Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Serdar Çalışkan yazdı: “Bizim ihtiyacımız; manipülasyondan uzak, etik kurallara bağlı, toplumun çeşitliliğini doğru yansıtan röportajlardır.”
Son yıllarda sokak röportajları, özellikle sosyal medya mecralarında gündemi belirleyen güçlü bir araç hâline geldi. Ellerinde mikrofon, yanlarında bir kamera ile şehrin meydanlarında dolaşan genç muhabirler; kimi zaman toplumun gerçek sorunlarını yansıtıyor, kimi zaman ise tek taraflı bir bakış açısını ön plana çıkarıyor. Burada asıl tartışılması gereken nokta şu: Her eline mikrofon alanın röportaj yapması doğru mu, yoksa bu iş bir sorumluluk ve etik kurallar mı gerektiriyor?
Mikrofonun Gücü ve Sorumluluğu
Mikrofon, yalnızca bir cihaz değildir. Halkın düşüncelerini, duygularını ve beklentilerini milyonlara taşıyabilecek bir güçtür. Bu gücü kullanan kişinin tarafsız, objektif ve dengeli olması gerekir. Ancak günümüzde çoğu röportaj, habercilik formasyonundan uzak, reyting kaygısıyla ya da belli bir ideolojiyi öne çıkarma amacıyla yapılabiliyor. Bu da röportajın samimiyetini gölgeleyebiliyor.
Algı Operasyonu İhtimali
Elbette her röportaj algı operasyonu değildir. Ancak bazı örneklerde soruların yönlendirmeli olduğu, belli cevapları almak için halkın provoke edildiği açıkça görülüyor. Mesela aynı konuda yüz kişiye soru soruluyor ama yalnızca iki kişinin uç noktadaki cevabı yayınlanıyor. Bu da toplumda yanlış bir algı yaratıyor: 'Halk böyle düşünüyor' deniyor ama gerçekte halkın tamamı öyle düşünmüyor. İşte bu noktada röportaj, halkın nabzını tutmak yerine bir tür manipülasyon aracı hâline geliyor.
Basın Etiği ve Denetimsizlik
Gazetecilik, etik kuralları ve sorumlulukları olan bir meslektir. Oysa sokak röportajlarının büyük bir kısmı ne bir basın kuruluşuna bağlıdır ne de denetimden geçer. Her isteyen kamera ve mikrofon alıp 'halkın sesi' iddiasıyla ortaya çıkabiliyor. Bu durumun hem kamuoyunu yanıltma hem de toplumsal huzuru bozma riski vardır. Çünkü denetimsiz güç, her zaman tehlikelidir.
Halkın Gerçek Sesi Nasıl Yansır?
Toplumun derdini, taleplerini ve beklentilerini elbette dinlemek gerekir. Ama bunun yolu doğru yöntemler ve dürüst habercilikten geçer. Röportajların daha sağlıklı olabilmesi için:
Her görüşe eşit söz hakkı tanınmalı, sorular objektif hazırlanmalı, röportajın tamamı değil, yalnızca reytinge uygun bölümü verilmemeli, insanların onuru zedelenmeden yayın yapılmalı.Bugün sokak röportajları hem bilgi kaynağı hem de eğlence unsuru olarak hayatımızda yer alıyor. Ancak unutmamak gerekir ki; mikrofonu eline alan herkes, aynı zamanda büyük bir sorumluluğu da eline alıyor. Eğer bu sorumluluk ciddiyetle taşınmazsa, halkın gerçek sorunlarını dile getirmek yerine toplumu yanıltan birer algı operasyonu haline gelebilirler.
Bizim ihtiyacımız; manipülasyondan uzak, etik kurallara bağlı, toplumun çeşitliliğini doğru yansıtan röportajlardır. Gerçek halkın sesi, ancak bu şekilde duyulur.