Duru İstanbul’da Özel bir kolejde okuyan Tokatlı varlıklı bir anne ve babanın kızıydı. Uzun sarı saçları ve ela gözleri ile sık sık şakalar yaparak arkadaşlarını güldüren hayat dolu ve esprili bir kızdı. Kız ve erkek arkadaşlarının hepsi ne kadar çabalarsa çabalasınlar kitap okumada Duru’yu geçemiyorlardı. Bu kitap okuma aşkını merak ederek soran arkadaşlarına derdi ki  “ Bizim ailede yazar var da ondan “ derdi. Arkadaşları “Kim bu yazar ünlü mü?” diye sorduklarında şuh bir kahkaha atar kız arkadaşlarına “ Ama da meraklısınız bir gün öğrenirsiniz meraktan çatlayın “ derdi.

     Okulda şiir okuma etkinliklerinde her zaman en önde bulunur güzel billur bülbül gibi sesi ile şiirler okurdu.

      “Bu yetenek de neyin nesi”  diyen arkadaşlarına da  “ Eee ailede şair var da ondan” derdi. Duru’nun bu imalı ve şirin söylemlerine arkadaşları güler ama meraktan da çatlarlardı.

       Her gün okula servisle gelen Duru’yu bir gün okula babası Taner ve Annesi Nida bıraktılar. Bagajdan kocaman bir koli çıkardı. Babası koliyi okulun nizamiye kapısına kadar taşıyarak bırakıp Duru’nun arkadaşlarının meraklı bakışlarına aldırmadan “Kızlar acele işimiz var, biz gidiyoruz koliyi Duru ile beraber içeri taşıyın benden size güzel armağan olsun “ diyerek Nida ile gülerek arabaya binip hızla uzaklaştılar.

      Fazla ağır olmayan koliyi Duru kucakladığı gibi sınıfa taşıdı. Derse daha 15 dakika vardı. Herkes Duru’nun sırasının etrafına kümelenerek koliden ne çıkacak diye merakla beklemeye başladılar. Duru her zamanki gibi gülerek, dudak bükerek,  yavaş yavaş adeta  “Meraktan çatlayın” diyerek kolinin kapağını açtı. Koliden  “Okumakla Var oldum “ adında kitaplar çıktı.  Herkes merakla  “Bu kitaplarda neyin nesi” diye bakarken Duru bir kitabın kapağını açarak arkadaşının simini okudu. Kitabı alan en yakın arkadaşı Seda  “Aaa bu kitap ünlü yazar ve emekli Öğretmenin değil mi kız Duru” dedi. Duru hafifçe muzip gülümsemesi ile “Ailede yazar var demiştim ya, bu babamın amcası hepinize imzalattım” dedi. Kitabın üstünde Duru Engelli ve Yaşlı Bakım Merkezi’nin hediyesidir” yazıyordu.

     Duru, tüm kitapları sınıftaki arkadaşlarına dağıttıktan sonra aklına gelmiş gibi “ Durun babam bebekken amcasının O’na yazdığı şiiri size okuyum” dedi. Herkes merakla Duru’ya bakmaya başladılar. O da tatlı billur bibi bülbül sesi ile şiiri okumaya başladı. Sınıf dikkatle Duru’ya bakıyordu.  

           

  Yaramaz Yeğen

 

Küçücük ellerinde,

Bir sevgi ışıldar ki,

O minik gözlerinde,

Bir sevgi tutuşur ki,

Hayatının başında,

Bir meleğe benzersin.

 

Bu gülücükler ne öyle?

Gene bana mı yaramaz?

O küçük ayakların,

Hiç yerinde duramaz.

 

Sıkı sıkı tutarken,

Ellerinle yakamı,

Hatırlatırsın bana,

Çocukluğumdaki,

Yaramazlıklarımı.

      Şiiri herkes ayağa kalkarak alkışladı. Duru bu ilgi ve sevgi karşısında gururlandı. Gözleri yaşardı. “Babam sağ olsun, amcam var olsun” dedi.

       Babamın amcası çocukken babamın gelişimi için çok çaba harcamış. Kitaplar dergiler vermiş. Babam okumuş gelişmiş. Şimdi Amcası yazıyor, babamda bastırarak armağan ediyor herkese. Memlekette her bayram babam sülalenin çocuklarına harçlıkları ile beraber Amcasının imzalı kitaplarını hediye eder” dedi. Bu sırada ders başlamış öğretmen sınıfa girmişti.

      Aradan bir hafta geçtikten sonra arkadaşlarından biri yanına gelerek dedi ki “Kız Duru verdiğin kitabı okuyamadım amcam gelmişti, alıp götürdü” dedi. Sonra bunu duyan başka arkadaşı  “ Benim kitabımı da yeğenim alarak götürdü. Ben okumadan vermem dedi. O artık daha getirmez ki kız Duru varsa bana gene kitap getir” dedi.

    Duru’nun sevinci o zaman daha da arttı. “ Babam sağ olsun, Amcam var olsun, sizlere kitaplar helal olsun “dedi. Tüm arkadaşları gülüşerek “ Amin.. amin “ fısıltıları ile sınıfı doldurdu.