Sevgili dostum,

Özgelişimine  önem veren insan  aynı zamanda  zamanla insan olmanın şuuruna eren  insan olur. İnsan olmak demek te başta Yaradan ve yaratılanları seven insan olmak demektir. Çok insaa yapmacıktan sever, sevgisi çıkarlarına göre değişir. Zamana göre değişir. Sevişerek evlenen ve dövüşerek ayrılanlardan  en az birisi gerçekten sevmemiştir belki de.

Sevgili dostum,

Özgelişim demek insanın zamanla özü ve sözüyle daha  iyiye giden insan olmak yolunda çaba harcamak demektir. Özgelişim içinde olan insan hep daha iyi olmanın , içindeki olumsuzluk ve kötü yönleri ile mücadele eden onları yenerek  içinden uzaklaştırmaya çaba harcaması demek. Çaba olmadan gayret olmadan hiçbir başarı elde edilemez değil mi?

Sevgili dostuım,

Çocuklarımız gerçek manada  anne ve babasını sever. Anne ve baba çocuğunu dövse bile çocuklar 5 dakika sonra unutur. Çünkü güçsüzdürler ve anne babaya muhtaçdırlar. Ama devamlı şiddet gören  çocuklar o an unutsalar bile ilerleyen yaşlarda unutmazlar onlarda büyük oranda  çocuklarına şiddet uygulayan insana dönüşürler. İnsanın  çok büyük, içindeki kötülükle mücadele gücü olmazsa kendini değiştirmesi ve  gelişmesi zor olur. Ama imkansız değildir. Yardım alan ve  kendi gayreti ile  kötülükleri iyiliğe dönüştüren insanlarda az değildir hayatta.

Sevgili dostum,

Çocuklaraeen kadar sevgi gösterirsek  onlarda mutlaka bizlere daha  çok sevgi gösteriyorlar. Bu sevgi sadece lafta değil. Mesela onlara  harçlıklar vererek,  kitap, kalem, defter hediye ederek en güzel  “seni seviyorum” mesajı olabiliyor. Çok büyük ve yaşlı insan,  geçmişte  kendileriine pek kitap kalem defter hediye eden olmadığı için  bunun önemini pek anlamıyor. Bn bunun önemini anladığım andan itibaren bunu yapınca  çocukların bizlere olan sevgisini arttığını gördüm. İyilikler ve kötülükler nasıl unutulmuyorsa  çocukların üzerinde daha büyük etki yapıyor. Bunu  yazar ve akedemisyenlerin nehir söyleşi kitaplarında,  çevremizdeki insnaların  gözlemlediğimizde, kendi tecrübelerimizde, çevremizdeki çocuklardan daha iyi gözlemleterek anlıyoruz. Çocukların yaşı ilerledikçe bu sevgi daha da artıyor. Anne ve babalarda  böyle  çocuklarına hediyeler veren  insnaları daha çok ziyaret ederek çocuklarının özgelişimine olumlu katkı sağlayabilirler.

Sevgili dostum,

Bizler dahi özgelişimin önemini zamanında tam anlamamışız. Bunu sohbetlerimizde sen söylemiştin de bende bu mektuplarla  sana yazmaya karar vermiştim. Sen okuyunca anlamadığın yerleri anlatmıştım. Bende sana sorular sorarak daha iyi öğrenmemiz için adımlar atmıştım da özgelişimimizin biraz daha  ilerlediğini görerek sevinmiştik. Keşke  diğer dostluklarda da   insanlar  böyle “naısl gelişebiliriz veya  çocuklarımızı da nasıl geliştirebiliriz?” sorusunu sorarak cevap arayabilseler. Bu soruları sorabilen çok az insan oluyor. “Çok insan da biz yaşlandık bu yaşta gelişsek ne ollur gelişmesek ne olur” diye önemsemeseler de, Çocuklardan sonra torunlarda dede ve nenelerini iyi gözlemliyorlar. Yani dede b nene gelişmeye   bakarsa torunlarda onları gözlemleyerek uygulayarak  gelişmeye bakacaklar oysa.

Sevgili dostum, özgelişim yolcusu,

Sevmeyi hayatının  kuralı olarak görerek insanları seven   bir insanın , duygulu insanın  sevgisine karşılık görememesi, İnsanların “ seni seviyorum” deyip de bunu davranışları ile göstermemesi gerçekten, hakiki manada seven insana dokunuyor fazlasıyla. Ama ne yaparsın gerçek manada sevemeyenlerde anne ve babalarından böyle görmüşler ve  bunu değiştirmek için bir “özgelişim eğitimi” almaya da gerek görmemişler. Bu eğitim insanın   azmetmesi ve karar vermesi ile olur . Kendi kendine olur.

Sevgili özgelişim yolcusu dostum,

Samimiyet nasıl ki gözlerden anlaşılırsa,  sevgi de genelde gözlerden ve davranışlardan anlaşılır. Her zaman diyorum ya,  “dil yalan söyler ama vücut yalan söylemez” O yüzden davranışlarımıza  ve  bakışlarımıza dikkat etmek  sevgimizi en güzel şekilde başta çocuklarımıza  göstermek demektir.

Sevgili özGelişim yolcusu,

Düşünüyorum da,  özgelişime önem vererek senin ve benim gibi adım adım özgelişim için  çabalayan insan sayısı  artsa  dünyada  kötülükler de yavaş yavaş iyiliğe dönüşerek dünya gelişebilir. Bunu  yaşı büyük olanlara anlatmak zor olduğundan  derim ki bu gelişimin önemini çocuklara anlatalım ve  hissettirelim ki onlar daha kolay anlar ve gelişime  adım atar. Çünkü  öğrenmeye ve iyiliğe kötülükle tanışmamış çocuklar daha yakındır.

Sevgili özgelişim yolcusu,

Başkalarının çocuklarına pek etkimiz olmazsa da yakınmızdaki  çocuklara ve   gençlere özgelişimin önemini hem sözle hem davranışla onlara kalem defter, okumayı sevene kitap hediye ederek gösterirsek hiç olmasa çevremiz gelişir ve biz da rehat ederiz. Bunu  yapacak gücümüz ve imkanımızda  işte özgelişim  sevgimiz  ile var.

Sevgili özgelişim yolcusu,

Bunu yaparken bizimle alay eden,  taciz eden, küçümseyen hatta sözlü saldırılarda bulunanlarda olacak. Onların amacı eğlenme ve günü geçirme. Bizim amacımız eğitim ve öğrenme, geleceği inşaa etmek, geleceği geliştirmek olduğundan bunlara  önem veren Yaradan bizlerin çabasını mutlaka görerek  manevi olarak  ödüllendirecektir. Ama biz ödül beklentisi ile değil  faydalı olmanın sevinci ile yapalım bunu. Bu sevinç bile yeter bize.

Sevgili Kişisel Gelişim yolcusu,

Bu mektubu yazmak bile bana  iyi geliyor. Biliyorum sana da iyi geliyor ve  bilmediklerimizi karşılıklı iletişim halinde okuyan ve yazan olarak  öğreniyoruz. Bu öğrenme zenginliği ve  tarihe not düşmemizde sanırım  zamanla anlaşılacak şey. “Yaz  bırak  isteyen çöpe atsın isteyen kalbine yazsın”  Herkes kendine yakışan ve   kendine değer verdiği kadar  kendine hediye edilene değer verir. O yüzden biz  bunu  hediye olarak verelim. Karşımızdaki kendine yakışan şekilde karşılık versin.