Yazar Hatice Yatkın Yetişen, “Okumadan yazabilen, en azından kayda değer bir çalışma ortaya koyabilen birileri olabileceğine pek inanmıyorum”

 

TURAN YALÇIN -Bize kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz? Hangi okullarda okudunuz ve  nerelerde çalıştınız?

Hatice Yatkın Yetişen- 18 Mart 1975 yılında Kastamonu İnebolu'da dünyaya geldim. İstanbul'da, Sabiha Gökçen Kız Meslek Lisesi Çocuk Gelişimi bölümünü bitirdim. Daha sonra Anadolu Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Bölümünden mezun oldum. Özel bir firmada yönetici asistanlığı ve özel okullarda anaokulu öğretmenliği yaptım. Evliyim ve iki kızım var. Bir Online Senaryo Yazım Atölyesi Programını bitirdim. Şimdilerde 2. romanım Karantina Gemisinin senaryosunu yazıyorum. 

TURAN YALÇIN-Yazmaya başlama hikâyenizi anlatır mısınız? 

Hatice Yatkın Yetişen- Çocukluğumdan beri okumayı ve yazmayı çok severim.  Daha o yaşlarda şiir, şarkı sözü ve kısa hikâyeler yazardım. Aslında roman yazma hayalim vardı ama buna hiç cesaret edememiştim. Yıllar içinde iyice gelişen okuma tutkum sonunda bu adımı atmama sebep oldu. Birkaç sene boyunca çeşitli taslaklar biriktirdim. Üzerlerinde çalışıp kendimi yazma konusunda geliştirdim. Tüm bunlara yaşam tecrübesi de eklenince sonunda ilk romanım için adım attım.  

TURAN YALÇIN-İlk kitabınızı ne zamana çıkardınız?

Hatice Yatkın Yetişen- İlk kitabım "Görünmez Kadın" otobiyografik bir romandır. Aralık 2019 yılında yayımlandı. Yaşadığım bir sağlık sorunu sırasında başıma gelen olayları yarı komik, yarı trajik bir anlatımla romanlaştırdım. Kitap,  görünmez olduğunu düşünen ve büyük hayalleri olan bir kadının kendini gerçekleştirme serüvenini anlatıyor.

TURAN YALÇIN-Bugüne kadar kaç kitap çıkardınız ve konusu nedir?

Hatice Yatkın Yetişen- Üç romanım var. İlk romanım “Görünmez Kadın”  Onun konusundan yukarıda bahsetmiştim. İkinci romanım “Karantina Gemisi” Bir Coronavirüs Romanıdır. Eda ve Salih Akdeniz liman şehirlerini gezen turistik bir gemiyle balayı seyahatine çıkarlar. Bu bir aşk evliliği değildir. Gezi sırasında gemide Coronavirüslü hastalar tespit edilir. Gemi karantinaya alınır. On dört gün boyunca gemiden kimse ayrılamayacaktır. Bu arada genç çift birbirlerini gerçek anlamda tanımaya başlar. Eda'ya saplantı derecesinde âşık olan ve yıllar önce reddedilen Tekin, gemide ortaya çıkar. Tehlikeli biri olan bu adam herkese büyük bir panik yaşatır. Bir de “Ateşten Kalbe” adında bir şiir antolojisinde yer aldım. Bu kitapta on dokuz şairin şiirleri yer alıyor. Benim de kitapta on bir tane şiirim var. Son romanım ise “Nilüfer Zamanı” çok yakın bir tarihte yayımlandı. Güzel bir hikâyesi var. Ünlü bir eşi olan Nilüfer’in, kocasının ihanetine uğradıktan sonra dağılan hayatını anlatıyor. Geçmişinde de büyük acılar yaşayan bu kadının çocuklarıyla yeni bir yaşam kurma mücadelesini yazdım. Geçmişten gelen acıları, umutsuzluğu, umudu ve zorlukların içinden çıkıp bir çıkış yolu bulmayı anlatıyor.

TURAN YALÇIN- Yazmak mı yayınlamak mı zor? 

Hatice Yatkın Yetişen- Aslında bir bakıma ikisi de zor. Yazma aşaması bazen çok yıpratıcı olabiliyor. Ama insan ne yapıp edip bu sorunu kendi içinde çözüyor. Fakat sıra kitabı yayınlatmaya gelince başka zorluklar çıkıyor. Çalışmanızın her açıdan değerli olmasını ve büyük kitlelere ulaşmasını istiyorsunuz. Ben kitaplarımın görünümü, konusu ve kurgusuna çok önem veriyorum. Özellikle yeni yazarların kitap kapakları dikkat çekici ve özenli olmalı diye düşünüyorum. Okurları kitaba ilk çeken şey kapak ve kitabın konusudur.  

TURAN YALÇIN-Okumadan yazan çok kişi var.  Okumak  ve yazmak arasında ki  ilişki sizce nedir? 

Hatice Yatkın Yetişen- Okumadan yazabilen, en azından kayda değer bir çalışma ortaya koyabilen birileri olabileceğine pek inanmıyorum. Okumak ve yazmak ikiz kardeşler gibidir. Aralarında sıkı bağlar ve duygusal bağlantılar vardır. Ancak okumaya tutkun insanların yazma sabrını gösterebileceğini düşünüyorum.  Yazarlar yazdıklarını yüzlerce kez okuyorlar çünkü. En azından ben öyle yapıyorum. Yazma eylemi okumadan, yazmadan ve çalışmadan asla yapılamaz. 

TURAN YALÇIN-Yazmak size maddi manevi ne kattı?

Hatice Yatkın Yetişen- Önce yazmanın maddi anlamda bana ne katacağını hesaplayarak yazmaya başlamadığımı söyleyeyim. Çünkü bu iş para kazanmak amacıyla başlanabilecek ve devamı getirilebilecek bir şey değil. Bu büyük bir tutkudur. Sanki sizi ele geçiren bir tür iyi niyetli güçtür. İçinizde ne varsa kâğıda aktarmanızı, topraklama yapmanızı sağlar. Manevi anlamda bana çok şey kattığını söyleyebilirim. Büyük bir hayali gerçekleştirmiş oldum. Bu kendime olan özgüvenimi yükseltti. Bir anlamda başarma yolumun açılmasını sağladı. Açılan bu yoldan yavaş adımlarla da olsa artık hayallerime yürüyebilirim. 

TURAN YALÇIN-Yazmak size nasıl bir duygu veriyor? Nelerden besleniyorsunuz?

Hatice Yatkın Yetişen- Bilgisayarımın başına geçip yazmaya başladığım andan itibaren hayal dünyamla inşa ettiğim bir başka dünyaya adım atıyorum. Bu dünyada olayları ve insanları yönlendirebiliyorum. Bir nevi kendi tiyatro alanımı kurmuş oluyorum. Her şey istediğim gibi şekilleniyor. İnsanlar istediğim gibi davranıp, sadece benim yazdıklarımı söylüyorlar. Bu inanılmaz güzel bir his ve beni çok mutlu ediyor. Yazar yanımı besleyen şeylere gelirsem; okuduğum kitaplar ve bunca yıllık yaşanmışlık diyebilirim. Kitaplardaki hayali dünyalar beni içine çeker. Bir kitabı okurken o mekâna giderim ve kitabın kahramanlarıyla tanışır, onları anlamaya çalışırım. Kendi yaşamım, hayatı algılama biçimim, çevremdeki insanlar ve olaylar da beni yazma konusunda çok besler. Gerçek olaylarla kurguların birbirine karıştığı kitapları okumayı ve yazmayı seviyorum. 

TURAN YALÇIN- Yeni yayınlanacak kitabınız var mı?

Hatice Yatkın Yetişen- “Nilüfer Zamanı” romanım çok yeni çıktı. Ama dinlenmek yok tabi ki. Bu aralar “Karantina Gemisi” romanımın senaryosunu yazıyorum. Bu romanımın filme uyarlanması yazmaya başladığım günden beri en büyük hayallerimden biriydi. Çok güzel bir sinema filmi olmaya uygun bir konusu var. Aşk, coronavirüs ve gerilimin harmanlandığı heyecan verici bir hikâyesi var. Bu yüzden kolları sıvayıp kitabımın senaryosunu yazmaya başladım. O bitince büyük olasılıkla taslak çalışmalarımdan birini belirleyip onun üzerinde çalışmaya başlarım. 

TURAN YALÇIN-Başka ne anlatacaksınız?

Hatice Yatkın Yetişen- Son olarak şunu söylemek isterim: Bir hayali olan insanlar onun peşinden gitmeli. Tabi ki insanlar illa ki başarıyla mutlu olur diye bir kaide yok, ama sizi ne mutlu ediyorsa onun için çaba harcamalısınız. İlk kitabım çıktığından beri hayallerimi daha da büyütüp genişlettim. Çok çalıştığım zaman hayalini kurduğum gibi bir başarı elde edeceğime canı gönülden inanıyorum. Bir de insanların okumayı asla ihmal etmemelerini dilerim. Kitap okumak insanlara hiç bir şey kaybettirmez. Aksine, onları geliştirir, kalben ve ruhen büyütüp besler.