Adam dinlediği “Maşallah” konulu Cuma vaazından sonra “Maşallah” sözünü ağzından düşürmez olmuştu. “Maşallah” konusunda kitaplığında bulunan kitapları okumuş, internetten biraz da araştırma yapmıştı. Sosyal medyada gördüğü güzel fotoğraf ve yazıların altına “Maşallah” yazmadan duramıyordu. Maşallah ’ın “ Allah seni nazardan korusun” manasına geldiğine inanarak karşılaştığı dostlarına “önce selam sonra maşallah kelamı“ düsturu ile selamlıyor, dostlarını dinledikten sonra da “ Maşallah” ile uğurluyordu. Bundan da büyük zevk alıyordu.

Bir gün dindar geçinen bir arkadaşını çaya davet etmişti. Aynı düstur ile ona da “önce selam sonra maşallah kelamı” ile selamlayınca arkadaşı:

-Bana neden Maşallah dedin? diyerek biraz da sert baktı.

Adam “Maşallah” dediği zaman “ Bana neden maşallah dedin?” sözü ile çok karşılaşmıştı da dindar bilinen arkadaşında böyle bir sual beklemediğinden biraz da sinirlenmişti.:

-illa bir sebebi mi olmalı kardeşim, “MAŞALLAH” çok önemli ve dostun dostuna ettiği duadır. Ben dostun olarak sana beddua mı edeyim yani? dedi.

Arkadaşı biraz şaşkınlık ve gülümseme ile cevap verdi.

-Abi, bugünlerde duaya daha çok ihtiyacım var, sen dua et, dedi.

Adam gülümseyerek cevap verdi.

-O zaman dua duadır, niyesi de niçini de olmaz. Dua edene teşekkür ederiz. Dua edene daha güzel dua ile cevap verir, sorgulamayız duasını.

-ben sorgulamadım ki, dedi arkadaşı.

-neden? Demek, sorgulamak değil mi?

-Abi yanlış anladın sorgulamadım ki, sadece merak ettim.

-Merak etmen bile sorgulamak olarak algılanır. Sözlere “neden öyle dedin diye cevap vermeden önce teşekkür etmek lazım. Bunlara dikkat etmen gerekir. Toplum sorgulayanı değil, teşekkür edeni ever daha çok.

-Abi senden korkulur bir masum sorumun üzerine neler neler diyorsun.

-Benden korkulmaz ki kardeşim, ben sevilecek adamım, herkesin herkesten çıkar gözlediği günümüz dünyasında sana dua eden dosttan korkulmaz ancak sevilir, saygı duyulur ve ona ikram edilir. Bu ikram da “ Bilmukabele “diyerek ya aynısı ile ya daha güzeli ile cevaplanır. O dua edene gücünün en üst seviyesinde ikram edilir. Bu konuda dikkat etmek lazım.

Çaylar gelmişti.

Yan masada oturan yaşlılar bu sohbete kulak misafiri olmuşlardı. Tebessüm ettiler. ”Maşallah” diye fısıldadılar. Adam gülümseyerek arkadaşına baktı. Arkadaşı da “mesaj alınmıştır” dedi. O da gülümsedi.

Adam, gülerek:

-o kadar seni nasihat yağmuruna tuttum, gel bir “ Tokat Kebabı” ile ödüllendirelim seni, dedi.

Beraber kalkıp şehrin en lezzetli “Tokat Kebabı” yapılan lokantasına gittiler. “Tokat Kebabı” muhteşemdi ve adamın arkadaşı kebabı mideye indirince :

-Abicim sana milyon kere maşallah, bana ne güzel şeyler öğretiyorsun. “Maşallah” ın güzelliğini o kadar güzel anlattın ki, bugün hem siz hem ben gerçekten Maşallah’ı hak ettiğimi anladım, dedi.

Gülümsedi adam. Verdiği nimetlere şükretti. Tatlı tatlı olarak arkadaşına Maşallah’ın önemini anlattığı için mutlu oldu.

Garsona güzel bir bahşiş verdiler.

-Kesenize bereket maşallah abiler, dedi garson.

Adam gülümseyerek genç arkadaşına baktı:

Bak sayende Maşallah’ı garsonlar bile öğrendi, hadi çaylar senden, dedi.

Genç gülümsedi ve beraber çay ocağına yürüdüler” Maşallah” diyerek. Nimetlere şükrederek ağızlarından dualar taşa taşa yürüdüler….