Bugüne dek Tokat Taşhanı ve komisyoncularıyla ilgili o dönemi yaşayan yirmiye yakın şahsiyetle yüz yüze ya da telefonla görüşmeler yaptık, devam da ediyoruz. Bu konuda bizimle görüşen, katkıda bulunan kurumlara, kuruluşlara, şahsiyetlere ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Tahminen 20’yi aşacak olan bu yazı serimizin sonunda kaynaklar ve görüşülen kişiler ayrıca belirtilecektir. Elbette bunların tamamını burada yayınlamamız mümkün değil. Bu yüzden bu görüşmelerden kısa kesitler sunacağız sizleri de sıkmadan.

Bu yazı serimiz memleketimizin ayrı bir değeri olan Tokatlı Gençler Honoğlu’nda Grubu ile birlikte Tokat Hürsöz ve Niksar Danişmend gazetelerinde de yayınlanıyor. Maalesef ekonomik sıkıntı ve devlet desteğinin yetersizliği yüzünden şehrimizde sayıları gittikçe azalan gazetelerimiz bu tür yazılar ve fotoğraflar bakımından kısıtlı davranmak zorunda kalıyorlar.

Ancak gün gelir bu güzel şehrin dününe, kültürüne, sanatına sahip çıkan yetkililerin –Tokat Valiliği (İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Vakıflar Bölge Müdürlüğü), Tokat Belediyesi, Ticaret ve Sanayi Odası ve diğer esnaf tşekküllerinin-destekleriyle hemen hepsinin, bütünüyle o çalışmalarda yer alacağı inancımı kaybetmiyorum.

***

Taşhan’ın bilinen Eski Komisyoncularından Hüseyin Bedestenlioğlu’nun oğlu Kazım Bedestenlioğlu ile Salih Bilgili’nin Emirsaid (Emir Seyid)  Kasabasındaki Bağ evinde 17.07. 2019 ve Kasım 2021’de Yapılan Görüşme

Babamın yakın arkadaşlarından-bir müddet Sivas Yıldız köyünde ortak koyun ticareti de yaptıkları – Hüseyin Bedestenlioğlu’nun hayatta kalan oğlu Kazım Bedestenlioğlu, 1944 Tokat doğumlu. Dedesi Tokat Belediye binasını yapan Taşçı Mehmet Usta ( -1952)  (Tokat’a sulama kanallarını kazandıran Tokat D.S.İ. Başmühendisi Süreyya Bedestenlioğlu’nun (1926-1982) babası)

Baba adı Hüseyin, anne Aliye Hanım. İlkokulu İbn-i Kemal İlkokulu’nda, orta ve lise öğrenimini Gazi Osman Paşa Lisesi’nde tamamlamış. Memuriyete Tokat Akbank’ta başlamış, Devlet Su İşlerinden 2004’de emekli olmuş. Söz onun:

“Babam 1907 doğumlu idi.1952 yılından beri yani sekiz yaşından itibaren hali biliyorum. Girişte, ilk ağızdaki dükkân bizimdi. Karşımızda Bayram Amca vardı. Sonra babam 1960’da-Vasfi Diren’in evlerinin karşısındaki-  Çaydaki ahşap binayı yaptı. Babam halde daha sonra bir iki dükkân aşağıya taşındı. İlk ortağı Mehmet Altınsoy’du. Sonra da dükkânı Ali Yelpeli’ye devretti. Komisyoncu Fettoğun Dursun Ersan vardı. Onlar daha sonra babamın geçtiği yere taşındılar.

Babam gece sabaha doğru hale giderdi. Ona asıl yardım eden ağabeyim Ferruh’tu. İşine 1969 yılına kadar devam etti.  Halde hiç kimsenin hakkını yemedi. Çürükleri ayırır, darasını alırdı. Daha çok bahçecilerin getirdiklerini satardı. O dönemlerde kasa yoktu, sandık, heğ ve sepetler vardı. Bazen kazalara ve Sivas’a pazarlara kamyonla mal götürür, satarlardı. Sonra yeni hale taşındık. Bir yıl kaldıktan sonra 1970 yılı kasım ayında babam vefat etti.

Babam komisyonculuğa çocukken başlamış.  Halin üst katları fazla kullanılmıyordu. Motorlu araç sayısı fazla değildi hale eşeklerle, at arabalarıyla meyve sebze gelirdi. Amasya’dan at arabası ile patlıcan getirirlerdi.

Halin müdürü oldukça disiplinli olan ve aynı sokakta oturduğumuz eniştem Kemal Erdem idi. Önce zabıta amiri, sonra hal müdürü oldu.  Haldeki işleyiş oldukça disiplinliydi, hak, hukuk gözetilirdi. Esnaflık ilişkilerimiz çok güzeldi. Sivas’a mal yapanlar arasında bildiğim Baytarın Abdullah daha çok salça da satardı.

Birkaç esnaf komşu ile beraber hemen her gün kebap yapılırdı. Malzemeyi ben hazırlardım. Sebzelerde ilaç yok, her şey tabiiydi. Bazen de zeytinyağlı salata yapardık.

***

Mehmet Urgancı İle 14.09.2021 ‘de Salih Bilgilioğlu ve Burhan Kurddan’la birlikte Tokat Takyeciler Camii Avlusunda Yapılan Görüşme

Mehmet Urgancı 1937,Tokat doğumlu. İlkokulu üç ayrı yerde okumuş, Müezzinoğluların evinde Kurtuluş İlkokulu’nda (bugünkü Halk Eğitim Merkezi’nin yerinde idi) sonra da Kurtuluş İlkokulu ile birleştirilen Gazi Osman Paşa İlkokulu’nda tamamlamış.

1947’ de Taşhan’da komisyonculuğa başlamış.1956 ‘da vergi mükellefi olmuş. Babası Hasan Urgancı (1904-1977) sebze halinde temizlik, kantar işlerine bakmış bir müddet de bekçilik yapmış.

Taşhan’daki sebze ve meyve komisyoncularını şöyle sıralayarak anlatıyor:

“Hasan Yorulmaz (Mehmet ve Mustafa Yorulmaz’ın babası),Ali Yamçıcıer ve oğulları Haydar, Halil ( Muhasebeci), Dursun Ersan (Fettoğlu, Naci Yazoğlu’nun kayınbabası, Feridun Yazoğlu’nun dedesi), Hacı Salih Gönen (Seyfettin Gönen’in babası) ,daha sonra Seyfettin Gönen ve Naci Sağlamer beraber çalıştılar.

İhsan Toker(Sami Toker’in babası),Kadir Beneklioğlu, Ömer Bilgilioğlu (Salih Bilgilioğlu’nun  dedesi, sonra Süleyman Bilgilioğlu Salih’in babası ve amcası Mehmet Bilgilioğlu ),İcra Memuru Abdullah Efendi,

Ağa Atılgan (Zühtü ve Fikri Atılgan’ın babası), Ahmet Ekenoğlu (Sezai Ekenoğlu’nun babası),Mehmet Dindar, Ciğerci Deli Osman (Sebze halinde ciğercilik yapardı),Muhacir Ferit Emmi, Nuri Genç (İçeride komisyoncu dışarısında boya dükkânı vardı),Lütfi Zifiryemez, Kemal Özkarslı, Sivaslı Mustafa (Koçyiğit Komisyoncu ve nakliyeci)

İsmail Dabak (Mehmet Dabak’ın babası),Sebati Dolar, Hasan Selimoğlu, Emin Ölçücüoğlu, (Oğlu Ali Ölçücüoğlu),Hasan Alhan (Oğlu Rahmi ve Ragıp Alhan, torunu Salih Alhan),

Taşhan’da 8 nolu dükkân: yedi, sekiz kişi beraber pazarcılık yaparlardı. Mehmet Urgancıoğlu, Duran Temel, Hacı Osman Keçecioğlu, Mustafa Battal, Murat Yaşar),Ali Camgöz(oğlu Osman, torunu Ali),Bekir Keklikçioğlu (Oğlu Ali), Erkiletli Hüsnü Kısa (Oğlu Ali),

Kahveci Emin Yuvarlak, Bayram Ağa (Damat Paşa) halde bakkallık yapardı, Hacı Pekdemir, Sadi Sağlamer, Yahya Eren, Bekir Veziroğlu, Bekir Somtürk, Naci Sağlamer, Nurettin İşgör. Tabi bunlar benim hatırladıklarım unuttuklarım da olabilir.

Hafta arası pazarcılık yapardık.7-8 ton sebze ve meyveyi kamyona yüklerdik. Yollar bugünkü gibi değil hep stabilize, asfalt nerede? Kamyonlar birz rampa görse hararet yapardı bu yüzden Kızıleniş’te Austin çeşmesinde, Çamlıbel’de Köroğlu (Atatürk)  Çeşmesinde epeyce mola verirdik.

Mersin’e çok giderdik. Kışın sebzenin arasına donmasın diye aralarına yeşillik koyar, arabanın camına buharlaşmasını önlemek için kolonya döker, içeriye ısınmak için küçük tüp koyardık. Hemen her Cuma gittiğimiz Yıldızeli pazarında açtığımız sergilerin yanında yatak serer yatardık. Austinlerin o yıllarda şoför mahalli ahşaptı.

Ve size o dönemdeki bir yaşanmışlığı da anlatayım.

Türkiye’nin sayılı meyve suyu firmalarından Kayseri Meyve Suyu Fabrikası her yıl Tokat’a gelip -daha önce avansta vererek -vişnelerin olduğu zaman kampanya ile üreticilerden vişne alıyordu. Fiyat olarak da Dimes’ten biraz fazla verince üreticilerin bir kısmı haliyle onları tercih ediyordu. Ancak firma yılın birinde bu toplama işini erken bitirip sezonu kapattı. Dolayısıyla beklenmedik bir şekilde tonlarca vişne müstahsilin elinde kaldı.

Çaresiz kalınca Vasfi Diren’in yanına giderek durumu arz ettik: “Vişne elde kaldı, perişanız” Deyince kayıtsız kalmadı. Üstelik alıcısı olmadığı için 2,5 kuruşa kadar düşen vişneyi Vasfi Diren 10 kuruştan aldı. Tokatlı müstahsil de bu vefayı asla unutmadı. Ondan sonraki yıllarda Kayseri Meysu yerine kendi memleketinin kuruluşu olan Dimes’i tercih etti.

Diğer bir hatırada şöyle: Rahmetli Vasfi Diren, Naci Sağlamer ile bizim dükkâna çok sık gelir, sohbet ederdi. Bir gün bizi karşısına alıp şöyle söyledi: “Bakınız arkadaşlar size bir öğüt vereyim. Ticaret bisiklete benzer. Pedalı çevirir gidersin, çeviremezsen düşersin.” Hatta bu sözleri bir kâğıda yazmış bana vermişti. Hâlâ özenle saklarım.

Size o yılların yemeğinden de bahsedeyim. Taşhan’ın karşısındaki meşhur Efendiağa’ya yaptırdığımız kebapların yanı sıra bir de bizim hal yemeğimiz vardı. Kuyruk, sarımsak, kuşbaşı et, domates, biber, patates, patlıcan, güveçte yapılırdı. Şayet tava olarak hazırlamış isek tavayı Meydan’daki fırınlardan birine verirdik. Sonra konu komşu toplanır hem karnımızı doyurur hem de sohbet ederdik.

*Gelecek yazımızda Komisyoncu Rahmi Alhan ile Ömer ve oğulları Süleyman - Mehmet Bilgilioğlu’nu konu edineceğiz.