Tokat Güneş Haber gazetesinde okudum. Milletvekilimiz sayın Yusuf Beyazıt Selemen Yaylası’nda inceleme yapmış. Ayağına sağlık, çok güzel yapmış.

Yusuf Beyazıt’ı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden buyana tanırım. Vakıflar Genel Müdürü iken de Tokat’a katkıları çok olmuştur. En son Tokat merkezde Halit Sokak’taki evlerin aslına uygun olarak düzenlemesindeki çabaları başarılarından biridir.

Selemen, Tokat’ın tek yayla pazarıdır. Bir zamanlar, Ünye, Fatsa, Aybastı, Niksar, Mesudiye, Koyulhisar, Suşehri ve Reşadiye’ye hizmet veren bir pazardır.

Son yıllarda bu özelliğini yitirdi.

Yusuf Beyazıt’ın ziyaret ettiği Selemen tanımlanırken çok yanlış tarih bilgileriyle donatılmış bir tanım yapıyor. Aslında Yavuz’un namaz kıldığı yer olarak değerlendirilen yer şimdiki pazar kurulan Selemen’den 1 km. daha kuzeydedir. Tarihi kalıntılar da ordadır.

Ben o bölgenin çocuğuyum. Reşadiye’nin Kuyucak köyündenim. O bölgeyi adım adım bilirim.

Selemen Yaylası, Reşadiye’nin Kuyucak köyü ile Demircili köyünün ortak mülkiyetidir.

Bölgenin doğal güzelliğinden söz etmeyeceğim. O bilinen bir gerçek.

Selemen’le ilgili ben de yıllar önce aynı yanlışlığa düştüm. Yavuz’un Çaldıran’a giderken burada konakladığı söylentisine inandım.

Ancak tarihi bilgimin beni götürdüğü yol Yavuz’un Çaldıran’a giderken buradan geçmediği doğrusuna ulaştırdı.

Yavuz, Çaldıran’a giderken Konya – Kayseri güzergahından Erzincan’a ulaşmıştır.

Ordu, Erzincan – Erzurum – Beyazıt yoluyla hareket etmiştir. Yığınak yerinden ayrılışı 7 Mayıs’tır. Eğer bu ordu Selemen’de 3 ay kalsaydı 25 Ağustos’taki Çaldıran Savaşı’na yetişemezdi.

Ancak Yavuz’un Selemen’e gelişi konusu da hep yok sayılamaz.

Benim araştırmalarım, Yavuz Trabzon’da Vali iken İstanbul’a gelişinde bu yolu kullandığı şeklinde odaklanıyor.

Araştırmalarımı sürdürüp sonucu yine açıklayacağım.

Sevgili Yusuf bey;

Selemen Yaylası’nı görmüş ve çok beğenmişsiniz. “Bölgede turizm canlanacak.” Demişsiniz. Yusuf bey! Selemen’deki beton yığını evler hiç dikkatinizi çekmedi mi?

Yurt dışında kolay kazandıkları paralarla on, on beş günlüğüne Demircili’ye gelen yurt dışı zenginlerinin villaları gözünüze takılmadı mı?

Bir doğanın daha yok oluşu dikkatinizi çekmedi mi?

Mera kanununun 20. maddesi “meralara sabit tesis yapılamaz” der.

Buna karşılık Demircili ve Kuyucak köyünün ortak merası olan bu yer betonlaşıyor.

Başta ben olmak üzere olayın üstüne çok gittik. Ne Kaymakamlık ne Valilik olayı hiç tınmadılar bile.

Köy halkı mahkemelik oldu, kararlar alındı ama etkisi yok.

Beklerdim ki Yusuf bey, bu betonlaşmayı görünce “yazık oluyor bu doğaya” der ve ağırlığını kor.

İkinci bir sıkıntımız, Selemen Yaylası altın arayıcılara tahsis edildi. Tüm çabalarımıza karşın, direnmelerimize karşın durduramıyoruz siyanürlü altın arayışını.

Bir yandan betonlaşıyor, bir yandan çölleşiyor Selemen Yaylası.

Eğer bu katliamın durdurulmasında bir katkınız olursa Selemen Yaylası’ndaki bütün börtü böcek, tüm canlılar sizi hayır dualarıyla anar, ben de en yüce saygılarımla selamlarım.

Düşünce ve görüşlerinizi bekliyorum Yusuf Bey.