“Nede olsa kışın sonu bahardır. Buda gelir buda geçer.”  Her güzellik bir zaman hükmünü sürer. Sonra güzelliğini zaman soldurur. Mart ayının bitişi, Nisan ayının güzelliği ve muhteşemliği başlar.
        İlk önce badem ağaçları siyah elbiselerini beyaz çiçeklerle donatırlar. Sonraki günlerde erikler, şeftali ağaçları törene katılırlar. Nisan ayında kışın soğuğunu hatırlatan hatırı sayılı günler görülür. Yağmurla birlikte toprağı güneş ısıtır. Toprağın altındaki tohumlar suyun nemi, güneşin ısısıyla uyanmaya başlar. Topraktan çiçekler, otlar yeşerdikçe canlılar hareketlenmeye başlarlar. Toprağın uyanmasına insanlar “ cemrenin havaya, suya, toprağa” düşmesi olarak değerlendirirler.
     Erik ağaçlarından sonra kiraz ağaçları beyaz gelinliklerini giyerler. Sabahın ilk güneş ışıklarıyla burnunuza nefis kiraz çiçeklerinin kokusu gelir. Siz bu kokuyu alırsınızda arılar almaz mı? Her çiçeğin başında bir arı kanat çırpar durur. Peteğine polen taşır. Bir çiçekten diğer çiçeğe konduğunda meyvelerin döllenmesini sağlar. Kirazın beyazlar içinde gören akrabası vişne kıskanır. Oda çiçeklerini açmaya başlar. Eee bunu gören diğer ağaçlar bahar şenliğine katılmazlar mı? Elma, armut beyaz çiçeklerinin arasında kırmızıçizgileri ile ortaya çıkar. Nisan ayında ağaçların, topraktaki bitkilerin çiçek sergisini seyretmeye doyamazsınız. Çiçek bayramı töreni her canlıyı coşturur. Nisan ayının ortalarına doğru nazlı ayva ağacı dalların ucundan yeşil yapraklarını hafiften gösterir. Ayva çiçeklerini açtığında aklınıza şu türkü takılır.” Ayva çiçek açmış yaz mı gelecek, gönül bu sevdadan vaz mı geçecek.”
            Güneşle yağmur toprak altındaki tohumların uyanışına sebep oluyor. Rüzgâr ıslığını çalarak neşesini, mutluluğunu belirten türküsünü söylüyor. İnsanlar çiçek bayramına seyirci kalmıyorlar. Var gücüyle toprağı ekip, sürüp ürünlerini çoğaltmanın derdindedirler. Siz birde ağaçların olmadığı kırlara, meralara gidinde görün. Cayırların arasında hangi renkleri ararsanız çiçekleri görürsünüz. Papatyalar, nergis, sümbül, menekşe, gelincik... Hani yağmur yağar, üzerine güneş vurunca gökkuşağı doğar, renk çeşitleri oluşur ya, cayırların üzeride ona benzer.
           Nisan ayı bitiminde çiçek bayramı töreni de sona erer. Çiçekler meyveye durmuşlardır. Yerden aldığı besinlerle büyüyecek, güneşin etkisiyle kızarıp olgunlaşacaklar. Mayıs ayı sonları, Haziran ayında meyveler olgunlaşıp, canlılara sunmaya başlarlar. Her meyve tohumu düştüğü topraktan fidana, fidanlar ağaca dönüşecekler. Her tohum toprağa düştüğünde büyürde insanlar toprağa düştüğünde çürür.
        Nisan ayında çiçek bayramını doğada izlemeyi, hayatın tadını çıkartmayı, görsel şöleni sakın kaçırmayın. Çünkü bu olay yılda bir defa yaşanıyor. Her yaşadığınız bahar başkadır. Bir bahar diğer bahara benzemez.
        Süleyman Erkan 27-04-2023 Pazar Bedesdenlioğlu Tokat