Emekli Vergi Dairesi Müdürü Ömer Yılmaz yazdı: "Ne güzel adetler ve incelikler… Gel de vay be deme bakalım."

Kıymetli okurlarım, önceki yazımda bahsettiğim bugün size geçmişte var olan ve insan olmanın gereği ve onurunu taşıyan incelikle ve güzellikler ile yoğrulan ne yazık ki bugünlerde unutulan geçmişteki birkaç daha adet ve güzel geleneklerimizden bahsetmek istiyorum.

Ecdadımız gerçekten ne kadar ince ruhlu ve düşünceli davranmış ve yaşamıştır. Keşke bizlere de bunlar nasip olsaydı. Bu incelik ve zarafetimizi muhafaza etseydik. Şimdilerde ne yazık ki birbirimize tahammüllümüz hiç kalmadı. En ufak bir tartışmada birbirimizin boğazına sarılıyoruz. İnsan ister istemez nerden nereye geldik diye kendine soruyor.

* Sadaka taşları, bu taş bloklarda oluşur genellikle cami veya türbe köşelerinde bulunan ortası çukur bir buçuk iki santim yüksekliğindeki taşlardır. Bu taşlar sosyal dayanışmanın bir parçasıdır. Zengin sadakasını bu taşlara koyar fakir de gece vakti gelip ihtiyacı kadarını burada alır gerisini bırakırdı.

* Evlerin cephesi kıbleye hiç olmasa camiye dönük olurdu. Çünkü evi kıbleye dönük olmayanı kalbinin de kıbleye dönmeyeceğine inanılırdı.

* Osmanlı'da evlerin bir kısmının sokak kapısında ay yıldızı bulunurdu. Bu işaret evde birinin hacca gittiğini konu komşuya ilan eder hacca gidenlerin arkasında Allah gitmeyenlere de nasip etsin diye dua edilmesine vesile olurdu.

* Osmanlı'da sokaklar tertemizdi, insanlar yere tükürmekten dahi imtina ederdi. Zira yere tükürürken kişin görülmesi halinde bu kişilerin şahitliği mahkemede kabul edilmezdi. Bu derece önem verilirdi.

* Osmanlı'da camilerin avlularındaki taşların bazıları oyuk olur, bu oyukta yağmur suları birikir ve bu sulardan kuşların su içmesi sağlanırdı.

* Eskiden otel motel olmadı için köye gelen yabancıların konaklamaları için uygun ve zengin evlerde temelden dışarıya doğru 20 santim uzunluğunda 20 X20 ebatta bir taş çıkartısı bırakılırdı. Bunun anlamı bu evin misafir kabul edebileceği ve kapısının çalınabileceğini işaret ederdi.

* Evlerinin çatılarında ya da duvarlarında kuş evleri yapılması adettendi.

“Yollarda kadınlar erkeklerin önünde asla geçmez, onların geçmesini beklerdi. Erkek bir çocuk olsa bile bu değişmezdi.

* Kavgada bir kadının kavga edenlerin önüne dolağını attığında kavga durur ve birbirlerinden kesinlikle ayrılırlardı.

Ne güzel adetler ve incelikler… Gel de vay be deme bakalım.