E. Tarım İl Müdürü Yaşar Kavak yazdı: “Tarım, teknik bir faaliyet değil; ekonomik, ekolojik ve etik bir sorumluluktur.”
Geleneksel bir yanılgı olarak, tarım hâlâ yalnızca kırsal alanlarla, köylüyle, çiftçiyle yakın görülüyor. Oysa 21. yüzyılda tarım, yalnızca üretimin değil, yaşamın, sağlığın ve geleceğin de yapıtaşlarından biridir. Gıda krizleri, iklim değişikliği, nüfus baskısı ve küresel ekonomik dalgalanmalar; tarımı artık sadece bir sektörel faaliyet olmaktan çıkarıp, çok boyutlu bir sistem sorunu hâline getirmiştir. Bu bağlamda, "Tarım kimin sorunu?" sorusunun yanıtı, aslında "Tarım hepimizin meselesidir" şeklinde verilmelidir.
Tarımı yalnızca tarladaki üretim süreci olarak görmek; onun ekonomik, toplumsal ve ekolojik yönlerini göz ardı etmektir. Bugün tarım; gıda güvenliğinden kırsal kalkınmaya, su ve toprak yönetiminden iklimle mücadeleye kadar çok boyutlu bir sistemin merkezindedir. Bu nedenle tarım, sadece çiftçiyi değil, hepimizi doğrudan ilgilendiren bir meseledir.
Tarımın Etkilediği Toplum Kesimleri:
Çiftçiler için tarım;
Geçim, emek ve alın teridir. Ancak girdi maliyetlerinin artması ve pazarlama sorunları, üretimin sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir.
Tüketiciler açısından ise;
Tarım, doğrudan mutfağa yansıyan bir konudur. Gıda fiyatlarındaki artışlar ve ithalata bağımlılık, tarım politikalarının doğrudan sonucudur.
Sanayi ve ticaret sektörü; tarımsal hammaddelere bağımlıdır.
Gıda, tekstil, ilaç ve biyoteknoloji gibi birçok sektör, sağlıklı işleyen bir tarım zincirine muhtaçtır.
Devlet ve siyaset kurumu için ise tarım;
sosyal refahın ve ulusal güvenliğin temelidir. Kendi kendine yeterlilik, stratejik ürünlerin üretimi ve kırsal istihdam, kamu politikalarının merkezinde olmalıdır.
Tarımın Stratejik Önemi
Pandemiler, savaşlar ve iklim krizleri, tüm dünyayı yeniden gıda egemenliği kavramı üzerinde düşünmeye zorlamıştır. Tarım, dışa bağımlılığı azaltan, toplum sağlığını etkileyen, ekonomik istikrarı sağlayan stratejik bir sektördür.
Tarımı yalnızca kırsalın meselesi olarak görmek; şehirlerin, çocukların, ekonominin ve geleceğin ihtiyaçlarını görmezden gelmek anlamına gelir. Oysa üretici üretmezse, sanayi işleyemez, perakende zincirleri raflarını dolduramaz, tüketici sağlıklı gıdaya ulaşamaz ve ekonomik denge bozulur.
Tüketiciler Açısından Tarım Neden Önemlidir?
Tarım yalnızca çiftçinin değil, kentte yaşayan her bireyin hayat kalitesini etkileyen bir unsurdur. İşte bazı temel yönleri:
1. Gıda Güvencesi ve Gıda Güvenliği
Yeterli, dengeli ve sağlıklı gıdaya ulaşabilmek güçlü bir tarım sektörüyle mümkündür. Sağlıksız tarım uygulamaları doğrudan tüketicinin sağlığını etkiler.
2. Fiyat İstikrarı ve Enflasyon
Üretimde yaşanan sıkıntılar gıda fiyatlarını artırır. Özellikle dar gelirli gruplar bu artıştan en fazla etkilenen kesimdir.
3. Toplum Sağlığı
Sağlıklı tarım ürünleri, sağlıklı toplumun temelidir. Organik tarım ve iyi tarım uygulamaları, bilinçli tüketici tercihlerine bağlı olarak gelişir.
4. Tüketici Tercihlerinin Yönlendirici Rolü
Tüketiciler artık yalnızca ürünün kendisini değil, üretim sürecini de sorguluyor. Bu da tarımın daha etik ve çevreci yöntemlerle gelişmesini sağlar.
5. Yerel Üretim ve Gıda Egemenliği
Yerel ürünlerin tercih edilmesi, hem çevreyi korur hem üreticiyi destekler hem de daha sağlıklı gıdaya erişimi sağlar.
6. Kırsal Kalkınma ve Göçün Azaltılması
Köydeki yaşamın sürdürülebilirliği, kentlerdeki sosyal sorunların da önüne geçer.
Tarımın Ekonomik Zincirdeki Yeri
Tarım, sadece gıdanın değil, sanayinin, tedarik sistemlerinin ve lojistik sektörünün de temelidir. Örneklerle açıklarsak:
Gıda imalatçıları, sağlıklı ve kaliteli tarımsal hammadde olmadan üretim yapamaz.
Sanayiciler, tarıma dayalı ham maddelerden katma değerli ürünler üretir.
Tedarikçiler, üreticiye tohumdan gübreye geniş bir ürün yelpazesi sunar; bu zincir kırıldığında tüm pazar etkilenir.
Nakliyeciler, özellikle yaş sebze ve meyve gibi ürünlerde soğuk zincir taşımacılığıyla doğrudan tarıma bağlıdır.
Tarımın geleceği, sadece çiftçinin değil, soframızdaki ekmeğin, pazardaki fiyatın ve çocuklarımızın sağlığının da geleceğidir.
Toprağa değer veren, üreticiyi destekleyen, doğaya saygılı ve sürdürülebilir politikalar geliştirmek zorundayız. Aksi hâlde bedelini sadece üretici değil, tüketici, sanayici, devlet ve toplumun tamamı birlikte öder.
Tarım Bir Meslek Değil, Bir Medeniyet Meselesidir
Tarım, sadece üreticinin değil; tüm toplumun, hatta doğmamış nesillerin ortak geleceğidir. Sağlıklı bir tarım sistemi olmadan, sağlıklı bir ekonomi, sürdürülebilir bir çevre ya da güvenli bir toplumdan söz etmek mümkün değildir.
Dolayısıyla tarım, teknik bir faaliyet değil; ekonomik, ekolojik ve etik bir sorumluluktur. Tarıma değer vermek; geleceğe, çocuklara ve yaşama değer vermektir.