Sevgili oğlum,

Üretmek önemlidir. Ekonomistler ülkenin gelişimi için  “üretimin tüketimden çok olması gerekir” derler.  Senin ve ülkenin gelişmesini istemeyen arkadaşlar, kurumlar ve topluluklar  “sen gençsin, tüketim adamısın, şöyle vatanı seversin şöyle milleti seversin” diyerek hep tüketmeni isterler. Tüketimin üretimden çok olduğu toplumlar zenginleşemez.

       Sevgili oğlum,

       En basit tanımı ile geliri ve gideri denk olmayan insan zarardadır. İnsanın geliri giderinden çok olacak. Bunun içinde gelirini artıracak. Mesleği güzel olan ve mesleğinde başarılı olan insan da zaten üreteceği için geliri artacaktır zamanla. Ama gelir  “gelirimi artıracağım” demekle artmaz.  Güzel diploma için çalışmak lazım. “ iş arayan adam değil, işin aradığı adam olmak “ için ise verimli ve daha çok çalışmak lazım. Az çalışıp da çok başarı beklemek gaflettir. Delalettir. Ama toplumda insanlara çalışarak her şeyi devletten ya da aileden bekledikleri için işsiziniz çok.

      Sevgili oğlum,

      Son zamanlarda çevremizde insanlar daha çok laf üretmeye ve her hareketimizi izleyerek, “sen rahatsın, ben insanlara laf yetiştiremiyorum”  demeye başladılar da bunlar aklıma geldi. İşte insanlar laf üretirken biz her fırsatta  “oku” emrine sarıldığımız için “hizmet”  sadece laf üretmekten ibaret zannedenleri rahatsız etti. Çünkü onlarda biliyorlar ki Yaratan “oku” emrini boşa vermez.  “Danışan dağ aşmış danışmayan düz ovada yolunu şaşmış” diye bir söz vardır. Ben de diyorum ki, “ Okuyan sorunlarını aşmış ve meslek sahibi olmuş okumayan meslek sahibi olmuş ama gelişmekte yaya kalmış”. Çünkü çok insana rastlıyoruz ki meslek sahibi, sivil toplum kuruluşu başkanı falan olmuş ama selam vermeyi unutmuş çevresine. Unutkanlık ne kötü şey!

      Sevgili oğlum,

      Başarılı insanları anlatan kitapları hem okudum, hem de izledim. Toplumda çok sevilen insanların sevilmesinin sebebi mesleki başarıları değildi. İnsanlara tepeden bakmadan sadece insan olduğu için sevmeleriydi. Tarafsız olmalarıydı. “Yaratılanı sevdim Yaratandan ötürü” demeleriydi. Tabii bu da haklımız tarafından görülerek, onlara sevgiyi ölmelerinin üzerinden seneler geçse de unutmamaların sağladı. Ama gözü açık ama gönlü kör insanlar bunu anlayamadı.” Gönül gözü açık olmayan insan güzel gözlem yapamaz”  bunu samimiyetle söylüyorum sana Sen de gönül gözünü aç ve gözlemle insanları.

       Sevgili oğlum,

       “her şeyi kafana takma”, “kulak asma”, “boş ver” diyenlere inat söylenen sözlerin bize ne kattığına bakarak sabırla insanları güzel konuşmaları konusunda uyaracağız. Eğer insan değişmezse ve bizi rahatsız etmeye ve üretmemize engel olursa uzaklaşacağız. Bu onlara en güzel bir ceza olur bence. Gerçekten bizim gelişmemizi isteyen ve sözleri ile davranışları ile bizi motive eden insanlara ise daha çok ilgi ve sevgi göstereceğiz ki gelişelim. Gelişmek önemli. ”İşim var neye gelişeyim” diyene Peygamberimizin  “iki günü denk olan ziyandadır”  sözünü hatırlatırım. İnsan emekli olsa da hiç olmazsa kötü söz ve davranışta bulunmadan insanlara faydalı olmaya bakmalı. 

         Sevgili oğlum,

          “insanların zaaf yönleri ile alay eden insanları sevmem. Aklı başında insan insanların zaaf yönleri ile alay etmez. Bunu ancak kafadan engelli olan ve bilinçsiz ve terbiye haddini aşan insanlar yapar. Mesela duymayan adam için “ beni anlamadı”, görmeyen insan için  “ beni görmedi” diyerek alay edeni onlar görmese de Yaradan görür, bilinçli insanlar görür, vicdanlı insanlar görür ve bunu hoş karşılamaz. İnsanların zaaf yönlerini kullanmak ve alay etmek kişiliği gelişmemiş ve çocuk kalmış insanın işidir. Bedeni büyümüş ama zihni gelişimi büyümemiştir. Psikoloji bilimi bunlara “yetişkin çocuk” der.

          Sevgili oğlum,

         Bütün bunları yazmama sebep ise bugünlerde gece gündüz, cumartesi Pazar demeden durmadan derslerine çalışman ve üretmeye bakman ve benim de buna bakarak sevinmemden dolayıdır. ”gençken üreten yaşlanınca rahatça ürettiklerini çoğaltarak tüketir”. Bu maddi şeyler değil manevi şeylerdir. “Samimiyetle toplumun fertlerini ayırt etmeden seven,  samimiyetle toplum tarafından da sevilir”  Kendisi kopya olan insanlarda başkalarını kopya sanır. “Kopya çekerek okul tamamlamayı marifet sananlar, hayatta da üretenleri hep kopyalayarak ürettiklerini sanır” İnanmayan kopyacıları araştırsın.

         Sevgili oğlum,

         “Zaman planlaması yaparak zamanını ders çalışarak üreterek geçirenleri zaman güzel şeylerle  başarı ile ödüllendirecektir”  “Zamanını çalışarak ve üreterek geçirenler zamanla  hayatta kendisine  fayda vermeyenleri  hayatından çıkarmayı ve onların  çaldığı zamanları değerlendirerek  daha verimli olmasını  sağlayacaktır.” O yüzden zamanı değerlendirmek lazım.

         Sevgili oğlum,

         Bazen insanlara istediklerini veremediğimiz zaman onlar “kasten vermediğimizi “ sanarak önyargıya kapılarak bizi terk ederler. Onların peşine düşmeden hayatımız devam ettirebiliriz.” Ben i sevseydin istediğim zaman borç verirdin” diyenler seni paran için sevmişlerdir. Güya senden uzaklaşarak sana ceza verdiğini zannedenler zaman geçtikçe cezayı kendilerine verdiğinin farkına varamazlar.  Belki de sen para veremedin ama paradan daha değerli şeyleri verdin ama  o insan  “manevi kör”  olduğundan seni anlayamadı. Üzerine düşmeden daha çok ve verimli çalışarak güzel meslek edinme yolunda ilerlemek lazım.  Dünyada 7 milyar insan var. Kimse vazgeçilmez değildir. Kendini vazgeçilmez sananlardan hemen vazgeçmek insanı başarıya ve verimli olmaya sevk eder.

          Sevgili oğlum,

          Dostumuz sandığımız insanlar zaman gelir düşmanımız, zaman gelir düşmanımız sandığımız dost çıkar da farkına varamayız. Sevişerek evlenenler, dövüşerek ayrılıyorlar bu dünyada. Gerçekten seven insan bir gün ayrılacağını da bilerek saygı gösterir muhatabına.       

           Sevgili oğlum,

           Güzel geçen bir günün ardından bunlar aklıma geldi de sana yazarak bırakayım dedim.  Mektup yazmayı çok seviyorum. Seni de çok sevemesem bunları yazmaz. “Boş ver” der geçerim ama hayatta hiçbir şeyi boş vermemek lazım. O kadar değerli hayattaki her şey.