Bu hafta köşe yazımda biraz sosyolojik ve bilimsel konular üzerinden gençliğin doğal olarakta insanlığın gidişatını ele alacağım. Sekiz kollu ahtapot misali her yönden kıskaç altına alınan gençlik & insanlık nereye gidiyor? Eğer bir toplum gençliğini bastırıyorsa, uzun vadede kendi geleceğini de yok eder.
Bu baskılamalar Eğitim yoluyla oluyorsa: Eleştirel düşünceyi engelleyen eğitim sistemi kurulur. Ezberci, itaatkâr bireyler yetiştirilir. Yaratıcılık, sorgulama ve yenilik karşıtlığı teşvik edilir. Gençlerin yetenekleri bastırılır. Sanat, spor, bilim gibi alanlar itibarsızlaştırılır veya sadece belli zümrelere açılır.
Ekonomik kıskaç içine alınan baskılamada ise genç işsizlik yaygınlaştırılır. Kariyer imkanları daraltılır, liyakat yerine torpil/bağlantılar geçerli olur. Gençler borçlandırılır (örneğin eğitim kredileriyle) ve sisteme bağımlı hale getirilir.

Diğer bir baskılama yöntemi Kültürel Boşluk ve Kimliksizleştirme: Gençlerin kültürel aidiyetleri silikleşir. Tüketim kültürüyle hedefsiz, anlık zevklere bağımlı bireyler oluşturulur. Popüler kültürle derinliksiz ve yüzeysel hayat tarzları yüceltilir.( dizifilm, sinema)
Gözetim ve Baskı Mekanizmaları yoluyla baskılama yapılır. Yani sosyal medya üzerinden sürekli gözetim ve yönlendirme yapılır. Gençlerin ifade özgürlüğü bastırılır. Düşünce suçları yaygınlaştırılır. Protesto hakkı, örgütlenme ve kolektif hareketler cezalandırılır.
Bir başka yöntemde gelecek Umudunu Yok Etme: Sürekli kriz ortamı (ekonomik, iklimsel, politik) yaratılarak geleceğe dair umutlar kırılır. Göç teşvik edilir ya da zorunlu hale getirilir: Yetenekli gençlerin ülkeden gitmesi sağlanır (beyin göçü).

Diğer bir ayağıda Sağlık ve Zihin Yönetimi baskılanarak gençlik zayıflatılır: Zihinsel ve fiziksel sağlık sistemleri zayıflatılır. Madde bağımlılığı, dijital bağımlılık gibi yollarla gençler yıpratılır. Ruh sağlığı hizmetleri kısıtlanır veya erişilmez hale getirilir.
Tarihsel ve Edebi Örneklere baktığımızda: George Orwell’in “1984”ü: Gençlerin özgür düşünce yetisi sistematik olarak yok edilir. Aldous Huxley’nin “Cesur Yeni Dünya”sı: Gençler haz, tüketim ve şartlandırma yoluyla sistemin kölesi haline gelir. Sovyetler ve Nazi Almanyası’nda gençlik örgütleri, propaganda ve militarizmle kontrol altına alınmıştır.
Sonuç olarak gençleri yok etmek isteyen bir sistem aslında geleceği yok eden bir sistemdir. Bu tarz bir düzen sürdürülebilir değildir; çünkü gençlik, her toplumun yenilenme, değişim ve gelişim enerjisidir. Bugün yaşananlar toplumsal değişimin en önemli ayağını oluşturan medyanın dijitalleşme örneği üzerinden sunarak 7 den 77 ye katılım sağlayan herkesi bağlayan bu baskılamalar bize çürümüşlüğün kokusunu burnumuzun dibinde olduğunu gösteriyor.
Güzelliklerde buluşmak dileğiyle…
Dünya Köylüsü
Ayla Bağ