Sevgili dostum,

Dünya çapında yapılan bir araştırmada ülkemiz Avrupa’nın en sinirli, dünyanın da en sinirli 3. Ülkesi çıkmış. Topluma baktığımızda bunun ne kadar gerçekçi olduğunu açıkça görebiliyoruz.

Sevgili dostum,

Kitap okumamakla övünen bir toplumda insanların sinirli olması gayet doğaldır. Güzel ve faydalı ilim adamlarınca yazılmış kitapları okuyan, okumakla da kalmayıp düşünen ve uygulayan insanlar her zaman 

Sevgili dostum,      

Sinirli toplum olmamızın en büyük nedeni egomuz. “Altta kalanın canı çıkar” anlayışı ile hata bizde de olsa hemen düşünmeden karşı tarafı suçlamamız, karşı taraf da  “altta kalan ben olmayayım” misali cevap verince de ortaya tabii ki sinir harbi çıkmaktadır. Birisi de sabır çekerek bunu sineye çekerse, karşı taraf da nasıl olsa her suçlamamı kabul ediyor” diyerek hep suçlamaya devam eder. Halbuki asıl yıpranan hep suçlayandır. Derler ki “çamur atanın eli de çamur olur” Bunu bilen insan orta yolu bulursa sinirlenme daha az olur. Bu benim gözlemim. Sakin kalmaya çalışan ve öfke kontrolü yapmasını öğrenen taraf her zaman karlı çıkar.

Sevgili dostum,

 “öfke kontrolü” konusunda bir kitap okumuştum. Uygulayınca öfkem kontrol altına girmişti ama  hep suçlayan insanlar ile bir arada yaşadığımız ortamda aniden köpüren, öfke kontrolü yapamayan insanlar arasında kalınca  bizim öfke kontrolümüz de çok zaman işe yaramıyor.  

Sevgili dostum,

Öfke insanın sadece sinir sistemine değil kalp ve beyinde düşünme sistemine de büyük darbe vuran bir durum. İnsan öfke sini kontrol altına alsa da öfke si çok olan bireylerin olduğu ve aile ortamında da insana etkileniyor. Güçlü insanlara pek öfke sunamayan öfkesini güçsüz sandıkları engelli, bayan veya mevki unvanı düşük insanlardan çıkarmaya bakıyorlar. Onlarda gururlu ve dik başlı yani gururuna düşük insanlarsa ve karşılık veriyorlarsa  “öfke savaşı”  seyretmeye hazır olun.

Sevgili dostum,

Çevremizdeki öfkeli insanlardan uzak kalamıyorsan onları öfkelendirecek espri ve diyaloglardan kaçınmamız lazım.  Hani “ cahil insanın yanında kitap gibi sessiz ol” demişler ya, ben de  “ öfkeli insanlar yanında ağaç gibi dik ve sessiz ol” derim. Mesafe burada da öne çıkıyor. İnsanlar birer ateştir mesafemiz de ateşle olan mesafe gibi olmalı uzak kalırsak donar yakınlaşırsak yanarız hele öfkeli insan daha çok can yakar.

Sevgili dostum,

Çok öfkeli olan dostlarımızı da tedavi olmaları ve öfke kontrolü yapmaları için cesaretlendirmeliyiz. Onlar öfkelerini kontrol ederse hem kendileri hem de toplum kazançlı çıkar. Hayatta öfkesini yenmiş insanlarda insanlara daha faydalı olur.

Sevgili dostum,

Hayatta başka insanları üzmemek değil esas olan faydalı olmaktır. Öfke ile zarar verdiğimiz, üzdüğümüz insanlardan özür dilemesini de bilmemiz lazım ki hayat bize güzel görünsün.

Sevgili dostum,

Yukarıda anlattığım araştırma beni hayli düşündürdü. Çünkü sinirli insanların çok olduğu toplumda insanların da başına her şey gelebilir  “Bana yan baktın” diye cinayetler işlendiği “bakışından hoşlanmadım” diyerek darp edilen insanların çok olduğu toplumda hareketlerimize dikkat edersek bu da faydamıza. Ben şahsen insanlar ile fazla muhatap olmamaya bakıyorum. Hayat bize değer verenlere değer vermemizi öğütlüyor.

Sevgili dostum,

Sinirli insanlar ile ya iletişimi kesiyorum ya da mesafeli oluyorum. Hep onun bunun hatasını anlatan ya da insanları aşırı abartanlardan uzak kalmaya bakıyorum. İnsanları aşırı eleştirmek kadar aşırı derecede masum göstermek ve abartı ile bahsetmekte hoş olmayan davranışlar.

Sevgili dostum,

Öfkesine yenilenler için “öfkeyle kalkan zararla oturur” demiş atalarımız. O yüzden öfke kontrolü olanlar az zararla oturur. Öfkelendiği zaman insan bir an duraklamalı ve öfkesinin sebebini düşünmeli.

Sevgili dostum,

Öfke kontrolü olmayanlara kütüphanelerden öfke kontrolü ile alakalı kitaplar alarak okumalarını tavsiye ederim. Zamanında bende böyle kitaplar okumuştum ve faydasını da görmüştüm. Tabii ki anlayarak okumak ve kitaplarda verilen deney ve uygulamaları da yapmak şartı ile... Bu kitaplarda Yabancı uzmanlarca yapılan tavsiyeler gerçekten daha etkili oluyor.

Sevgili dostum,

Biz çabalarsak daha iyi insan olmak ve daha faydalı insan olmak konusunda her yerden bize destek olur insanlar. Yaradan her yerden yardımcı yollar. Yeter ki bizler iyi niyetle ve gayretle öfkesini yenen insanlar olmak konusunda azimli olalım.

Sevgili dostum,

Öyle gayret edelim ki ülkemiz Avrupa’nın en sinirli insanı olmaktan en empati yapan insanları olarak anılsın araştırmalarda... Bu imkansız da değil sanırım.

Sevgili dostum,

Bazen insanlar başkalarına öfkelendiği halde, acısını daha başkalarından çıkarırlar ki bu hiç etik olmayan ve aynı zamanda da o insanın ne kadar korkak ve adaletsiz olduğunu gösterir. Mesela adam kılıbıktır sabah karısına kızar ya trafikte birinden ya da iş yerinde bir engelliden ya da odacıdan hıncını alır. Bunu da normal karşılar. Ne kadar seviyesiz ve basit davranıştır bu. Biz öyle insanlar olmaktan uzak duralım.

Sevgili dostum,

 “Öfkesini yenenler ve insanları affedenler” diye başlayan bir ayette de Yaradan öfkesini yenenleri ve af edenleri bağışlayacağını vaat eder. Bizde öfkemizi yener ve gereksiz öfkelenenleri de samimiyetle özür diledikleri zaman affedersek hem iç huzurumuz olur hem de belki de dostluklar kazanırız. Hayatta çok kazandık böyle insanları değil mi?