”ı  izledim. Öyle garibime gitmeyen davranışlardı. Yani beklenen davranışlar. Bu mektubumda sana bunları yazmak istedim.

Sevgili oğlum,

“Kıskanç toplum” da herkesin bizi ve kendi çocuğumuzu tebrik etmesini beklerken, ne yazık ki en yakınımızdaki insanların çocuklarını  ödüllendirmeyi bırak, “tebrik ederim” demekte bile  tembel bir toplum olduğumuzu gördüm.

Sevgili oğlum,

Eğitimleri  arttıkça insanların kibarlaşacağını bekleriz genelde ve cömerleşeceğini, insanların başarılarn tebrik edeceğimizi ve ödüllendireceklerini bekleriz ama uygulamada ne yazık ki tam tersi oluyor. Kuru bir tebriki bile çok gören, sözde  “genel” ile başlayan ünvanlar, eğitimli insanlar...

Sevgili oğlum,

Bunları sana anlatmaktaki amacım da, ilerde hayatta kıskançlıklara karşı bilinçll ve uyanık olarak dikkat etmen için. Gerçi sen de biliyorsun ama ben gene de sana  hatırlatayım dedim.

Sevgili oğlum,

Bencillik kötü şeydir ve dönüp dolaşıp gene kendini vurur. Kıskançlık da aynı. Ama kıskanç insan bunu fark edemez. Çünkü çok zaman kıskançlıkları  ve  bencillikleri farkına varmadan anne ve babasından kendine geçmiştir de farkına varamaz. Büyük çaba harcamazsa da insanlar kıskançlıktan ve  bencillikten kolayca kurtulamazlar. Bu yüzden bencil ve kıskanç insanlar ile anlamsız el kol hareketi yapmayı marifet zannedenlerden uzak dururum ve  buna da gayret edeceğim.

Sevgili oğlum,

Biz gene de başarılara devam edelim.  Eserlermizi insanlar ciddiye almasa da biz gene umutla  “ciddiye alınacak günlerde gelecek” diye umutla “Oku”emrini verene dua edelim. “Zaman gelecek anlayacaklar” diye umutlu olalım. Sen de başarmaya devam edersin. Gün gelir anlayan olur. Kimse anlamasa da başarılar seni anlar.

Sevgili oğlum,

Başarılı insanın asıl özelliği takdir beklentisi içinde olmamasıdır. Sen de bende  kuru takdirlere de ihtiyacımız yok.  Anlayan zaten anlayarak samimiyetle takdirini yapar. Bizlerde başarılı gördüklerimizi takdir ederiz. “Başarılı ol topluma  sun, halk bilmezse Halık bilir” misali.  Bizim amacımızda toplumun  anlaması değil  hak edenin anlaması. Yani değer vermesini bilenin.

Sevgili oğlum,

Şunu anladım ki, başarısı az toplumda başarılı insan  yaptıkları ile  örnek olur ama başkalarının başarısını kıskanan bencil insnalar, ya görmemezden gelir ya küçümser. Ancak gururu olmayan ve  “hak edene hakkını veren” insanlar seni ve beni takdir eder.

Sevgili oğlum,

“Başarıya bakış” dedik.  Bakışı şaşı olan  şaşı  görür yani. Başarıyı tam göremez. Görse de asıl görme beyinle yani , bilgi kültürve idrak ile olur. Kıskançlıktan ve bencillikten arınmış bir beyin gerçek başarıyı şaşı görmez.  Bakışımız şaşı ise gördüğümüz de  tam yansımaz  yani.

Sevgili oğlum,

Bakıyorum da anne ve babanın sevdirdiği insanların çocuklarını da seviyor insanlar . Onların çocuklarına cömert iken, anne ve babanın sevdirmediği ve sevdirmek istemediği insanların  çocukları ülke genelinde başarı elde etseler de onlara karşı cimri ve soğuklar. Bundan da yaşları 60 a gelmiş olsa bile kurtulamıyorlar. Anne ve baba vefat etmiş olsa da onların hayata bakışını ve  kişiliğini aşamıyorlar. Halbuki başarılı ve gelişmiş olan insan kendini dahi aşarak, nesillere de  cömertlik ve takdir eden insan kişliliklerini yansıtmalı.  Ama kitap okumayan,  okumadıkları içinde  kişiliklerini geliştiremeyen insanlara  ne yapabiliriz ki?

Sevgili  oğlum,

Olması gerekeni anlattığımız   zaman “senin anlattığın şablonda  toplumda insan var mı ki?” diye soranlar oluyor. Yoksa bile olmalı. Değil mi? Yok olan güzel şeylerin olması ve  toplumda yaygınlaşması için çabalamalıyız. “Okumak ve  kitap hediye etmek” gibi.

Sevgili oğlum,

Ben babamın  başarılarından daha ilerde oldum, ondan daha çok eğitim aldım, daha çok okudum. Sen de benden başarılı oldun, umarım çocukların da senden başarılı olur. Bu genelde başarılı insanların nesiller boyunca başarılı olması ile alakalı. Herkes kıskanmadan başarıları takdir eder, çıtayı yükseltirse bu  onların lehine olacaktır.

Sevgili oğlum,

Cılız takdir eden değil, gür sesle takdir eden bu takdiri da maddi ve manevi olarak ödüllendirdiğimiz zaman  daha büyük başarılara imza atmaları için  zemin hazırlamış oluruz ama kıskanç ve cimri insanlar bunu  kısa vadeli düşündükleri için pek anlayamazlar. Geliştiren kitaplar okuyup da bunları anlasalar, daha farklı olabilirler.

Sevgili oğlum,

Ben bu mektubu yazıyorum, okumak  istemeyene, anlamak istemeyene, dinlemek istemeyene ne edersek edelim  nafile. Bu yüzden anlayan, okuyanlara  yazıyorum. Senin de  okuyup da anlayacağını umut ederek.

sevgili oğlum,

Başarılarını ilkokuldan Üniversiteye kalan olan tüm başarılarını  candan tebrik ediyor, başarılarımızı daha üst seviyeye çıkardığın için gurur duyuyorum. Varsın başkaları  cılız  sesle  takdir etsinler ben bağırarak, yazarak  ve gelecek nesillere  anlatarak tadir ve tebrik ediyorum seni.