E. Vergi Dairesi Müdürü Ömer Yılmaz yazdı: “Kitap okumayan çocuklar, normal bir cümleyi 45 saniyede anlayabiliyor.”

Tokat’ımızın gerek kültürel gerekse ekonomik büyümesine katkı vermek sadece kamu kurumlarının veya yerel yönetimlerin görevi değildir. Bu, burada yaşayan tüm sakinleri ilgilendiren hayati bir konudur. Bunun farkında olmak ve bu konuda farkındalık yaratmak; çaba, gayret ve azim ister. Ayrıca bu, bir gönül ve sevda işidir.

İşte bu ulvi yolda yürüyen ve bu amacı gaye edinen Tokat İstişare Heyeti Başkanı sayın Mehmet Emin Atmaca kardeşimizin özel gayret ve girişimiyle, 05.09.2025 tarihinde Tokat Öğretmenevi’nde çok önemli bir konuda konferans niteliğinde bir söyleşi gerçekleşti.

Prof. Dr. Ertuğrul Yaman hocamız tarafından “Büyük Tehlike: Ekran Bağımlılığı ve Okuma Kültürü” başlıklı söyleşide bu konudaki mevcut durum ve çözüm yolları kapsamlı şekilde açıklandı.

Özetle:

Ülkemizde özellikle gençlerimizi ve çocuklarımızı bekleyen tehlike ciddi boyutlara ulaşmıştır. Bugün karşı karşıya olduğumuz dört büyük “canavar”; televizyon, bilgisayar, akıllı telefonlar ve tabletlerdir.

Günümüzde sosyal medya, özellikle çocuklar ve gençler için vazgeçilmez bir ihtiyaç haline gelmiş; sabah uyanır uyanmaz sosyal medyaya bakmaları, aile ilişkileri, iletişim biçimleri ve duygusal gelişimleri açısından analiz edilmeye muhtaç bir duruma gelmiştir. Sosyal medya; iletişim, eğlence, oyun, bilgilendirme ve benzeri birçok amaç için kullanılmaktadır. Ancak bağımlılığın temelinde yatan gerçek sebep “boşluk”tur: vakitte boşluk ve ruhta boşluk.

Teknolojik yenilikler ve dijital gelişmeler, insanın doğal ölçü ve değerlerine zarar vermediği sürece yararlıdır. Ancak asıl değerli olan, insanın insanca yaşamasıdır. “İnsan mı daha değerli, eşya mı?” işte asıl kritik soru budur.

Teknolojinin jet hızıyla ilerlediği, medyanın sınır tanımadığı, iletişim ve etkileşimin yükseldiği bir çağda insanlık ne kazanmakta, ne kaybetmektedir? Bu sorunun üzerinde düşünmek zorundayız.

Çözüm Önerileri:

Ders dışındaki zamanlarda çeşitli egzersiz ve spor programları uygulanmalı.

Çocuklar alternatif aktivitelerle meşgul edilmeli.

Medya okuryazarlığı konusunda öğretmen ve öğrencilere bilgi verilmelidir.

Dijital oyunlar disiplin altına alınmalı ve çocuklara açıklanmalıdır.

Uzun vadede devlet ve milletin ortak tavır alarak seferberlik başlatması gereklidir.

En kısa yol: aile ortamını güçlendirmektir. Dede, nine, anne, baba, çocuk ve gençlerin birlikte olduğu sıcacık aile ortamları bağımlılığın önüne geçebilir.

Dünyadan Örnekler: ABD’de 13 yaş altındakilere sosyal medya yasağı vardır.

Almanya ve İngiltere’de öğrencilere sosyal medya kısıtlaması getirilmektedir.

Hollanda’da ortaokul ve liselerde cep telefonu yasaklanmaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığımız da okullarımızda akıllı telefonlara sınırlama getirmeyi planlamaktadır.

Okuma Kültürü: İnsanların bu bağımlılıktan kurtulabilmesi için okuma alışkanlığını geliştirmesi şarttır. Çünkü:

Hayatı okumadan anlamak, anlamadan yaşamak mümkün değildir.

Prof. Dr. Ertuğrul Yaman’ın dediği gibi: “Akıllılar gibi yaşamak için, deliler gibi kitap okumak gerekir.”

Okumanın yararları üzerine özlü sözlerden bazıları: Toprak suya nasıl hasretse, insanın kalbi ve beyni de okumaya öyle hasrettir.

Okumayan insan kuru bir ağaca benzer.

Her kitap yeni bir dünyadır, fethedilmeyi bekler.

Okumak kendini bilmektir.

Okumak gerçek bilgiye götürür.

Okumak huzurun kaynağıdır.

Okumak algılama ve anlamayı güçlendirir.

Okumak geniş ufuk kazandırır.

Dünyayı yöneten kalem, mürekkep ve kâğıttır.

Kitap okumayan çocuklar, normal bir cümleyi 45 saniyede anlayabilirken; okuma kültürü edinmiş çocuklarda bu süre 13 saniyeye kadar düşmektedir.

Türkiye’de Okuma İstatistikleri: Norveç’te okuma oranı, ülkemizin 300 katı. ABD’de 210 katı, İngiltere’de 87 katı. Japonya’da bir kişi yılda ortalama 25 kitap okurken, Türkiye’de bir kişi 10 yılda ancak 1 kitap okumaktadır.

“Niçin okumuyorsunuz?” sorusuna verilen cevaplar:

%50 → Kitap okuma alışkanlığımız yok.

%16 → Yeterince zamanım yok.

%10 → Boş zamanım çok yoğun geçiyor.

%10 → TV ve videoya zaman ayırıyorum.

Türkiye’de 95 bin kişiye bir kütüphane düşerken, 95 kişiye bir kahvehane düşmektedir. Bir kitap birkaç bin baskı yaparken, bir CD milyonlarca satabilmektedir. Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporu’na göre Türkiye, kitap okuma sıralamasında 86. sırada yer almaktadır.

Çözüm Önerisi: Evlerde okuma saati oluşturun. Çocuklarla birlikte kitap okuyun. Ziyaretlerde kitap hediye edin. Çünkü kitap okumak ailede başlayan bir kültürdür; bu alışkanlık ailede kazanılır, okulda ve yaşam boyu devam eder.

Değerli hocamızın söyleşisin de edinip siz değerli okuyucularımla paylaştığım çok değerli bilgilerin bazıları bunlardan ibarettir.

Saygılarımla.