Dünyayı kasıp kavuran covit-19 virüsü Türkiye'yi de yangın yerine çevirdi. 11- Mart-2020'de virüs ülkemizde görülmeye başladı. Dünyanın birçok gelişmiş sanayi ülkeleri bile virüsle mücadelede zorlandı. Ekonomik zorluklarla birlikte birçok canı aramızdan alıp götürdü.

Ülkemizde de değişik yöntemlerle tedbirler alındı. Ama bu tedbirler yeterli olmadı. Halk iyice bilinçlendirilemedi. Virüs sere serpe ülkenin dört bir yanında pervasızca gezer oldu. Yetişmiş değerli insanlarımızın çanlarını nefessiz bırakarak aldı. İş yerleri, okullar, fabrikaların bazı bölümleri kapandı. İnsanlar işsiz, yoksul kaldı.

Salgın hastalığın ilk dönemlerinde, Tokat, Antalya, Burdur, İzmir, İstanbul, Ankara illerinde bulundum. Virüs bu illerde yaşayan insanları evlerine kapatmış, atmış beş yaş üstü insanlar sokağa çıkması yasaklanmıştı. Hastanelerin yoğun bakım üniteleri 40-60anında dolu olduğunu haberlerde duyar olmuştuk. Koro nadan önce sokakta bazı insanların ağzında maske gördüğümüzde dikkatimizi çekerdi. Maskeli bireye ya kanserli, ya da ağır rahatsız gözüyle bakardık. Şimdi sokaklarda maskesiz insan gördüğümüzde yadırgar olduk.

Ölümler duyuldukça, sosyal mesafe, maske, temizlik kurallarına insanlar sıkı sıkıya uymaya başladılar. Korku; " virüs bende varsa, karşımdaki sevdiklerime serptirirsem." Veya " karşımda ki bireyler taşıyıcıysa bana serptirirse." Düşüncesiyle alışverişlerde, komşuluk, arkadaşlık, akrabalık ilişkilerinde, iş yeri hayatın felç etmişti.

İyide dünya bilim insanı bu virüs karşısında bu kadar ansızın ve tedbirsiz mi yakalandı? Bence hayır. Virüs bağıra, bağıra ( ben geliyorum) dedi. Neden aşısını, ilacını geliştirmediler. Düşündürücü bir olgudur.

5 Nisan 2013 tarihli Güneş gazetesinde yer alan covit-19 Çinli bilim insanlarının geliştirdiğini yazılı basına haber olmuş, tarihe not düşmüştü. Güneş gazetesinin sağ üst köşesinde ki kareye alınmış yazı şu şekildeydi; ( Ölümcül virüs, ÇİNLİ bilim adamları ölümcül grip virüsü geliştirdi, bilim dünyası ayağa kalktı. Niçin yapıldığı açıklanamayan, Çinli bilim insanlarının geliştirdiği bu ölümcül virüsün yayılmasından korkuluyor." ( 5 Mayıs 2013 Güneş gazetesi.)

Virüs dünyaya yayıldı? Bunun altında yatan ana sebep neydi? Küresel bir savaş mı? Kapital oyun mu? Niçin yayıldı sorusunun yanıtı geniş boyutlu.

Japon bilim adamı Tasuku Honjo'nun söylediklerine bir bakalım. " Japon fizyoloji ve tıp profesörü Tasuku Honjo bugün medya ya korona virüsünün doğal olmadığını söyleyerek kargaşaya neden oldu. Doğal olsaydı, tüm dünyayı böyle etkilemezdi. Çünkü doğaya göre sıcaklık ülkeye göre farklılık gösteriyor. Doğal olsaydı yalnızca Çin ile aynı sıcaklığa sahip ülkeleri etkilerdi. Bunun yerine tıpkı, çöl bölgesine yayıldığı gibi İsviçre gibi bir ülkede yayılır. Oysa doğal olsaydı soğuk yerlerde yayılırdı, ama sıcak yerlerde ölürdü. Kırk yıldır hayvanlar ve virüsler üzerine araştırma yaptım. Doğal değil. Üretilmiştir ve virüs tamamen insan yapımıdır. Dört yıl önce Çin'de ki Wuhan laboratuarında çalıştım. Bu laboratuarın personelini çok iyi tanıyordum. Korona kazasından sonra hepsini aradım, ancak tüm telefonlar üç aydır çalışmıyor. Artık o laboratuar teknisyenlerinin öldüğü anlaşıldı.

Bugüne kadar tüm bilgilerime ve araştırmalarıma dayanarak bunu Koron anın doğal olmadığına 100 güvenle söyleyebilirim. Yarasalardan değildi. Çin yaptı. Bugün söylediklerim şimdi yanlışsa veya ölümümden sonra bile, hükümet Nobel ödülümü geri alabilir. Ama Çin yalan söylüyve bu gerçek bir gün herkese açıklanacak." Alıntı; ( https://en.m.wikipedia.org/wiki/Tasuku_Honjo

Virüsün insan eliyle üretilmesinin zolduğunu söyleyen bilim insanlarının da var. Virüs değişime uğrayıp gelişiyor. Yapılan aşılama mutlaka etkili olmaktadır. Gelişmiş virüse yeniden aşı bulmak zorundayız. Ülkeleri yaşam şeklini değiştirdiği gibi bireylerinde yaşamını, alışkanlıklarını değiştiriyor. "Bana bir şey olmaz," diyen bireylere belki bir şey olmuyama yakınında bulunan sevdiklerini alıp götürüyor. Ulusal boyutta salgınla mücadele edilecek ekiplerin kurulup, hazır halde bulundurmak gerekmektedir. En önemlisi halkımızın bilinçlenmesi gerekmektedir. Virüs insan eliyle üretilse de, doğal salgın hastalıkta olsa insanlar felaket karşısında hazırlıklı olmalı. Çevremizi, doğamızı kendi çıkar ve emellerimize kurban etmemeliyiz? Sağlıklı bir çevrede, sağlıklı canlılar yaşar. Hava, su, toprak kutsaldır. Kaybedersek bir daha bulunamayacağını bilmeliyiz.

Virüsü üreten Çinlilerden virüsün aşısını alıp vurun arak sağlığımıza kavuşacağız. Demek ki " Ekmeği ekmekçiden al, bir ekmekte üste ver." Atasözünü hatırlamakta yatar var. Kısa sürede dünya insanının başına bela olan virüsten kurtuluruz da, ülkeler normal hayata döner. Hayalete dönen şehirler canlanır. İş yerleri açılır, insanlar hizmet eder, hizmet eden de, hizmet alan da mutlu olur.

Korona virüs bizlere öyle bir ders verdi ki yüz yıllar sonra bu konular ve olaylar konuşulacaktır. Sağlıklı mutlu günler dileğimdir.

14 Nisan 2021 Çarşamba

Bedesdenlioğlu-Tokat